3 Temmuz sürecinde Başkan ve Cübbeli...

Öncelikle Ahmet Hakan Coşkun'u kutlamalıyım. Güzel bir yayıncılık başarısı gösterip bombayı patlattı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse ile Cübbeli Ahmet Hoca'yı aynı ekranda bir araya getirdi. Prof. Dr. Ali Köse, TRT'nin 15 Temmuz özel yayınında "Bir FETÖ gitti, bin FETÖ geliyor" sözleriyle gündem olmuştu. Buna karşı çıkan Cübbeli Hoca ise, "Artık bu kişinin başında bulunduğu kurumdaki talebelerin îmanlarını Allâh'a emânet ederiz!" diye tepki gösterip Ali Köse'ye ateş püskürmüştü.

Yayında da Cübbeli'nin Ali Köse'ye ağzına geleni söylediğine tanık olduk. Dikkatinizi çekerim Cübbeli'nin diploması yok ama fıkıh bilgisi inanılmaz zengin. Anlattıklarına kimsenin gıkı çıkmadı. Ne söylediyse kabullenildi. Latif Şimsek sus pus olurken Hakan Bayrakçı, "FETÖ'cüler yeniden örgütlenecekler mi?" diyebildi. Cübbeli, "Zaten yok olmadılar mı?" cevabını yapıştırdı.

Metris günleri

On yıl Uzun Yol Sokak'ta oturmuş olmama rağmen karşılaşmadığım Cübbeli Ahmet Hoca'yı FETÖ'cülerin tezgahıyla Metris Cezaevi'ne konulan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım sayesinde tanıdım. Tesadüfen aynı yere hapsedilmişler ve aynı koğuşu paylaşmışlar. Cezaevine gelen Akşam gazetesinde benim köşemi okumak için "önce ben, sonra sen" çekişmesi yaptıklarını biliyorum. Hatta bir sabah Cübbeli Hoca'nın Başkan'ı yatağından kaldırıp, "Bak bugün beni de yazmış" dediğini sonradan öğrendim. Anlayacağınız benim yazılarım aralarında epeyi gırgır vesilesi olmuş.

Karagümrük'ten hemşehrim olduğu için Cübbeli ile ayrıca iftihar ederim. Bugün Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a dini bilgide bin basar. Kendisini sevgi ve saygıyla bin kere selamlıyorum

Haksızlığa sustular

O günler geldi geçti, FETÖ kumpasları ortaya çıktı, yeniden yargılama başladı. Mahkemenin tekrarı sırasında Aziz Yıldırım'ı adliye koridorunda bir bankta otururken gördüm. Bir de baktım, yargılama sürecinde sesi soluğu çıkmayanlar yine etrafını sarmış... Başta Alaattin Metin olmak üzere bunlar Başkan'ın o zorlu günlerinde tek kelime yazmadılar ve konuşmadılar. İftiharla söylüyorum, "Beşiktaşlıyım, bana ne..." demedim Fenerbahçe Başkanı'na karşı kurulmuş bu kumpasa karşı en ağır yazıları yazıp eleştiriler yöneltmekten geri durmadım. Arada bana, "Yahu sen ne cesur adamsın" diyenler bile çıktı. Aziz Yıldırım tahliye edildikten sonra kızları başta, kendisi dahil beni defalarca yemeğe çıkarmayı teklif etti. Ben de "Bir şey yapmadım" karşılığını verdim.

Ama bu kötü gün suskunları takımının tahliyeyi takip eden süreçte pişkin pişkin, sırıta sırıta Başkan'ın etrafında dolandıklarını gördüm. Bu tiplerin hayatı hep böyle geçmiştir, utanma diye bir şeyden haberleri olmamıştır.

KISA... KISA...

Bu aralar en iyi ve izlenmesi en rahat kanal TRT Müzik. Karadeniz'den Erzurum'a, Ege'den Ankara'ya "Gökkuşağı"nın tekrarları yayınlanıyor. Peşinden arşive dalınıyor, merhum Muzaffer Akgün'ün türküleriyle yarım saatlik solo konseri izliyorsunuz. Yetmiyor, KLİPARK başlıyor. Murathan Mungan'ın sözleriyle Merve Özbey'den "Yaramızda Kalsın", İlyas Yalçıntaş'tan "Farzet" ve Fettah Can'dan "Ney"i dinliyoruz... Ekran karşısında zaman su gibi akıp geçiyor.

***

Ordu MHP Milletvekili Cemal Enginyurt'un partiden ihracını kim istedi? Bu, Semih Yalçın'ın boyunu aşan bir konu gibi görününce "Devlet Bahçeli mi?" sorusu daha ağır basıyor. Benim kanaatim bu sürecin Enginyurt'un MHP'den ihracıyla sonuçlanacağı yönünde. Ama şunu bir kenara kaydedin; bu ihraç MHP içinde ve tabanında büyük sıkıntılara yol açacaktır.

***

KRT'de Taciser Ülkü Levent'in başarıyla yönetip sunduğu "Feminen Adalet" adlı programın konuğu DİSK Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu'ydu. Korona salgınının da ele alındığı programda şantiyelerde olumsuz koşullarda yaşayan inşaat işçilerinin durumuyla ilgili olarak Çerkezoğlu'nun yaptığı tespit dikkat çekiciydi:

"Kovid-19 Türkiye'de bir işçi sınıfı hastalığı haline geldi"

Günün Sözü

Talihsizlikler, meziyetleri imtihan eder. Arap özdeyişi

Yazarın Diğer Yazıları