ABD'nin İran'a petrol yaptırımları

ABD'nin, Obama döneminde İran ile imzaladığı nükleer anlaşmadan çıkma kararının ardından İran'a petrol yaptırımları uygulayacağını duyurmasıyla iki ülke arasındaki mevcut olan gergin ilişkiler daha da artarak devam etmektedir.

ABD medyasında çıkan habere göre; ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan ismi açıklanmayan kıdemli bir yetkilinin, müttefik ülkelerin ve uluslararası tüm yabancı şirketlerin İran'dan yaptıkları petrol ithalatının 4 Kasım'a kadar sonlandırılmasını talep ettiği yer almaktadır. Ayrıca aynı yetkili hiçbir ülkeye istisna veya ayrıcalık tanınmayacağı gibi özellikle Çin ve Hindistan şirketlerinin de bu uygulamanın kapsamında olacaklarını, aksi takdirde ABD'nin yeni yaptırımlarıyla karşılaşabilecekleri uyarısında da bulundu.

Bu bağlamda ABD, Orta Doğu'daki tüm müttefiklerinden İran'a uygulanan yaptırımların yürürlüğe girmeden önce uluslararası petrol akışını teminen üretimin artırılmasını talep etmektedir.

Bilindiği gibi İran dünya petrolünün %4'ünü üretmekte, Avrupa'ya günde 450 bin ve Asya'ya günde 1,8 milyon varil petrol ihraç etmektedir.

Türkiye, Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore İran'dan petrol ithalatı yapan başlıca devletler arasında yer almaktadır.

Türkiye yıllık ham petrol ihtiyacının %50'sini İran'dan karşılamaktadır. Halihazırda yalnız Türkiye ve Hindistan'dan yapılan resmi açıklamada; "ABD'nin İran'a uygulayacağı petrol yaptırımı kararı bizi bağlamaz." denildi.

Bu arada OPEC'in (petrol ihraç eden ülkeler örgütü) Bakanlar Konseyi toplantısının ardından yapılan açıklamanın anlaşılır olmaması, varil başına fiyatların 78 USD düzeyine çıkmasına yol açmıştır.

Öte yandan ABD'nin Venezuela ile anlaşmazlığı, Nijerya ve Libya'daki çatışmalardan dolayı bu yılın ikinci yarısında uluslararası petrol pazarında aksaklıkların meydana gelmesi dünyada korku ve endişe yaratmaktadır.

Bu gelişmelerle eş zamanlı Suudi Arabistan yetkilileri ülkelerinin ürettiği günlük 10 milyon varil petrol miktarını 12 milyon varile kadar çıkarabileceklerini duyurmaları üzerine fiyatlar tekrar varil başına 70-75 USD'ye düşmüştür.

Bilindiği gibi 90'lı yıllarda Suudiler Irak petrol boşluğunu kendi petrolleri ile kapatmışlardır. Şimdi de İran petrolüne karşı alternatif olacağını ileri sürmektedirler. Bu bağlamda ABD, BAE, Kuveyt ve Irak'ın da petrol üretim kapasitesini yükseltmeleri beklenmektedir.

İran açısından meseleye bakıldığında, ABD'nin İran'a ambargo uygulayacağı yönündeki açıklamalarıyla eş zamanlı İran'da döviz kurları kısa sürede beklentinin çok üzerinde seyretmesi, örneğin 1 ABD Dolarının yaklaşık 7500 Tümen düzeyine kadar değer kaybetmesi, ithalat sektörünü ve seyahat amaçlı çıkışları alt üst etmiştir.

Tahran başta olmak üzere İran'ın birçok vilayetlerinde yapılan protesto gösterileri ülkede gerginliğe yol açarken özellikle Tahran'da ilk defa iktidar yanlısı onlarca Büyük Çarşı esnafı ülkede ekonomik sıkıntıları ve Tümen'in düşüşünü protesto etmek amacıyla İran Meclis binası önünde günlerce gösteriler düzenlediler.

İran Ticaret Bakanı 1339 adet ürünün ülkede üretilebileceğini açıklayarak ithalatının yasaklandığını duyurdu. Yasaklanan ürünler arasında beyaz eşya, tekstil, ayakkabı, deri ve sağlık ürünleri bulunmaktadır.

Tahran Times'ın 04 Temmuz tarihli sayısında İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin "İran petrolünün kesilmesi bölge petrolünün de kesilmesi demektir." yönündeki açıklaması farklı yorumlara yol açmıştır.

Ayrıca Ruhani geçen hafta İsviçre'de İranlı iş adamlarıyla yaptığı toplantıda "Diğer ülkeler petrollerini ihraç ederken İran'a ambargo konulmasının anlamsız olduğunu ve Batılılar İran'la ilgili olarak yaptıkları konuşmalarda daha mantıklı ve saygılı olurlarsa başta baskı, korku ve aşağılama ortadan kalkacak ve sorunlar çözülecektir." dedi.

İran Devrim Muhafızları Komutanı, "İran'ın petrol ihracatı engellenirse Hürmüz Boğazı'ndan dünyanın diğer noktalarına geçişine izin vermeyeceğiz." yönündeki açıklamaları ortalığı karıştırdı. Dünya petrolünün %20'si Hürmüz Boğazı'ndan geçmektedir.

Netice itibariyle gerek ABD'nin İran'a petrol ambargosu, gerekse İran'ın Hürmüz Boğazı'nın kapatılacağı tehdidi uluslararası hukuk açısından tartışma zemini oluşturmuştur.

ABD, İran'ın bölgede aktif rol oynamasını istememekte ve aslında bölgede kendisi dışında başka bir ülkenin öne çıkmasını reddetmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları