Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

ABD'nin "Birleşik Kürdistan Projesi"

İkibinli yılların başında Kuzey Irak'ta Talabani, Barzani ve Öcalan arasında büyük ihtilaf vardı. ABD'nin Irak'a müdahalesi, Talabani, Barzani ve Öcalan arasındaki anlaşmazlıkların sadeleştirilmesiyle sona erdi. ABD ilk önce bir türlü ikna edemediği terörist başı Öcalan'ı Kenya'dan Türkiye'ye teslim ederek devreden çıkardı. Daha sonra Talabani ve Barzani arasında vuku bulan çatışma ve ihtilaflar da Türkiye'nin de araya girmesiyle engellenmiş oldu.

Böylece Irak'ın kuzeyinde "Irak Kürt Bölgesel Yönetimi" Saddam'ın uçaklarına karşı yasak bölge ilan edilerek ABD'nin himayesinde kurulmuş oldu.

Aynı durumun Suriye'nin kuzeyinde tekrarı niçin olmasındı. ABD için Suriye'nin kuzeyinde İsrail'le iltisaklı devlet kurmak için üç önemli engel vardı. Bunlardan birincisi Türkiye, ikincisi de İran ve üçüncüsü de Rusya'ydı. Rusya, Suriye'nin nüfuz alanlarına ayrılmasıyla devre dışı bırakıldı. İran'ın bölgedeki milis güçleri İsrail'le birlikte vurularak etkisizleştirildi.

ABD, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onca ısrarına rağmen DAEŞ'e karşı Türkiye'yle değil PYD/PKK ile birlikte hareket etme kararı aldı. Bir anda Kuzey Suriye'de ABD'nin himayesinde bir biri ardı sıra kantonlar kurulmaya başladı. Böylece Irak'ın kuzeyinden başlayarak Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e kadar ulaşan bir coğrafyada Türkiye'yi güneyden tam olarak kuşatmaya alan bir terör koridor devleti kurulmuş olacaktı.

2016 yılına kadar Suriye'nin kuzeyinde oluşturulan kantonların amacı buydu. Kurulan kantonlar gerçekte PYD/PKK'nın değil ABD'nin stratejik düşüncesinin ürünüydü.

ABD, Türkiye'nin Kuzey Suriye'de olan bitene müdahale eder konumdan çıkarabilmek için ABD önce Ergenekon ve Balyoz davalarını kendi adamlarını kullanarak açtırdı. Böylece duruma müdahil olabilecek milliyetçi ve ulusalcı subaylar derdest edilerek hapishaneye konulup etkisizleştirildi.

Ergenekon ve Balyoz davalarının amacı kuzey Suriye'de ABD himayesinde kurulacak bir koridor devletine karşı Türk ordusunun milli reflekslerini felç etmekti.

Bu durum kısmen de olsa başarıldı. Suriye'nin kuzeyinde kantonlar ilan edilirken, Türkiye olanı biteni sessizce izlemek zorunda kaldı. ABD bu defa "Bağımsız Birleşik Kürdistan" için bölücü unsurların "Kuzey Kürdistan" dedikleri Türkiye'nin güneyinin de bu sisteme dahil edilmesi için harekete geçti. Bunun yolu da bir iç savaştan geçiyordu. Böylece Türkiye'nin gücünü kendisine karşı kullandırarak etkisizleştirmek amacıyla 15 Temmuz 2016 darbe girişimi yaptırıldı.

ABD'nin perde arkasından yönettiği darbe girişimi başarısız oldu. Bunun üzerine Türkiye her şeyi göze alarak 2016 yılında Fırat Kalkanı ve ardından da 2018 yılında TSK'nın gerçekleştirdiği Zeytin Dalı operasyonuyla ABD/İsrail stratejilerine çok büyük bir darbe indirdi. Türkiye'nin başlattığı "Barış Pınarı" harekâtıyla da ABD, PYD/PKK yaptığı yatırımdan istediği sonucu alamayacağını anladı.

Gelinen aşamada ABD, PYD/PKK'yı Suriye'nin petrol yataklarının olduğu bölgeye çekerek mevcudu muhafaza stratejisini devreye soktu.

Şu sıralarda ABD, Kuzey Suriye için Kuzey Irak Kürtlerini de devreye sokmaya çalışıyor. Yeni ABD stratejisi, "Kürtler arasında ittifak", "Kürtlerin birlik olması" adı altında, birbirlerini düşman olarak gören Mesut Barzani'nin başındaki Kürdistan Demokrat Partisi ile PKK'nın yakınlaştırılmasını öngörüyor.

ABD'li istihbarat, diplomatlar bu amaç için Barzani ve PKK'lı unsurlarıyla yoğun temaslar yürütüyor. Çabalar öncelikle PKK'nın Suriye kolu PYD ile KDP'nin Suriye kolu olarak nitelendirilen Suriye Ulusal Kürt Konseyi (ENKS) üzerinden sürdürülüyor. Fransa'nın da bu yapıya destek vermesi sonucunda her iki yapının yöneticileri ile birçok kez Washington ve Paris'te bir araya getirildi.

ABD'nin bölgede yapmak istediği budur. 40 bin TIR silah bunun için PYD'ye verildi. ABD bütçesine PYD için 220 Milyon dolar bunun için konuldu. Her zamankinden daha fazla uyanık olma zamanıdır!

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları