Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

AB İlerleme Raporu: "Nefreti" makamına devam

5 Kasım’da açıklanacak olan 2008 AB İlerleme Raporu basına sızdırıldı. Okuduğumuzda “Batı cephesinde yeni bir şey yok veya ’nefreti’makamına devam” diyoruz.
Hatırlanacağı üzere AB ile müzakereler tıkanmıştır. Sebebi ise, siyasi şartların yerine getirilmesinin yavaştan alınması. Bu şartların neler olduğu ise, 3 Ekim 2005 Müzakere Çerçeve Belgesi’nde açıkça anlatılmaktadır. Bütün uluslararası antlaşmaların, Lozan ve Londra-Zürih Antlaşmaları bile bu çerçeveye giriyor, AB kriterlerine uygun hale getirilmesi, Rumların Kıbrıs’ın meşru hükümeti olduğunun kabulü ve NATO’ya dahil edilmesi, Ermeni soykırım yalanının tanınması ve benzeri yıkıcı-çökertici pek çok şart önümüze konmuştur. İlk sırada da Kıbrıs var. Sonrasında; Ermenistan sınırının açılıp diyaloğa geçilmesi, Patrikhane’nin ekümenikliği, Heybeliada Papaz Okulu’nun açılması, Gökçeada ve Bozcaada’ya özerklik, Misyonerliğe yasal teminat, kiliselerin onarımı, Hıristiyanlara özgürlük, Yunanistan’ın 12 mil emrivakisi, yenisi icat edilen soykırımlar, PKK sorununa siyasi çözüm, Barzani ile iyi ilişkiler kurmak gibi uzun bir liste söz konusu.
Aday hiçbir ülkeden istenmeyen ve AB kriterleriyle ilgisi bulunmayan bu listenin gereği yapıldığında, ortada Türkiye’den eser kalır mı? Bizden çok sonra müzakere tarihi alan Hırvatistan’a bir adet siyasi şart koşulmuştu. O da, savaş suçlusu General Ante Gotovina’nın BM Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne teslim edilmesiydi. Hırvatistan bu şartı bile kabul etmedi. Aranan general 2005 yılında Kanarya Adaları’nda yakalandı ve sorun halledilmiş oldu.
Bazı açıkgözler gerçeği milletten gizlemek için, “Efendim bunları kabul etmek zorunda değiliz. Çatır çatır pazarlık yapar düzeltiriz. AB yolu zorluklarla dolu, yılgınlık göstermemeliyiz” fetvasını veriyorlar. Hem de bunların kocaman birer yalan olduğunu bile bile veriyorlar. Çünkü AB Konseyi’nin kararları müktesebat niteliğindedir. Yani değiştirilmesi mümkün olmayan bağlayıcı kriterler.
Hareket başlamış. Avrupa Parlamentosu’nda, Ermeni, Süryani, Pontus “soykırımına” ilaveten 13 Kasım’da, DTP milletvekilleri ve Tunceli Belediye Başkanı’nın katılımıyla, “Dersim soykırımı” konferansı yapılacakmış. Aynı gün “Türkiye’deki Ermeni mirası” konusunda da konferans verilecekmiş.
Bütün bunları çok yazdık. Ama, 2008 İlerleme Raporu vesilesiyle bir daha, AB’cilerin tutumunu gün ışığına çıkarmak istiyoruz. Bakınız, başta Cumhurbaşkanı Gül olmak üzere malum yazar-çizer takımı şimdiden tutturmuşlar; “Siyasi reformlara hız vermeliyiz” diye. Biz de buyrun, meydan sizin diyoruz.
İşe Kıbrıs’tan başlayın. Kıbrıs’ın 2/3’ünü alan Rumlar, 1/3 ü de istiyor. Mehmet Ali Talat-Hıristofyas görüşmeleri de gizli ve baş başa yürütülmeye başlamış. Bu yüzden Avrupa’da, Talat ile Hristofyas “Yılın Avrupalı Ulusal Politikacısı” olmaya aday gösterilmiş. Eh doğrusu Talat da bunu hak ediyor (!) Buyrun Kıbrıs’ı verin de, sonraki mevzi neresi olacak görelim.
Olli Rehn; “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan ziyaretinin büyük bir sıçrama olduğunu” ve bu ziyaretin, “iki ülkenin ilişkilerini normalleştirme sürecini başlattıklarına dair bir işaret olduğunu, ayrıca bu ziyaretin siyasal etkilerinin önemli düzeyde olacağını” söylemiş.
Şu hale bakın. Ermeniler, kardeş Azerbaycan topraklarındaki işgali kaldırmasın, bir milyon Azeri Türk’ü sürgünde yaşamak zorunda bırakılsın, Anayasa ve haritalarında Doğu Anadolu’muzu kendi toprağı olarak göstermeye devam etsin, soykırım yalanından vazgeçmesin; ama biz sınırı açıp, bütün bunları görüşülebilir hale sokalım öyle mi? İşte AB İlerleme Raporu bu yüzden, Gül’e övgü düzüyor. Eh bu durumda Gül, Talabani ve Barzani ile de görüşmeye gitmez de ne yapar? Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın “demokratik özerklik projesi” Kürtçe, Türkçe ve İngilizce olarak basılarak TBMM’de dağıtılıyor. Proje, Türkiye’yi 20-25 özerk bölgeye ayırıp, valileri halkın seçmesini öngörüyor. Muhalefet çok tepkili, iktidardan ses yok. Ama tam bu sırada iktidar TBMM’ye şartlı af teklifi veriyor.
İşte AB, işte “reformlar” yapılsın diyenler. İşte sahipsiz bırakılmış garip Türkiye.
Çaremiz ne mi? Ey Türk Milleti uyan artık.

Yazarın Diğer Yazıları