ABD-PKK askeri iş birliği ne anlama geliyor?
ABD, PKK’nın Suriye kolu olan PYD ile açık görüşmelerinin dışında, Ayn el-Arap’ta IŞİD ile PKK/PYD arasında devam eden çatışmalara PKK lehine yoğun bir şekilde müdahale etti. Amerikan uçakları günlerden beri, PKK/PYD’li terörist unsurlara hava desteği veriyorlar. Bu hava desteği PKK’lıların Amerikalı pilotları yerden yönlendirmesi şeklinde gelişmiş durumda. Ya da Amerikalı özel kuvvet mensupları, Amerikalı pilotların IŞİD hedeflerini daha etkili vurabilmesi için yerden Ayn el-Arap içinden hedef yönlendirmesi yapıyorlar. Buna askeri dilde ileri hava kontrolörlüğü deniliyor. Amerikalı askerler orada olsa da olmasa da PKK-ABD hava-kara iş birliği bütün boyutları ile gerçekleşiyor. Amerikan uçaklarının PKK/PYD’ye atmış olduğu silah ve cephane yardımı da iş birliğini geliştiren bir başka husus.
PKK-PYD ile ABD arasındaki iş birliği/temas sadece askeri alanda kalmıyor. Amerikalı yetkililer, “PYD’yi terörist örgüt olarak tanımlamıyoruz” diyerek, PKK/PYD ile siyasi temas ve görüşmeleri çok açık ve rahat bir şekilde sürdürüyorlar. ABD’nin PYD’yi terörist örgüt olarak tanımlamadığını açıklaması, PKK için de dolaylı bir aklanma niteliği taşımaktadır. ABD-PKK/PYD ilişkilerinin anlamı, ABD’nin Orta Doğu’daki Kürt politikasının parçası. ABD, içinden geçilen süreçte, Kuzey Irak dahil, bağımsız bir Kürt devletine karşı. Ancak burada belirleyici olan kavram “içinden geçilen süreçte” kavramı; yani ABD, Kürt devletini Bağımsız Birleşik Kürdistan anlamında bir kaçınılmazlık olarak görüyor. Ancak Washington, “içinden geçilen süreci” bağımsızlık süreci olarak değil, Türkiye-Irak-Suriye’de birleşik Kürt devletinin temellerinin hazırlanacağı süreç olarak değerlendiriyor.
2003-2004’te Amerikan ordusunun Irak’ı işgali sırasında gerçekleşen ABD-Kuzey Irak Kürt gruplar iş birliği ki bugünkü Amerikan-Kürt silah arkadaşlığının/ittifakının oluştuğu dönemdir. Şimdi Suriye’de Ayn el-Arap’ta PKK/PYD ile ABD arasında bir silah arkadaşlığının temelleri atılmaktadır.
ABD, PKK/PYD ile ilişkilerini geliştirirken, diğer yandan da AKP Hükümetinden geçmişin intikamını almaktadır. ABD, geçtiğimiz yıllarda AKP Hükümetinden IŞİD’in Suriye kolu olan El Nusra’yı desteklememesi ve El Kaideci diye nitelendirdiği cihatçı mobil selefi unsurların dünyanın dört bir köşesinden gelip Türkiye’yi koridor olarak kullanmasına izin vermemesi konusunda ısrarla talepte bulunmuştur. Ankara bu talepleri El Nusra’yı terörist örgüt olarak görmediği gerekçesi ile reddetmiştir. Şimdi Washington bunun intikamını almaktadır.
Öte yandan ABD, AKP Hükümetini Ayn el-Arap’a Barzani’nin peşmerge yollamasını kabul etmesi için zorlamış ve bunu başarmıştır. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun peşmergelere Türkiye üzerinden geçiş hakkı verildiğine dair açıklamayı yaptığı sırada ses tonu ve kurduğu cümleler, baskının ağırlığını göstermektedir. Öte yandan bu konuda baskı sadece Amerikan baskısı değildir. PKK’nın son haftalarda çıkarmış olduğu ve bütün Türkiye’yi kapsayan terör eylemleri de AKP Hükümetinin geri adım atmasına neden olan diğer gelişmedir.
Özetle; ABD-PKK ilişkilerinin yeni bir aşamaya girdiği kesindir. Ancak PKK ile müzakere eden AKP Hükümeti, bu müzakerelerin PKK’yı meşrulaştırırken bunu düşünmeli idi.