82 yıl sonra niçin Atatürk...
"İkinci cumhuriyetçilikle gerici ve bölücülük hezeyancılığı zorda kaldığında, çoğu zaman salt küçümsemek için 'Mustafa Kemal' derken, Büyük Önder'i tüm dünyada parlayan bir yıldız haline getiren 'Atatürk' tanımlamasından neden ısrarla kaçınır acaba?..
Bazı sahte solcularla Atatürk'e saldırarak 'ilerici' olacağını düşünen liboş dansözlerin de milletten kaçırmaya çalıştığı bir önemli gerçek var;
'Mustafa Kemal' diyenler Gazi'nin askeri dehasını bir zahmet kabul ediyorlar ama 'Atatürk' soyadını almasından önce ve sonrasında, ülkede başlattığı büyük çağdaşlaşma değişimini reddediyorlar...
Ata'yı anlatmak için kullanılan bu laf cambazlığının altında böyle zavallı bir anlayış var işte...
Ancak gericisi, dincisi ve bölücüsü, 'Atatürk' demekten ısrarla kaçınırken, cumhuriyetin, Altıok'un, Kurtuluş Savaşı'nın, laikliğin ve aydınlanmanın reddedilmesi sinsiliğini de kimse yutmuyor!..
Ve nedense 'Atatürk' yerine, kin kusarak ısrarla 'Mustafa Kemal' diyenleri duyduğumda aklıma hep aynı sorular geliyor;
Bu ne ezeli hastalıktır, nedir bu derin korku?.."
Cumhuriyet ilelebet ayakta...
Yıllar önce de gündeme gelen "Atatürk mü", "Mustafa Kemal mi" tartışmaları sırasında, iki yüzlü zavallıların suratına savurduğumuz yukarıdaki satırları niçin mi anımsattık?..
Yarın 10 Kasım, Atatürk'ün ebediyete intikalinin 82. yıl dönümü...
Bir Büyük Önder'in öldüğü gün değil aslında 10 Kasım...
Tam aksine, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir Kurtuluş Savaşı'nın destanını yazmış en önemli liderin, öldükten sonra da hafızalara kazındığı gündür 10 Kasım...
Düşünsenize; bir ulusu tamamen çembere alan esaret zincirini dillere destan bir Milli Mücadele'yle darmadağın eden, üstelik gericilik- yoksulluk ve cehaletin cenderesinde çırpınan bir topluluktan "muasır medeniyet" hedefine odaklanmış bir ulus yaratan kaç önder vardır yeryüzünde?..
Ve düşünün ki o Büyük Önder, fiziken bu dünyadan göç etse de, üstelik büyük eseri 80 yılı aşkın süredir gerici- bölücü- işbirlikçi Truva kısrakları tarafından sürekli saldırıya uğrasa da, cumhuriyetin rövanşını almaya çalışan "gaflet, dalalet ve hatta hıyanet"in bağrındakiler fikren yenilmeye devam ediyorlar...
Çünkü Atatürk, AKP dönemindeki tüm saldırılarda bile, sadece eşsiz eserleriyle ayakta durmuyor, cumhuriyeti var eden uygar düşünceleri, vizyon içeren idealleri ve Aydınlanmayı gösteren muhteşem hedefleri de milletin zihninde ve damarlarında olabildiğince yaşıyor...
Sinsiliğe oy vermeyin!..
Peki Atatürk; idealleri, eserleri, hedefleri ve mirası açısından niçin halen ayakta duruyor biliyor musunuz?..
Çünkü Gazi'nin bağımsızlık uğruna verdiği mücadeleyle ortaya çıkardığı cumhuriyetin temelleri çok sağlam...
Üstelik onun ölümünün üzerinden 82 yıl geçmesine rağmen, ısrarla çağın gerisinde kalan ezeli düşmanlarının karanlık düşünceleri ve planları toplumda karşılık bulamıyor, karşı devrimcilerin rövanş çabaları iğrenç saldırılarla büyütüldükçe de, Gazi'nin önemi her geçen gün daha da artıyor...
İşte o düşmanlar ne yazık ki, her kurumda, her köşede, her gazetede, her ekranda ve hatta her partide halen işbaşında!!!
Çünkü o sinsi düşmanlar sadece gericiler, bölücüler, hilafet özentileri, laiklik karşıtları da değil, bizden sandığımız zavallı figürlerin içinde de var onlardan!..
Büyük Önder'in mirasına çöreklenmişken (!), aydınlanmanın idealleriyle kendilerine bahşedilen koltuklardan Gazi'ye saldıran sinsiler de düşman saflarında, hiç utanmadan Cumhuriyetle, Atatürk'le çatışıyorlar!!!
Gazi'nin ebediyete intikalinin 82 yıl sonrasında bile onun sönmeyen ışığı bu ülkede milyonlarca insanın zihnini aydınlatmaya devam ederken; üstelik Türkiye'nin çevresini saran coğrafyalarda, milyonlarca insana kan kusturan bağnazlığın ne kadar tehlikeli olduğu ortadayken, Atatürk gerçeğini halen anlayamayanlar sadece onun eserine değil, cumhuriyetin uygarlık mücadelesine de saldırarak ihanetin ekmeğine yağ sürüyorlar...
O halde buradan açıkça ilan ediyorum;
"Atatürk" yerine ısrarla "Mustafa Kemal" diyenler, laikliğin tehlikede olduğunu anlamayanlar, partilerinin içerisine FETO'cuları, bölücüleri, liboşları, kinci cumhuriyetçileri doldurarak büyüyeceklerini zannedenler ve aydınlanma derken karanlığın kucağına oturan ikiyüzlüler de gerici ve bölücüler kadar Atatürk'e düşmanlık ediyorlar...
İşte onlara oy vermeyin, gazetelerini okumayın, televizyonlarını izlemeyin, onları alkışlamayın, onların peşinden giderek ekmeklerine yağ sürmeyin!!!
Ta ki; "gaflet, dalalet ve hıyanet" saptamasını gözardı edenlerin işbirlikçilik oyunları bozulana kadar!!!
Hiç kuşkunuz olmasın, Atatürk'e yönelik sevgi-saygı 82 yıl sonra bile ayaktayken, sağcı- solcu, dinci- bölücü farketmiyor, cumhuriyetle savaşanlar kaybedecek, Atatürk, laiklik, aydınlanma, demokrasi ve uygarlık diyenler kazanacak...
Bize bu düşünceyi miras bırakan Büyük Önder'i ebediyete intikalinin 82.yıldönümünde bir kez daha saygıyla anıyorum...