Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti” unvanıyla ve adanın tümünü temsil ettiği iddiasıyla AB Dönem Başkanlığı’nı yıl sonuna kadar Danimarka’dan devraldı. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle iflasın eşiğine gelmiş olan Rum tarafının nasıl bir Başkanlık dönemi geçireceği merak konusudur. Rum tarafının 6 ay sürecek Başkanlık dönemini kendi yaralarını sarmak ve ekonomik darboğazdan çıkmak için kullanması beklenmektedir. AB, Rum tarafını dönem başkanlığı koltuğuna oturtarak adada yeni bir adaletsizliğe ve haksızlığa imza atmıştır. Rum tarafını haksız yere AB ailesine alanlar ve şimdi de dönem başkanlığına getirenlerin hedefinde Anavatan Türkiye ve biz Kıbrıs Türklerinin cezalandırılması olduğu aşikardır.
Rum tarafının AB Dönem Başkanlığı sürecini çözüm için bir fırsat olarak görenlere ve kapsamlı çözüm müzakerelerinin bu dönemde de devam etmesini isteyenlere şaşmamak elde değildir. Rum tarafının elli yıla yakın sürdürülmekte olan müzakerelerde takındıkları olumsuz tavrı şimdi niye değiştirecekleri ile ilgili küçücük bir işaret ve ümit yoktur. Kıbrıs sorununda pozitif yönde herhangi bir adım atılması mümkün görünmemektedir. AB Rum tarafını dönem başkanı yaparak çözümsüzlüğe katkı koymuştur.Almanya Başbakanı Merkel’in ‘aklı başında’ bir danışmanının Rum’un dönem başkanlığı ile ilgili olarak “köpeğe sosis deposu teslim ediyoruz” sözleri boşuna söylenmiş laflar değildir.
AB içerisinde marjinal da olsa Rum tarafını üye yapmanın büyük bir hata olduğunu kabullenenler artık düşüncelerini seslendirmekten geri kalmamaktadır. AB eğer Rum tarafına Kıbrıs sorununu çöz de gel deseydi belki de bugün sorun çözümlenmiş olacaktı.
KKTC Cumhurbaşkanı Dr.Derviş Eroğlu bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı ve önemli değerlendirmelerde bulundu. Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada “Bu, Kıbrıs’ın tarihine olduğu kadar Avrupa Birliği’nin tarihine de yeni ve tarihi bir hata olarak geçecektir” dedi.
Avrupa Birliği’nin tavrının uzlaşı olasılığını daha da azalttığını vurgulayan Eroğlu, “Avrupa Birliği’nden Rum tarafının bu tutumunu değiştirmeye yönelik cesaretlendirici adımlar beklerken, onların tek yanlı davranış ve faaliyetlerine olanak tanıması ve destek vermesi adadaki statükoyu daha da kökleştirmekte, uzlaşı ümitlerini zedelemektedir” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Çağdaş dünyanın değerlerine ve AB’nin temel prensiplerine bağlı olan Kıbrıs Türk halkının söz konusu haksız ve dışlayıcı tutuma tepkilidir. Verilen sözler tutulmamış, alınan kararlar uygulanmamıştır. İzolasyon bütün hızıyla devam etmektedir. Kıbrıs Rum yönetiminin AB başkanlığını devralmasıyla bu daha ileri safhalara taşınmak istenmektedir. Hakkaniyet bunun neresindedir” dedi.
AB ve uluslararası topluma adil muamele çağrısında bulunan Eroğlu, şunları ifade etti, “Avrupa Birliği’nden ve tüm medeni dünyadan adil ve eşit muamele bekliyoruz. Hep birlikte bu haksızlıklara karşı mücadelemizi büyük bir kararlılıkla sürdüreceğiz. Halkımızın bu konuda müsterih olmasını istiyor, dış dünyayı artık Kıbrıs gerçeklerini görmeye çağırıyoruz.”
Başbakan İrsen Küçük de yaptığı açıklamada Rumların AB dönem başkanlığını devralmasının ardından Türkiye ile birlikte bir eylem planı hazırladıklarını, bu eylem planının geçtiğimiz günlerde Belçika’da yapılan maskeli “hayalet” eylemiyle başlatıldığını, Avusturyalı 4 bin 500 öğrencinin Rum kesiminin dönem başkanlığı sürecinde tatil için KKTC’ye getirilmesinin organize edildiğini belirtti. Küçük, önümüzdeki süreçte de bazı adımlar atılacağını, örneğin Rum kesiminin düzenleyeceği zirveye katılan siyasetçilerin ve sivil toplum kuruluşlarının Türkiye’nin de yardımıyla KKTC’ye davet edileceğini, bunların Türk tarafına geçmelerini sağlayarak, burada neler olduğunu görmelerini istediklerini belirtti.
AB’ye bugüne kadar yapılan tüm çağrılar maalesef sonuçsuz kalmıştır. AB Kıbrıs’ta taraftır; üyesi Rum tarafını ve Yunanistan’ı desteklemektedir. Sözde insan hakları şampiyonu olduğu iddiasındaki AB, adalet adına hakkaniyet adına muhakkak mevcut durumunu gözden geçirmeli, kendi kendini sorgulamalıdır.
