ABD, 'Dünya benden sorulur' diyor

Obama, beyazdır!
Çünkü Amerika beyazdır.
Ve her Amerikalının gözü dünyayı “siyah” görür. Öyle olduğu içindir ki Amerika Irak’a 160 bin, Afganistan’a 30 bin asker sokmuştur. Kafkaslarda Amerikan askeri vardır, Balkanlarda Amerikan askeri vardır.
Amerika dünyanın her yerindedir.
Örneğin 1997 yılında Amerika’nın Almanya’da 65 bin 100, Hollanda’da 700, Belçika’da bin 700, İzlanda’da 2 bin 100, Kanada’da 200, Britanya’da 11 bin 400, İtalya’da 11 bin 800, Portekiz’de bin, İspanya’da 2 bin 500, Yunanistan’da 500, Mısır’da bin 200, Haiti’de 400, Honduras’ta 200, Panama’da 200, Norveç’te 100, Macaristan’da bin 300, Bosna’da 7 bin 900, Hırvatistan’da 400, Makedonya’da 500, Güney Kore’de 36 bin 500, Türkiye’de 500, Japonya’da 36 bin 500, Bahreyn’de 800, Kuveyt’te bin 900, Suudi Arabistan’da 2 bin 500, Tayland’da 200, Singapur’da 200, Diego Garsiya’da 700, Avustralya’da 400 askeri bulunuyordu.
Bu yıl itibariyle Amerika’nın yurt dışındaki askeri varlığı 226 bin. Bunlardan 113 bini Avrupa’da, 90 binden fazlası ise Pasifik bölgesinde.
Sanki dünya tek bir devlet. Ülkeler ise o devletin şehirleri. Amerika da işte o şehirlere ihtiyaç duyduğu kadar jandarma ve polisini gönderen merkezî hükümet. Görüntü bu.
Ve bu Amerika istediği ülkeye keyfine göre “ekonomik yaptırım” uygulayabiliyor. “Ekonomik yaptırımın” ne anlama geldiğini açıklamak için bir örnek verelim.
Yıl 1993. Tüpraş, Libya’dan ithal ettiği petrolün bedeli olarak 12 milyon 451 bin doları Halk Bankası kanalıyla ödemek istedi. Halk Bankası Kocaeli Şubesi 12 milyon 451 bin doları Frankfurt Dresdner Bank’taki Oil Conporation, Tipoli/Libya hesabına aktarma talimatını verdi. Yapılan bu işlemden Amerika 29 Ocak 1993 günü haberdar oldu ve ânında, “Sen nasıl olur da benim ambargo uyguladığım Libya ile ticaret yaparsın” diyerek, Tüpraş’ın 12 milyon 451 bin dolarına el koydu.
Amerika yıllarca Tüpraş’ın 12 milyon 451 bin dolarını ne Türkiye’ye geri verdi ne Libya’ya transfer etti.. İşte Amerika’nın uyguladığı “ekonomik ambargo” böyle bir şey. Başkan kim olursa olsun Amerika’da bir “çekirdek kadro” bulunuyor ve o “çekirdek kadro” dünya haritasını önüne alıp hangi ülkeyi hangi metotlarla Amerika’nın resmi olmayan bir eyaleti durumuna getirebileceklerine karar veriyorlar. Ambargo da bunlardan biri.
Siz zannetmeyiniz ki ABD yalnızca Libya ve İran’a ambargo uyguluyor. Hayır, onlar dünyanın en ücra köşesini bile boş bırakmış değiller.
1993-96 yılları arasında ekonomik ambargo uyguladığı ülkeleri sıraladığımızda ne kadar haklı olduğumuzu göreceksiniz.
Afganistan, Angola, Birleşik Arap Emirlikleri, Birmanya, Bosna, Brezilya, Burundi, Çin, Gambiya, Guatemala, Haiti, Hırvatistan, Irak, İran, İtalya, Kanada, Katar, Kolombiya, Kuzey Kore, Küba, Libya, Maldiv, Meksika, Moritanya, Nijerya, Nikaragua, Pakistan, Ruanda, Rusya, Sırbistan, Sudan, Suriye, Suudi Arabistan, Tayvan, Zaire...
Tabloya dikkatle baktığımızda Amerika’nın Irak ve Afganistan gibi önce ambargo uyguladığı ülkeleri sonradan işgal ettiği hemen dikkati çekiyor.
Dikkatimizi çeken bir başka şey ise böylesine devasa bir güç olan Amerika’nın Irak’ın kuzeyindeki bir avuç PKK’ya güç yetiremiyor olması?!
Obamalı Amerika’ya dönecek olursak..
Dünyanın hemen her noktasına askerî, ekonomik ve istihbarî olarak böylesine sızmış bir Amerika’yı kim elinden kaçırmak ister, bu bir.
İkincisi, bu kadar hantallaşmış ve kökleşmiş bir yapıyı dönüştürmek kolay mıdır? Ki, Obama’nın yol haritasının “dönüştürmek” değil “kökleştirmek” olduğu, birlikte çalışmak istediği şahinlerle ortaya çıkmıştır..
Üçüncüsü ise, niyeti dönüştürmek de olsa herhangi bir başkanın buna gücü yeter mi ve Amerikan çelik çekirdeği buna izin verir mi!
Son sözümüz de şu.
Amerika bu haliyle, “dönüşmez” amma “çözülür” ...
Çünkü Osmanlı için Viyana kuşatması ne ise Amerika için de Irak ve Afganistan’ın işgali o olmuştur; görünen budur..

Yazarın Diğer Yazıları