8 Nisan’da Silivri’ye...
Türk Milletine Çağrı ve İmza Kampanyası, çığ gibi büyüyor. Sanal hileler ve suistimallere karşı ciddi önlemler alındı. Islak imzalar için yurdun çeşitli yerlerinde stantlar kurulmaya başlandı. İnternette on beş yirmi ayrı site, elli bin sayısını aşmış durumda. Değerli Hocam Prof. Dr. İskender Öksüz üç günde “vatan.severiz.com.” üçbin imzanın aşıldığını ifade ediyor. Sadi Somuncuoğlu, Kürşad Şendal, Muzaffer Kılıç gibi saygın isimlerin sosyal paylaşım sitelerindeki gayretleri ile bu ay sonuna kadar üç milyon imzaya erişmek içten bile değil. Sevgi Kafalı ablamın ve Müyesser Yıldız’ın olağanüstü gayretlerini unutmamak ve haklarını teslim etmek de şart.
Nasihat heyeti Erdoğan’dan aldığı talimatlarla yola çıkmaya hazırlanıyormuş. Bakalım gittikleri bölgelerde bal börekle mi karşılanacaklar. Karadeniz çırpınıyor, Akdeniz’de yörüğün ayranı kabarmış, Ege’de Efelerin kızanları öfkeli, Marmara kızgın, Anadolu içi doğusu ve güneyi ile “hadi oradan!” deyip kuyruklarına teneke bağlamaya hazırlanıyor.
***
Ve 8 Nisan... Ergenekon davasında savcı mütalaayı verdi. Digital terörün bütün unsurları tıpkı sözde Balyoz Davası’nda olduğu gibi karara yansıyacak gibi gözüküyor. Televizyon programlarında söyledim, tekrar etmekte fayda var. 8 Nisan için mahkeme heyeti tutuksuz sanıklar için de “hazır olun tebligatı” gönderdi. Savcı ağırlaştırılmış müebbet cezası yanında en az 7-15 yıl hapis isteyince Pazartesi günü heyet “kapıları kapatın” talimatı verebilir. Malumunuz 11 Şubat’taki Balyoz duruşması devam ederken, toplu tutuklanma yaşanmıştı. İçimden bir ses 8 Nisan’da bunun tekrar edebileceğini söylüyor. Ancak 13 Aralık’ta Silivri duvarlarını sallamak için gelen onbinlerin tarihi ve anlamlı gösterisi yüzünden mütalaaya geçilememişti. Mahkeme heyetinin dışarıdan gelen seslerden etkilenişine bizzat tanık oldum. 8 Nisan günü tutuklama kararı çıkarabilecek olan heyet, dışarıdaki yüz binlerden elbette ürkecektir. Her ne kadar apar topar açılan ihaleyle barikat alımı gerçekleşmiş, yollar kilometreler öncesinden kesilecek olsa da insanlarımız, Silivri duvarlarını yıkmaya kararlı. Sadece Ankara’dan çeşitli kuruluşlar 350 otobüs kaldırıyor. Muş’tan, Şanlıurfa’dan köy muhtarları Cumartesi gününden hareket ediyor. Amerikan güdümlü yalanın ortaya çıkmasından sonra Türk milleti Silivri zulümhanesindeki vatanseverlerin hepsine sahip çıkma kararı aldı. Geçtiğimiz hafta sonu Çayyolu Platformu’nun panelindeydim. 70 yaşın üzerindeki bir teyze “Benim sağlık durumum müsait değil, Silivri’ye gidemeyeceğim. Alın şu parayı benim yerime iki kişiyi götürün” dedi. Nasıl duygulandığımı anlatamam... Türkiye’nin her yerinde buna benzer tabloların yaşandığından eminim. Tarihe tanıklık etmek isteyenler “Oradaydım” diyebilmenin onurunu yaşamakta kararlı olanlar yola çıkıyor. Gelemeyip, gönlü ve yüreği Silivri’de olacakların sayısı milyonlarca. Dedelerimiz, babaannelerimiz bize İstiklal Harbini anlatırlardı. Bizlerin de çocuklarımıza, torunlarımıza gururla anlatacağımız bir şeyler olmalı. Erzurum, Sivas Kongreleri gibi. 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim, 10 Kasım’da o milyonların arasındaydım diyebilmeliyiz. Halk Tv’deki programımız ve haberlerde o tabloyu yansıtmaya gayret edeceğim. Ulusal Tv ve Kanal B zaten canlı yayınlayacak. Bekleriz efendim...
Not: Nasihat heyetinin özel seçildiğini ifade etmiştim. O heyette bulunanları tek tek mercek altına alma fikrim çok tutmuş. Cemazül evvelleriyle ilgili olağanüstü bilgiler akıyor. Şimdiden internet dünyasında cilaları tek tek dökülmeye başladı. Değerli okurlarımızın nasihat heyetinde yer alanlarla ilgili bilgileri bütün Türkiye ile paylaşmasını temenni ediyorum.