29 Ekim’de Recepsiyon krizi çıkar mı?

Son iki ay içerisinde karadan sevkiyat sırasında 20 Mehmetçik şehit edildi, 77 de yaralı verdik. Genelkurmay Başkanlığı vahim tabloyu görünce duruma hemen el koydu!.
Paşalarımız talimatı anında patlattı!.
“Kırsal bölgede görev yapan askerler helikopterlerle havaalanı olan il merkezlerine, buradan da uçaklarla gidecekleri yerlere gönderilecek” ...
Kurmay kıvraklığı diye buna denir. Anında reaksiyon.
Duruma bu kadar çabuk el koyan(!) paşalarımız gel gelelim Çankaya Köşkü’nden gelen 29 Ekim Recepsiyon davetine katılıp katılmamak konusunda hala karar alamadılar. Terör örgütü PKK’nın sivil uzantıları olan BDP’lilerin davet edildiği Recepsiyon salonunda bulunacaklar mı? Recepsiyona katılacaklarsa eşli mi yoksa eşsiz mi gidecekler? Bu soruların yanıtları hala net değil. Kamuoyunun tabii beklentisi “Komutanlarımız terör örgütünün temsilcileri ile bir araya gelmez” yönünde. Herhalde öyle olacak!..
Ama durumda bir gariplik var. Bu kadar çabuk kararlar alıp uygulayan(!) Genelkurmay Başkanlığı, Köşk’ten davetiyelerin gönderilmesine rağmen tavrını niye açık edemedi?
Kaç gündür, Ankara büromuzdan Bilun Çelik ile beraber Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı’ndan Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü’yü arıyoruz. “Kendisine arama notlarımız ve sorularımız hep iletiliyor” ama bir türlü dönüş olmuyor.
Tekrar edeyim; sorularımız da oldukça net;
“Komutanlar, Çankaya Köşkü’nden gelen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı davetine katılacaklar mı? Eğer katılma kararı alındıysa bu eşli mi yoksa eşsiz mi olacak?”
Israrlı sorularımız karşısında Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı’ndan ne yanıt aldık biliyor musunuz?
“Bu konuda bugüne kadar bize gelen sorulara hep aynı cevabı verdik. Size de bunu söyleyebiliriz. Davet makamı Cumhurbaşkanlığı ve muhatap makam orası. LCV’ler de onlarda. Oraya sorun.”
Haydiii!..
Ayıkla şimdi pirincin taşını..
Benim bildiğim; adı resmen konulmasa da Cumhurbaşkanı’nın davetlerine katılma bir tür zorunluluk tur. Eğer katılmayacak veya katılamayacaksınız mazeret bildirirsiniz.
Bildiğimizden de şüphe eder olduk. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nden kaynaklarımızı aradık. Onlar da bizim aktardıklarımızı garipsediler. Cumhurbaşkanlığı davetlerinde LCV olmadığını bir kez daha belirttiler. Genelkurmay’dan “komutanların katılmayacağına” dair bir mazeretin “şu ana” (23 Ekim Salı 13.00) kadar kendilerine gelmediğini söylediler.
Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan arasında “Kürt açılımı” üzerinden rol kapma ve “ben daha önde olacağım” yarışı devam ederken Ankara’da tuhaf olarak nitelendirebileceğimiz tavırlara rastlıyoruz.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tavrını en net koyan isim. Kılıçdaroğlu, Recepsiyona katılmayacak.
Ya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli?
Bu satırları yazdığım dakikalarda onun tavrı da belli değildi. Devlet Bahçeli’nin özel kalemi, “Sayın Genel Başkanın 29 Ekim davetine katılıp katılmayacağı henüz belli değil” cevabını verdi.
Bu, gazeteci olarak, Devlet Bahçeli’nin programları ile ilgili alışık olduğumuz bir cevap.
Ammaa..
Fotoğrafı aleni olan 29 Ekim Recepsiyonuna katılıp katılmamakta karar vermek neden bu kadar zor?
Akıllarda “Köşk’ün davetine gidersek Recep Tayyip Erdoğan bize kızar veya alınır mı” diye bir soru mu var?
Hiç sanmıyorum..
Sonuçta kapışma Gül ile Erdoğan arasında, diğerlerini ne ilgilendirir ki!..
Ben yine de eğer arada tost olmak istemeyen varsa, BDP’lilere rağmen Köşk davetine icap etmek isteyenler varsa; onlar için küçük bir tüyo vereyim:
29 Ekim, aynı zamanda Abdullah Gül’ün doğum günü.
“Davete katıldık ama bir sorun ’niye’diye. Sayın Cumhurbaşkanı’nın doğum günüydü onu kutlamak için gittik. Gitmesek çok büyük nezaketsizlik olurdu. Koskoca devletin başı bir yaşına daha girmiş. ’Hayırlı uzun ömürler’diledik. İnsani görevimizi yaptık. Ne var bunda?” der, çekilirsiniz kenara.
Bu millet bunu da yer.
Siz öyle zannetmeye devam edin!..

Yazarın Diğer Yazıları