47 yıl önce-47 yıl sonra Rum barbarlığı...
Kıbrıslı Türkler olarak bizleri katil Rumlarla yeniden bir araya getirme çabası içerisinde olanların planlarına bir darbe daha geldi. Rum katiller FIBA Eurochallenge Cup basketbol maçı için Lefkoşa’ya giden Pınar Karşıyaka sporcularına saldırdı. Adayı kan gölüne çeviren Eoka terör örgütü destekçisi Apoel takımı ile yapılan maç sonrası gerçekleşen saldırıdan sporcularımız canlarını zor kurtardılar. Bazı sporcularımız yaralandı. Kayalarla, sopalarla, demir çubuklarla sporcularımıza saldıran Rumlar, Türk düşmanlıklarını bir kez daha gösterdiler. Rum, maalesef adayı kendi malı olarak görmektedir. Kuzey Kıbrıs’ı da ele geçirerek adayı tamamen Yunan yapma hedefindedir. Enosis ve Megali İdea ülküsünden vazgeçmiş değildir.
Kanlı Noel-kanlı maç
Tam 47 yıl önce 21 Aralık 1963’te yine Eoka’cı Rum faşistleri Akritas Planı’nı devreye sokarak Türkleri yok etmek üzere saldırılarda bulunmuşlardı. Tarihe Kanlı Noel olarak geçen saldırılarda birçok Türk şehit edilmiş, yaralanmış ve 103 Türk köyü boşaltılmak zorunda kalınmıştı. Adayı kan gölüne çeviren Rum’un hedefi soykırımdan başka bir şey değildi. Mukavemetçi Kıbrıs Türkü bitmek tükenmek bilmeyen Rum vahşetine karşı direnmesini bilmiştir. Türklük adına gereken savunma yapılmış; Kıbrıs’ın Yunan olması önlenmiştir. 1974’te kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Anadolu’muzun yiğit insanlarının haklı ve zamanında gerçekleşen müdahalesi ile Kıbrıs Türkü yeni bir soykırım girişiminden kurtarılmıştır.
Basketbol maçından sonra gerçekleşen saldırı ile 47 yıl önce gerçekleşen soykırım girişimi aynı faşist zihniyetin ürünüdür. Basketbolcularımıza yapılan saldırı “fanatik bir kısım” Rum’un marifeti olarak görülmemelidir. Olayı, kendisi de azılı Enosisçi ve Eoka sempatizanı olan Rum lider Hristo-fiyasko’nun “Bazı kişilerin akılsız faaliyetleri” olarak nitelendirmek doğru olmayacaktır. Olay, AB üyesi Rum-Yunan ikilisinin nelere kadir olduğunu göstermesi açısından oldukça önemlidir. Olay “En iyi Türk ölü Türk’tür” diyen Rum düşüncesinin bir kez daha ayyuka çıkmasıdır.
Apoel’in taraftarlarının Pınar Karşıyaka maçından önce internet üzerinden organize olduğu ortaya çıkmıştır.. Bazı internet sitelerinde, “Apoel cehennemi sizi bekliyor”, “Hep birlikte Yunan ruhunu köpeklere göstereceğiz”, “Buradan canlı çıkış yok”, “Yunanların kim olduğunu hatırlama vakti geldi” şeklinde ifadeler yer alırken, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi bayraklarının ön plana çıkarıldığı, Türk bayrağının ise yakıldığı bir görsel grafik yayınlanmıştır. Anlayacağınız Türk’ü yok etmek isteyen Eoka ruhu Rum tarafında hâlâ daha canlıdır.
Daha önce de yaşandı
İzmir takımlarından Tuborg, 2004’te FIBA Erkekler Avrupa Kupası Güney Konferansı play-off turunda Kıbrıs Rum Kesimi’nden Pizza Express Apollon Limassol takımı ile eşleşmişti. Tuborg, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki maçta Rum taraftarlar tarafından benzer olaylara maruz kalmıştı.
Trabzonspor, Güney Kıbrıs takımları ile iki kez eşleşmiş ve bu maçlardan sonra da üzücü olaylar yaşanmıştı. Trabzonspor 26 Temmuz 2005’te şampiyonlar ligi 2. ön eleme turu maçı için Lefkoşa’da Anorthosis ile 10 Ağustos 2006’da ise UEFA Kupası Ön Eleme Turu maçı için Apoel ile karşılaşmıştı. Söz konusu maçlardan sonra da Rum faşistler olay çıkarmıştı.
Ders alamıyoruz...
Bir taraftan Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile gerçekleştirilen sportif faaliyetler sonrasında insanlık dışı saldırılardan nasibimizi alırken diğer taraftan da Anavatan Türkiye’nin takımlarını Güney Kıbrıs’a göndermesinin, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dolaylı tanınması” olarak algılanabileceğini hesaplayamamaktayız. Güney Kıbrıs’a, Türkiye’nin tanıdığı KKTC üzerinden gitmek yerine Yunanistan üzerinden giderek ne yapmaya çalışıyorlar? Ek protokol maskaralığı yetmiyormuş gibi, güya spor yapacağız diye Rum kesimi ile ilişkileri normalleştirmek Milli Kıbrıs davamıza vurulmuş bir darbe değil midir? 1974 Barış Harekatı sonrasında Rum tarafı ile imzalanmış ateş kes antlaşması vardır; yani Rum ile savaş hali devam etmektedir. Durum böyle iken çocuklarımızı tehlikeye atmanın lüzumu var mıdır? Savaş halinde olan, birbirini tanımayan(!!!) ülkeler tarafsız sahalarda maçlarını yapmazlar mı?
Yukarıda da belirttiğim gibi benzer olayların yaşandığı dönemde Anavatan Türkiye’de AKP iktidarı vardır. AKP’nin “bir adım önde” Kıbrıs siyaseti neticesinde geldiğimiz nokta budur. İki paralık Rum, her platformda, 75 milyonluk Türkiye’ye kafa tutabilmektedir. Saldırıya uğrayan basketbolcularımızın güvenlikleri için KKTC’ye geçirilmeleri bile sağlanamamıştır.
Yazıklar olsun...