97 yıllık haykırış!..
Tarihte görülmemiş, destansı bir Kurtuluş Savaşı'nın sonucu olan cumhuriyetin kuruluşunun 97. yıldönümüydü dün...
Yeryüzündeki bütün uluslara örnek olmuş bir Milli Mücadele sonucunda emperyalizmin yanısıra, bağnazlık, yoksulluk ve cehaleti de yendi 29 Ekim...
Çünkü yokluk içerisindeki bir ordunun Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki başkaldırışıydı cumhuriyetin kuruluşu...
Ancak son yıllarda 23 Nisan'ın da, 19 Mayıs'ın da, 29 Ekim'in de, 30 Ağustos'un da ne yazık ki tadı kalmadı...
2002'den bu yana aydınlanma karşıtı icraatlarla, cumhuriyete- laikliğe- Atatürk'e adeta bayrak açılan bir süreçte, ülkenin yalnızca eğitim sistemi, bürokrasisi, gelir kaynakları ve Devrim Kanunları değil, milli bayramları da ne yazık ki ağır biçimde darbelendi...
Atatürk'ün adının stadyumlardan, cadde ve bulvarlardan silindiği, Tevhid-i Tedrisat'ın yerle bir edildiği bir ülkede, 100 yıl sonra bile emperyalizmin uşakları haline gelenlerin Atatürk ve laiklikle savaşa giriştiği bir dönemde, ulusal bayramların coşkusunun- heyecanının- tadının tüketilmesi için ne yazık her şey yapıldı...
Corona bahane...
Laiklik karşıtlığının Atatürk'le var olan herşeyi bertaraf etmek için çabaladığı AKP iktidarı döneminde, Corona salgını bu yıl ulusal bayramların cılız- duyarsız- ilgisiz- vizyonsuz kutlanması için ne yazık ki bir fırsat olarak kullanıldı...
Memlekette siyasetin işine ne gelirse; toplantıdan mitinge, parti kongresinden şehir gezmelerine kadar her şey rahatlıkla yapılırken, konu ulusal bayramlar olunca, Corona salgını ne yazık ki fırsatçıların adete taarruz aracı haline getirildi...
18 Mart, 23 Nisan, 19 Mayıs ve 30 Ağustos'un ardından 29 Ekim için de "kutlansın mı kutlanmasın mı" şeklinde, İçişleri Bakanlığı'yla muhalefet partileri arasında didişme yaşandı, yurttaşlar arasında ise infial meydana geldi...
Ve sonuçta cumhuriyet düşmanlarının ellerini ovuşturarak izledikleri bir müdahalenin yol açtığı yılgınlık içinde kutlanmaya çalışıldı 29 Ekim...
Ne yazık ki mart- ağustos arasındaki milli günlerin olabildiğince göz ardı edilerek, kutlanmış gibi gösterildiği 2020'de; tüm ulusal günlerin baş tacı olan 29 Ekim de, siyasetin- bürokrasinin cumhuriyeti kuşattığı bir dönemde, göstermelik nutuklarla- anlamsız çelenklerle geçiştirildi...
İşte bu yüzden hiç kimse "Corona var bayram kutlanamadı" bahanesine sığınarak, cumhuriyetle çatışan AKP başta olmak üzere, kinci cumhuriyetçiler, liboşlar, işbirlikçiler, gerici ve bölücülerin oldu bittilerini savunmasın...
İlelebet payidar...
Herkes farkında ki; gazilerden, şehitlerden, milli mücadeleden, asker ocağından, atalardan, vatanın bir karış toprağından, üç çakıl taşından en çok söz edenler ve bu kavramları en çok sömürenler kendilerini muhafazakar ya da demokrat olarak pazarlayan kesimler...
İşte bu kesimlerin iktidarda olduğu bir dönemde; vatan topraklarının emperyalizmden kurtarılmasını sağlayan milli günlere yönelik duyarsızlık, vatanseverliğin sadece göstermelik bir siyaset aracı olduğunu ortaya çıkarmıyor, aynı zamanda bu ülkenin bugünlere gelmesi için canlarını veren yüz binlerce şehidin de kemiklerini sızlatıyor...
Oysa unutulmasın ki; Milli Mücadele'nin lideri Atatürk, sonucu ise Cumhuriyet olmasaydı, milli bayramlara düşmanlık edenler bugünlerde de emperyalizmin uşağı olmaktan kurtulamayacaktı...
Evet; cumhuriyetin- laikliğin- Devrim Kanunları'nın ne yazık ki darbe aldığı son 18 yılda, iktidar ve yandaşları belki bir galibiyet sarhoşluğuyla cumhuriyetin rövanşını almaya çalışanların gönlünü kazanmış gibi görünseler de, gözden kaçırılan bir gerçek her gün kimilerinin yüzüne çarpmaya devam ediyor;
Her yıl en az on milyon insan cumhuriyetin kurucusu Büyük Önder Atatürk'ün kabrini ziyaret ediyor, her ulusal bayramda milyonlarca yurttaş evlerini bayraklarla, Atatürk fotoğraflarıyla süslüyor...
Ve son yıllarda bilişim devrimi sayesinde, bayramları kutlamak için meydanlarda toplanan kitlelerin onbinlerce katı insan sosyal medya üzerinden cumhuriyet, Atatürk, laiklik ve Kurtuluş Savaşı'na övgüler yağdıran muhteşem paylaşımlar yapıyor...
Atatürk düşmanları ulusal bayramları ne kadar göz ardı ederse etsinler; sosyal medyadaki milyonlarca paylaşım bile yüreklerde devasa bir çığlık gibi cumhuriyetin sonsuza kadar yaşayacağını binlerce kez kanıtlıyor...
Cumhuriyetin 97. yılını bir kez daha kutluyor ve Atatürk'ün o muhteşem sözünü yürekten haykırıyoruz;
"Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır..."
