ABD'nin sömürgeleştirme stratejisi kapsamında ürettiği son silah:

Füme rengi başkan!
Chicago Grantpark’ta toplanan onbinlerce Amerikalı, hayran gözlerle sahneyi izliyor... Gözyaşları, çığlıklar, alkışlar... 44. Başkanlarına aşık, aşık bakıyorlar. Oysa değişim dediğiniz hadise sancılı değil midir? Değişim dünyanın hiçbir coğrafyasında, hele dünyanın efendisi, üstün toplum olmak gibi bir ideolojiye sahip ABD’de bu kadar kolay kabul göremez, bu kadar çok alkışlanmaz, rahat sindirilmez... Belli ki, Obama’nın ağzından çıkanlar ezber bozmuyor. Hepsi bir ağızdan ”Yes we can“ diye bağırabiliyor. Çünkü o bir Amerikalı...
Seçim sonuçları açıklandığında NTV ekranına bir konfeti yağdırmadığı kalan sunucu bayanı anlamakta güçlük çekiyorum bu nedenle... Sabah gazeteleri açtığımda okuduğum kıtalararası serenatları da... Dünyanın dört bir yanı, hele hele Ortadoğu ve Afrika’yı esir alan coşkuyu da...


Kim bu Obama?
Dünyaya algılatılan Obama hikayesinin şifreleri şöyle;

Kansaslı beyaz bir anne ile Kenyalı Müslüman bir babanın oğlu. (Aileden diyalogçu!) İlk adı Hüseyin. (Iraklılar, İranlılar, Araplar, Arap olmayan Müslümanlar’a kabul ettirmek kolay) Üvey babası da, öz babası gibi Müslüman. ( İslam evinin değişmez unsuru olmuş; Müslümanlarla empati kurar, değerlerini savunur) Senatör olarak göreve başlarken İncil üzerine yemin etmiş bir Katolik. (Amerikalılar o sizden biri!) İlkokulun birinci sınıfını Endonezya’da okumuş... ( Yabancı değil, sizin toprağın çocuğu!) Harvard’da ’burslu’ okumuş. (Yoksul..) Sınıfındaki 10 öğrenciden 9’unu not ortalamasında geride bırakmış. (Çalışkan...) ”Harvard Law Review“ dergisinin ilk Afrika kökenli Amerikalı başkanı. (Hırslı...) Eşi Michelle de kendisi gibi işçi bir aileden geliyor. (Ezilen...)
ABD’nin yeni Başkanı Barrack ile Vanity Fair’in en iyi giyinen kadınlar listesine giren eşi ezik Mıchelle(!), zenci bir iktidar mı yaratmış oldular şimdi? Yoksa beyaz iktidara dahil mi oldular?


Amerikan gerçeği
ABD dediğinizde, neden dünyanın algısı hep siyahtır? ABD Martin Luther King’dir, Carl Lewis’tir, Michael Jordan’dır, Muhammed Ali’dir, Shaquille O‘Neal’dır, Harlem’dir, Eddie Murphy’dir, Jackson kardeşlerdir, Denzel Washington’dur, Whoopi Goldberg’dir, Halle Berry’dir... Çünkü ABD markası ”gerçekleşmeyecek, ama izlemesi keyifli bir rüya“dır. Çünkü Amerika, rastalı saçlı, etli dudaklı, siyah insanlarına rağmen beyazdır. Siyah ile sembolleşen ezilmiş, dışlanmış, horlanmış safta yer almamıştır hiç Amerika.
Ezerek kurulmuş, ezerek büyümüştür. Dünyanın sınırlarına, milletlerine, devletlerine, yasalarına ezerek meydan okumaktadır. Köleleştirme, sömürgeleştirme; emperyalizmdir!
Barrack Obama ise, ’beyaz Amerika’nın ezip geçtiği topraklarla’ göstermelik barış için yürüttüğü ’halkla ilişkiler çalışması’nın adından ibarettir. ABD’nin yeni marka yüzüdür!
ABD, Martin Luther Kıng’in ”Bir rüyam var. Gün gelecek, eski kölelerin evlâtlarıyla eski köle sahiplerinin evlâtları, Georgia’nın kızıl tepelerinde kardeşlik sofrasına birlikte oturacaklar “ sözlerini gerçekleştiren ilk siyah mıdır Obama? ABD Dışişleri Bakanı, Neo-Conların tanrıçası Condelezza Rice neydi peki? Körfez Savaşı’nın çöl fırtınası Colin Powel? Bu pratiklerin sonuçlarını kimse unutmasın.
Amerika’da bir kızılderilinin iktidar olması devrim olabilirdi. Obama, en zor döneminde en ağır işte çalıştırılacak bir köledir sadece!


