ABD Başkanı gibi korunan PKK'lılar!..
Türkiye'de kanlı eylemlere imza atan kahpe çetenin Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan dışında kalan katillerinin isimlerini bir çırpıda sayabilirsiniz. "ABD, bunların başına neden ödül koymuyor" diye haklı sorular da yöneltebilirsiniz. İçeridekilerin, "yetmez ama büyük jest" söylemlerinden de uyuzlanabilirsiniz. Nereden bakarsanız bakın, ABD'nin ikiyüzlülüğü bir kez daha ortada...
Şöyle;
Başlarına toplamda 12 milyon dolar ödül konulan Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan ile birlikte aynı statüde bulunan 2 isim daha var. Biri; "Sofi Nurettin" kod adlı Nurettin Halef Al Muhammed. Diğeri; "Şahin Cilo" kod adlı Ferhad Abdi Şahin. İkisi de diğer 3 katil gibi PKK merkez yürütme konseyi üyesi.
* Sofi Nurettin, Suriyeli PKK'lılar listesinin ilk başında geliyor. Suriyeli terörist, 1990 yılında örgüte katıldı, 2000 yılına kadar Hakkari-Yüksekova-Şemdinli kırsalında sözde bölge sorumluluğuna kadar silahlı olarak faaliyet gösterdi ve bu bölgede birçok eyleme katıldı. 2003-2007 yılları arasında Diyarbakır kırsalında sözde eyalet koordinatörlüğü yaptı. Bu dönemde Diyarbakır'da gerçekleştirilen eylemlerin organize edilip uygulanmasından birinci derecede sorumlu. 2008 yılında HPG sözde ana karargah komutanı olan "Doktor Bahoz"un yerine geçerek HPG sözde ana karargah komutanlığı yaptı.
* 1990 yılında PKK'ya katılan "Şahin Cilo" bu dönemde Abdullah Öcalan'ın yakınında yer almasıyla biliniyor. Birlikte denizde çekilmiş fotoğrafları dahi bulunan Cilo, bebek katili Öcalan tarafından "manevi oğlu" olarak nitelendiriliyordu.
Öcalan'ın Suriye'den çıkarılmasının ardından "Şahin Cilo" da bölgeden çıkmış, 1996 yılında Hakkari/Şemdinli kırsalında, 1997-2003 yılları arasında da örgütün Avrupa yapılanmasında faaliyet göstermişti. 2003-2004 döneminde Mahmur'da, 2005 yılında PKK üst yönetiminde yürütme kurulu üyesi olarak görev yapan "Şahin Cilo", 2009-2012 yılları arasında da HPG sözde özel kuvvetler komutanlığına getirildi. "Şahin Cilo", ABD'ye silah talep listelerini oluşturan ve ABD ile ilişkilerin yetkili isimlerinden biri olarak biliniyor.
25 Nisan 2017 tarihinde TSK'nın Sincar ve Karaçok'a gerçekleştirdiği hava operasyonlarının ardından ABD askeri ile birlikte görüntü veren Şahin Cilo, PKK-PYD-SDG ilişkilerini gösteren en önemli kanıtlardan biri haline geldi. Pentagon sözcüsü, terör örgütü PKK'nın en üst düzey yöneticilerinden olarak bilinen "Şahin Cilo" kod adlı Ferhad Abdi Şahin'i "General Mazlum" olarak tanımlamış, övgüler düzmüştü...
Gelelim haberin en can alıcı noktasına;
"Sofi Nurettin" ile "Şahin Cilo", "Rojava" denilen bölgede ABD üslerinde kalıyor ve korunuyor. Her türlü ihtiyaçları ABD tarafından karşılanıyor. Seyahatlerini ABD araçları ile ABD personeli ile birlikte yapıyorlar. İstihbarat kaynaklarımızın Ankara'ya gönderdikleri raporlara göre, "ABD başkanları gibi korunuyorlar."
***
ABD'nin 3 teröristin kellesine koyduğu 12 milyon dolarlık ödül tiyatrosunun ardından istihbarat analiz uzmanlarının şu analizine de dikkatle kulak verelim;
"ABD'nin asıl amacı İran. İran'ı içeriden isyan çıkartarak, devrim yaparak şekillendirecekler. Bunu yaparken de İran yönetimi ile iş birliği içinde olan bütün unsurları yok ediyorlar. PKK'nın içindeki bu adamları istedikleri zaman öldürürler, belki de zorunluluk halinde öldürecekler. Bu isimler aynı zamanda PJAK'a müdahil olabilecek isimler. İran yönetimine de destek verecek isimler. Bunları ortadan kaldırarak istediği gibi güç birliğini sağlıyor bölgede. PYD tamamen kontrolüne girdi. Bundan sonraki amaç ise PKK- PYD ayrımı yaparak Türkiye ile PYD'yi bir arada tutmak. Türkiye ile PYD'yi bir arada yanında görmek istiyor İran konusunda. Bu nedenle bir taraftan PKK'nın içindeki İran yanlılarını temizlerken, diğer yandan Türkiye'ye mavi boncuk veriyor.
İran'a yönelik önümüzdeki dönem başlatılacak operasyonda Irak ve Suriye'deki yöntem izlenmeyecek. Tam tersine İran'ın iç dinamikleri harekete geçirilecek. Zaten İran'da her zaman değişim yapabilecek sosyal bir bilinç var. Dolayısıyla İran bu değişimi yapacak. Bir anlamda İran'da devrim olacak. İran'da yeni bir yönetim de ortaya çıkabilir. Rejimde bir takım yumuşamalar olabilir. Sonuçta artık şuna kimse dikkat etmiyor ama İran'a Ruhani ile birlikte biçilen mezhep eksenli Şii yapısı rolü bitti. Bundan sonra İran'a yönelik bir takım hareketler olacak. Bunun başında ambargolar geliyor zaten. Ambargoların da İran'ı ekonomik açıdan zor durumda bırakıp, sosyal patlamaları beraberinde getireceği hesap ediliyor. ABD buradan hareketle istediği gibi bir İran oluşturmak istiyor. Bu olmazsa şayet yeni bir terör örgütü ya da operasyon olur. Operasyon da kara operasyonu şeklinde olmaz. Özel kuvvetlerin öncülüğünde bir takım operasyonlar yapabilirler. İşte tüm bunlar olabilirken İran yönetimine destek verecek unsurlar temizlenirken, aynı zamanda ABD, Türkiye'yi yanında tutmak istiyor."
İçerideki, "yetmez ama ABD büyük jest yaptı" diyenler eğer gerçekten samimiyseler yapacakları tek iş var;
YPG içindeki tüm PKK'lı teröristlerin kimliklerini birer birer deşifre edip dünyaya ilan etsinler. Sonra da ABD'yi bunların da başlarına ödül koymaya zorlasınlar. Görelim!..