3M Ankara!
Ah bu İstanbul medyası; bütün fenalıkların anası!
Tam böyle demese de her konuşmamızda “İstanbul medyası”na sitemle giriyor lafa, MHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mevlüt Karakaya.
Bugün bir grup gazeteciyle kahvaltı yapacaktı; “Ankara, İstanbul’dan bakarak anlaşılmaz” diyerek davet yolladı. Katılamadım ama sizi mahrum bırakır mıyım! Soru-cevap hakkımı telefonda kullandım.
“Ben buna inandım” diyor Karakaya. Önemli. Ancak kazanacağına inanmış biri inandırabilir; kazanacağına karşısındakini! İnanmak, başarmanın “yarısı”ysa, Karakaya şimdiden katetmiş yolun yüzde 50’sini!
Geriye kalan yüzde 50’yi kimin önde bitireceği “dış etkenler”le de ilgili; en başta rakipleri!
Mesela, son seçimde MHP adayı olarak dikkat çekici bir çıkış yapan Mansur Yavaş’ın bu kez CHP adına mücadele edecek olması nasıl etkiler yarışın kaderini?
Yavaş konusunda “Allah yüzümüze güldü” diyor.
- Nasıl yani?
“MHP’yi CHP’lileşmekle suçladıktan sonra CHP’den aday olarak kendisini bitirdi.
“Melih Gökçek olmasın da...” mantığıyla oy verecek sağ seçmenden CHP’ye oy gitmez; Ankara sosyolojisine biraz çalışan bunu bilir. CHP’nin alıp alabildiği oy Murat Karayalçın döneminde “ittifak”la yüzde 31. Bu seçim için çıkabildiği en yüksek oran yüzde 28’di; o da Muharrem İnce ile! Gökçek’i asla istemeyen “radikal sol” bir kemik var; onlar “Yavaş’tan dolayı” CHP’den de elini çekti. Seçmene “Melih mi? Mansur mu?” diye sorduğunda Melih çıkıyor. “Melih mi? Mevlüt mü?” diye sorduğunda Mevlüt çıkıyor! Üçlü yarışta da, ikisinin arasından sıyrılan yine “Mevlüt” oluyor!”
Karakaya’nın verdiği rakamlar, oranlar, istatistiklerden sonra başkentteki yarışın ismi belli: 3M Ankara denklemi!
- MHP’den Yavaş’a oy kayması olmayacak mı?
“MHP’nin kendi adayı var. 80 gündür sahada. Şimdiden onbinlerce ev toplantısı yapmış. Şu an bile binden fazla noktada faaliyet var. Sadece ben 50 binden fazla insanla görüşmüşüm. Seçim bürosuna gelenlere yetişemiyoruz. MHP’li neden gitsin başka partiye?”
- Ama bu işler biraz da “rüzgâr” meselesi...
“2009’da Yavaş’ı da kimse tanımıyordu. Ben o seçimde Ankara’dan sorumlu MYK üyesiydim; o başarı hikayesini yazanlardan biriyim. Oktay Vural aday gibi çalıştı; Gökçek’in oy kaybında etkili olan villa, MOSSAD ajanıyla görüşme iddialarını dillendiren kişidir. Aday yüzde 27 almış da MHP yüzde 5’lere çakılmış değil ki; parti oyu da yüzde 25’ti.”
Dört ayak üzerine oturtuyor Karakaya ismini:
Birincisi: Doğma büyüme Ankaralı...
İkincisi; Akademisyen... 37 yaşında profesör olmuş “parlak” bir bilim adamı.
Üçüncüsü; Siyasetçi... 10 yıldan fazladır MHP MYK üyesi. 2011’den beri Genel Başkan Yardımcısı
Dördüncüsü; Başarısı tescilli bir yönetici... 1999’da TMO’ya atandığında en genç KİT Genel Müdürü’ymüş. 2000’de “Yılın Kamu Yöneticisi”, 2002’de “Yılın Bürokratı”, 2003’te Hazine Müsteşarlığı tarafından “En Başarılı KİT Yöneticisi” seçilmiş.
“Tertemiz” vurgusu çok öne çıkarılıyor kampanyasında. Diğer altı çizilen özelliği: Birleştirici!
Projelerinin ilanını bir takvime bağlamış; ama 7 katrilyon rant üreten Ankara’nın bu rantını kimlerin yediğini ifşa edeceği sır değil.
Vaatlerine gelince; “düşük ücrete kaliteli hizmet”, “nefes alan bir Ankara”, “sosyal belediyecilik” ve “şeffaf, hesap verebilir yönetim”.
Gençlerden oluşan aktif bir sosyal medya ordusu var arkasında. Soyadının kafiyesinden çıkan “Ankara’ya Karakaya” sloganı çok popüler. İddiasını dile getirirken “Şükür namazını kılacağımız cami bile belli” demişti ya... Hangisi, ilk size söylüyor:
Hacı Bayram Veli Camii!
Gitmeden bu kadar; Ankara’yı gördükten sonra yazarız gerisini!