Bir rüya gördüm
Bu senaryonun tek doğrusu ”M. Luther King’in rüyası gerçekleşmiştir“ çünkü “siyahlar ve beyazlar, Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Budistler “Grantpark’ta” elele tutuşmuş“ hatta kucaklaşmışlardır. Bu sadece ’Amerika’nın rüyası’dır. İnsanlığın değil.
Kedisini bekleyen onbinlerce kişiye kurşun geçirmez camların arkasından seslenen Obama’nın zafer konuşmasında söylediği gibi, seçim sonucu ”ABD’den şüphesi olanlara genç, yaşlı, zengin, fakir, Demokrat, Cumhuriyetçi, siyah, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, özürlü bütün Amerikalılar tarafından, Amerikalılar’ın, sadece bir bireyler topluluğu olmadığı, daima “Amerika Birleşik Devletleri” olduğu ve olacağının” mesajıdır.
Obama başkanlık koltuğunu değil, derisinin rengi kendisinden daha koyu ama emperyal tavrı Bush’tan daha beyaz olan Condi’nin misyonunu devralacaktır. Zafer konuşmasındaki gibi ’ülkenin problemleriyle yüzleşmek gerektiğinde’ özellikle Ortadoğu coğrafyası için Amerikan tehdidinin varlığını muhafaza ettiği görülecektir. Obama bu coğrafya için kurtarıcı olamaz. Genetik ve kültürel özellikleri ile Ilımlı İslam açılımıyla, logo olarak kullanılabilecek düzeyde bütünleşmiştir.

Emperyalizm değişmez
ABD politikaları kişilere endeksli olamaz. Hatta partilere endeksli de olamaz. ABD politikaları menfaatlerine endekslidir. Bu nedenledir ki, bugünden Obama’nın kilit makamlardan birine Cumhuriyetçi atayacağı konuşulmaktadır. Bu nedenledir ki, İran’la uzalşmacı bir kampanya yürüten Obama, birden Ahmedinejad’ın doğru insan olduğundan şüphe duymaya başlamıştır... Irak’tan askerin çekilmesinin o kadar da çabuk olamayacağı dillendirilmeye başlanmıştır... Obama’nın rengi Irak’ta ölen 1 milyon Müslüman’ı geri getirmeyeceği gibi, 1 milyonun daha ölmeyeceğinin garantisi değildir!
Obama biraz Müslüman, biraz Hristiyan, biraz zenci, biraz beyazdır. Dolayısıyla ABD’nin kurduğu sömürge imparatorluğuna yeni eyaletlerin kapısını açacak ’maymuncuk’ gibidir. Dünyanın her yanında tavan yapan Amerikan karşıtlığını yumuşatmak, potansiyel sömürge olan üçüncü dünya ülkelerinin gözünü boyamak için kullandığı yaldızlı ciladır. Obama dün “dünyaya zarar vermek isteyenleri yenecekleri”ni söyledi. Yenmek için savaşmak gerekir. “Demokrasi, özgürlük” gibi ideallerin peşinden gideceklerini söyledi. Unutmayın Bush da Irak’a girerken aynını söylemişti! Ve son söz olarak Obama “Tanrı ABD’yi korusun” dedi. Bize de tek söz kaldı: Tanrı ABD’den korusun!

