ABD ve Rusya kıskacındaki Türkiye!
Soğuk Savaş sonrası Türkiye iki süper güçten birisi olan SSCB’nin baskısından büyük ölçüde kurtulmuştu. Sovyetlerin dağılması ve Türkiye’nin Kafkas/Karadeniz sınırındaki ülkelerin bağımsız olmasıyla birlikte Rusya, Türkiye’nin sınır komşusu olmaktan çıkmıştı. Bu durum uzun sürmedi ve bu kez de yenidünyanın tek küresel gücü ABD’nin Irak’a müdahalesiyle Türkiye, güneydoğusunda ABD ile komşu oldu. ABD’nin Irak’a müdahalesi ve 1 Mart tezkeresinin reddi bölgede bütün gelişmelerin Türkiye aleyhine şekillenmesine neden olmuştur. Irak’ın kuzeyinde ABD tarafından kurulan “Kürt Devleti” de resmen ABD koruması altına alınmıştır. ABD’nin Irak Büyükelçisi Crocker, ‘Irak’ın özgürleştirilmesi’süreci başlamadan önce ABD’nin, ‘Kürdistan’olarak nitelendirdiği Kuzey Irak’taki Kürtleri desteklediğini söylemektedir. ABD Büyükelçisi, “Amerika geçmişte olduğu gibi gelecekte de Kürdistan’a yönelik desteğini sürdürecek ve hiçbir şekilde de sırtını dönmeyecektir” demektedir.
Türkiye’nin güneyinde bu gelişmeler olurken kuzeyinde de SSCB’nin mirasını devralan Rusya Federasyonu’nun Soğuk Savaş sonrası sendromunu çok kısa sürede üzerinden attığı anlaşılmaktadır. Rusya hem liderliği hem de ekonomisiyle yeniden SSCB’nin bıraktığı jeopolitik alana büyük bir ağırlık koymaya başladı. Bir yandan petrol, doğalgaz, enerji hatlarıyla, diğer yandan da askeri gücüyle bölge ülkeleri üzerinde büyük bir baskı uygulamaya başladı. Rusya’nın baskısını en fazla hisseden ülkelerin başında da Türkiye gelmektedir. Türkiye’ye Rusya, yalnız jeopolitik baskı değil, aynı zamanda ekonomik baskı da uygulayacak durumdadır. Bugün Türkiye, petrolün yüzde 40’ını, doğalgazınsa yüzde 64’ünü Rusya’dan ithal etmektedir. Bunun üzerine bir de Rusya’nın Gürcistan’a asker sokarak Türkiye’ye yeniden komşu olması eklenmiştir.
Türkiye, güneydoğusunda ABD’nin, kuzeydoğusundaysa Rusya’nın basıncı altındadır. Türkiye’nin batısındaysa artık AB vardır. Bu durumda Türkiye fiilen üç büyükler tarafından çembere alınmıştır.
ABD’deki gelişmelerse
endişe vericidir!
Bu arada ABD’deki başkanlık seçimleri de giderek Türkiye’yi derinden etkileyecek bir nitelik almaktadır. Nitekim ABD’deki başkanlık seçimlerini Barack Obama’nın kazanması halinde Türkiye-ABD ilişkilerinin giderek kötüleşeceği söylenebilir. Barack Obama, en fazla “Ermeni soykırımı” iddialarını dile getiren bir siyasetçidir. “Ermeni soykırımı” nın ABD tarafından tanınması gerektiğini söyleyerek şimdiye kadar seçilen bütün başkanlardan daha çok kendisini bu konuyla angaje etmiş durumdadır. Obama başkan olunca “Taç giyen baş uslanır” türünden sözlerle Türkiye’de teselli arayanlar yanıldıklarını kısa sürede anlayacaklardır.
Kaldı ki, Barack Obama tarafından başkan yardımcı adayı olarak seçilen Delawere senatörü Joe Biden katıksız bir Türkiye karşıtıdır. Biden, Rum-Yunan lobisinin en güçlü ismidir ve Ermeni lobisiyle Türkiye’ye karşı birlikte çalışmaktadır. ABD’de Türkiye aleyhtarı olarak ortaya çıkan hemen her tasarıda ve kararda imzası vardır. 1974’te Türkiye’ye silah ambargosu konulmasında en etkin rol oynayan senatörlerden birisidir. Biden, Irak’ın Bosna gibi bölünmesini, olmazsa beş federasyona ayrılmasını savunmuştu. Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından Türkiye’yi kınayan, 301. maddenin kaldırılmasını ve Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkileri normalleştirmesini isteyen bir tasarıyı Senato’ya sunmak isteyenlerin en önde gelenleri arasında yer almıştı.
Rum lobisi ve Ermeni diasporasıyla birlikte hareket eden bu adam bugüne kadar ABD’de Türkiye aleyhine olan her faaliyetin içinde olmuştur. Biden’ın, Türkiye aleyhtarlığı fanatiklik ölçüsündedir. Eğer ABD’de demokratlar işbaşına gelirse Obama-Biden ikilisinin Türkiye-ABD ilişkilerine derin hasarlar vereceği şimdiden söylenebilir.
Türkiye ile Ermenistan arasında nafile görüşmeler!
Türkiye’nin “Kafkasya’da İstikrar ve İşbirliği Platformu” önerisi de bu zor durumu aşmak için başvurulan nafile bir arayıştır. Ermenistan ile olan ilişkiler peynir, spor ya da gizli görüşmelerle aşılacak türden değildir. Kendisi açısından birçok avantajlı olayın ortaya çıktığı bir dönemde Ermenistan Türkiye ile ilişkilerinin düzelmesini istemeyecektir. Kısacası gelişmeler Türkiye yönünden önümüzdeki günlerde daha da kötüleşecektir. Tedbiri bugünden düşünmek gerek!!!