++++++

Obama hayranları kulübü

Amerika’nın yeni başkanı, dünyanın ‘yeni imparatoru’ o. Sahaya çıktığı, sahnede göründüğü anda heyecanlanmıştım açıkçası.
Daha ön seçimlerde bile Hillary Clinton karşısında onu desteklemiş, bu desteği yazılara dökmüştüm.
John McCain karşısında haydi haydi onun zaferinden yanaydım. Amerika Başkanı seçilmiş olmasından fevkalade memnunum.
* Cengiz Çandar/Radikal


ABD başkanlığı, dünyanın en önemli, en güçlü makamıdır. Büyük kriz bitince de cihan devleti pozisyonu sürecek. Olmaya ki dünyada epey sayıdaki acemi ve romantik siyasetçiler aksi bir ümide kapılsınlar. Önümüzdeki 4 yıl başkan, ABD ve dünya ekonomisini düzene sokmakla, Orta Doğu petrol kaynakları ve yollarını kontrol etmekle, evrensel terörle savaşmakla uğraşacaktır.
* Yılmaz Öztuna/Türkiye


Ezilenlerin devrimi
Kölelik kurumunu iliklerine kadar yaşamış, bundan dolayı bölünüp İç Savaş’a sahne olmuş, bu büyük acı da yetmemiş, yıllar ve yıllar boyu ırkçılık ve ırk ayrımcılığı trajedisine tanıklık etmiş ve daha hâlâ beyaz ve Anglo-Sakson olmayanların ikinci sınıf muamele görebildikleri bir ülkeye derisi siyah bir Başkan seçiliyor.
Bu kendi başına bir ’devrim’dir.
Obama’nın ilk Afrikalı-Amerikalı olarak Beyaz Saray’a oturması, yalnız Amerikan siyasetinde değil, yalnız Amerika’da değil, dünya çapında da kültürel değişimleri tetikleyebilecek, özellikle insanların ten rengiyle ilgili önyargı ve zihniyet kalıplarını kırabilecek heyecan verici bir olaydır.
Gerçekten heyecan verici.
* Hasan Cemal / Milliyet


Adını not edin
Hayat hikayesinin ışık görmüş bütün köşelerinden dünya güzeli karısının profiline kadar herşeyine dikkat ettiğim bir adam.
Kervanındayım.
* Yasemin Çongar


++++++


Primatların zekâsını küçümsemeyin
İsmet Berkan, Obama ile verilen sinyali farketti: “Kürtlerin içinden bir Marthin Luther King Jr. çıkmış olsaydı, kalabalıkları peşine takıp Ankara’da, Tandoğan’da onbinlerce kişiye ‘Bir rüyam var’ diye başlayan bir konuşma yapsaydı ne olurdu acaba?”
Elde var bir. Bakalım başka hangi Obama hayranları “bir rüya gördüm” diye başlayacaklar söze...


++++++


GÜNÜN SORUSU
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun AKP’li üyeleri RTÜK Başkanı Zahid Akman için CHP’li, MHP’li ve DTP’li milletvekilleriyle yumruk yumruğa kavga etmiş...
RTÜK Başkanı istifa etmek için savaş çıkmasını mı bekliyor?
* Mustafa Mutlu

++++++


MİNİ YORUM
Aile mahremiyeti suçu örtmek midir?
Türkiye’de ensestin suç olmadığını biliyor muydunuz?
Ben bilmiyordum. Dün bir televizyon tartışması sırasında öğrendim.
Suç kabul edilmeme gerekçesini duyunca eminim siz de benim kadar şaşıracaksınız. Vakti zamanında ensestin suç kapmasına alınması için hazırlanan teklif, “aile mahremiyetini bozacağı” için reddedilmiş. Kapalı kapılar ardında her türlü sapkınlığın yaşanması, intihar, cinayet gibi trajedilere zemin hazırlanması mı aile kurumunu sarsar, yoksa değerlerimize aykırı bu davranışları sergileyenlerin cezalandırılması mı?
* Selcan TAŞÇI

++++++

SİZDEN GELENLER


ABD’deki başkanlık seçimi nasıl yorumlanabilir?
“Kalbi kara olan gitti...Teni kara olan geldi...”
* Durmuş Zaman


*****


Şahin’e sendikal jest
TRT yeni yayın dönemindeki programlarını tanıtmak için bolbol gazetelere reklam veriyor, sokaklardaki reklam panolarını kullanıyor. İlanlardaki ortak nokta AKP yandaşı yayın organlarındaki köşe yazarları.
Biz de İbrahin Şahin’e kolaylık olsun diye bir afiş tasarladık.
* Haber-Sen

*****

AKP-DTP kayıkçı kavgası
Çapulcunun birisi çıkıyor ve diyor ki;
Diyarbakır’a gelme!
Van’a gelme!
Hakkari’ye gelme!
Bunların tamamının anlaşmalı oldugunu, o gizli yemekli toplantılarda planlandığını düşünüyorum.
Nedir bu plan?
Başbakan bunlara pabuç bırakmayacak, batıdaki illerde halkın gözünde kahraman olacak, çapulcu eşkiyalar da, Başbakan’a bile kafa tutuyoruz diyerek doğuda kahraman olacak, oylar paylaşılacak...
Bunun en basit örneği Ertuğrul Özkök’ün milleti yönlendirme amaçlı yazısı:
“DTP örgütü, Başbakan’a ” Buraya gelme, olay çıkar “ diye meydan okuyordu.
Bir yandan bunu söylüyor, bir yandan da olayları bizzat onlar çıkarıyordu.
Gazeteciler taşlanıyordu.
Ama Erdoğan oradaydı.
İşte o an içimden, ” Keşke ben de orada olsaydım “ duygusu geçti.
Bu duygu neydi?
Bu, gazetecilik değil, vatandaşlık refleksiydi.
Ülkemin Başbakan’ını orada yalnız bırakmama duygusu, onun terör örgütüne meydan okurcasına meydana çıkmasına destek verme duygusuydu bu” (Ertuğrul Özkök-Hürriyet-04/11/08)
Başbakan 6 yıldır ne pkk ne de dtp ye karsı bu kadar sert konusmuyordu... silahı bırakın anlaşalım bile
demişti.
Bu Oyunu görelim ve bu tuzaga düşmeyelim...
* Osman Ergin


*****

Çocuk, oku da adam ol!
İngiliz yazar Amstrong’un Bozkurt adlı eserinin toplatılması üzerine, eseri Türkçeye çevirten Atatürk’ün yorumu şöyle olur:
“Kitapta eğlencemizden, içtiğimizden, soframızdan sürekli bahsedilmiş ama eksik kalmış! Oysa yazar yanıma kadar gelip sorma cesaretinde bulunsaydı, ben ona daha ne sefalarımızı anlatırdım.”
Kısaca Atatürk yaşasa Can Dündar’a zarf içinde nice mektuplar sunar, “Al çocuk, oku da adam ol!” diyebilirdi!
* Engin Balım


*****

Yenilmeyeceğiz, çünkü gözümüzü açan, doğru bildiğini söylemekten kaçınmayan genç gazeteciler Kurtuluş Savaşındaki telgrafçıların vazifesini üstlenmişlerdir.
Allah bizimle, biz de onunlayız.
* Nazik Leyla Erdal

*****

Sol düşünceliyim, ama ülkesine sövmeyi solculuk sanan, aptallar gürühundan olmadım. Her zaman yurt sever duygularımı diri tuttum. Emperyalistler ve onların işbirlikçi yalakaları, şunu iyi bilmelilerki, Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi “ Emperyalizm Türk devletinin bağrında yaşayamaz”
* Arif Özkan-Bakü

*****

Kadınlar tehlikenin farkında mı?
Üzmez olayında tüm kadınlar ayaklanmalıydı. Yeri göğü inletmeliydi.
Bugün Somalya’da 3 yetişkin erkek tarafindan tecavüze uğramış 13 yaşında bir çocuk, 1000 kişinin önünde bir stadyumda taşlanarak öldürüldü. Kadınlarımız bu çirkin suçlara, böyle iğrenç ceza usulüne bugün razı olursa yarın nelere maruz kalacağının farkında mı acaba?
* Selma Bartan

*****

Turuncu büyü
Yozlaştırma her yönüyle uygulanmaktadır. Musa severlik fikri benimsetilmeye çalışılmakta,halkislam dininden uzaklaştırılmaktadır. Ama tüm dünya halklarına ’Turuncu’kıyafeti giydirmektir. Quantanamo üssündeki mahkum ya da Tibetteki budist, sokaktaki çöpcü,tv deki turuncu kravatlı sunucu,Türkçeyi bilerek kötü konuşan bir spiker, vb....leri. Yüce Kitabımız Kuranı Kerimde; ’hayır bildiğinizde şer,şer bildiğinizde hayır vardır’belkide bu kriz bu kez işimize yarıyacaktır.
* Sinan Barış

Yazarın Diğer Yazıları