29 Ekim neden farklıydı?
Belediyeler öyle güzel kutladı ki Cumhuriyeti.
17 yıldır olmayanlar oldu..
Ülkenin şehirleri bu kadar güzel kutlayınca, sarayda da birileri kafa yorup, güzel bir iş çıkarmış..
Sınır boylarına, denizdeki firkateyne canlı bağlantı işleri güzeldi.
Şehirler o kadar güzel kutladı ki..
Ankara, İstanbul, 25 yıl aradan sonra o kadar güzel kutladı ki, saray da kayıtsız kalamadı..
Aslında ne gereksiz bir çeyrek asırdı..
Ortak değerimiz Cumhuriyet'in yaş günlerinde bile ayrıştırmayı başardılar.
Kentler kutlayınca, merkez de kutladı.
Türkiye'nin normalleşmesi dediğimiz şey tam da bu işte..
Millet yoruldu..
Türkiye, yukarıdan değil, aşağıdan, Millet tarafından normalleştiriliyor..Ve bu normalleşmenin mimarı da, açık ve net söylüyorum, Millet İttifakı projesidir..
31 Mart'a giden süreçte ne diyordu Meral Akşener;
- İktidarın kulağını çekin. Çekin ki milleti yeniden ciddiye alsınlar. Bunu yaparsanız, göreceksiniz, Türkiye normalleşecek..
**
25 yıldır olmayan olduysa, 17 yıldır yaşanmayan yaşandıysa, şunu teslim edelim, bu tabloyu 31 Mart'ın sonuçlarına borçluyuz..
Ve 31 Mart'ı da, Millet İttifakı projesine borçluyuz..
İllet-zillet denilerek, adı terör örgütüyle yan yana getirilerek kirletilmek istenen ittifak, sonuçta Türkiye'de normalleşmenin önünü açtı..
Bir öngörü pozisyon aldı, millet de ferasetiyle bu pozisyona güç kattı..
"Bu yıl, Cumhuriyet Bayramı'nda bambaşka kutlamalar oldu" diyerek sevindirik olan köşe yazarlarının, yorumcuların, kasıtla atladığı gerçek tam da bu.
Bugün olmasa da yarın hakkı teslim edecekler, eminim..
Oldu mu sayın Bakan?
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne bir şikayet gitmiş..
Demiş ki bir vatandaşımız;
- Son dönemde Türk Bayrağı üzerinde bazı resimler kullanılmaktadır. Türk Bayrağı yasayla korunur ve anayasal güvence altındadır. Rengi, ölçüsü, kumaşı dahi bellidir.. Hal böyleyken, bayrağımızda bu tür görsellerin kullanılması doğru değildir.. Gereği için..
**
Haklı bir talep..
Nasıl fotoğraflardan bahsettiğini merak bile etmeden söylüyorum; Haklı bir talep..
Kim bilir belki de Atatürk resimleri olan bayraklardan hareket etti..
Böyle ise bile haklı bir talep..
**
Bakın Mustafa Kemal Atatürk'ü vazgeçilmezi sayan biri olduğum bilinir.. Her platformda da bunu ilanı geçtim haykırırım.. Ancak bayrak konusundaki bu hassasiyeti, başından beri doğru bulurum..
Farklı saiklerle de olsa, bu talebe İçişleri Bakanlığı da kulak vermiş ve bir genelge yayınlayıp demiş ki;
- Bu tür bayraklar konusunda hassasiyet gösterilmesi..
**
Buna da eyvallah..
Eyvallah ama, aşağıdaki fotoğrafa bakar mısınız;
Bütün teşkilatlarını, bayrağın yasal şekil ve bütünlüğünü korumak noktasında uyaran İçişleri Bakanlığı'nın patronu, Bakan Süleyman Soylu bir hediye alıyor..
Hediyeyi de, o genelgeyi uygulamakla görevli Emniyet Genel Müdürlüğü hazırlamış..
Bırakın bayrağımız üzerinde bir fotoğrafı, yahu, Ay-Yıldız'ın kendisi 'Süleyman Soylu' olmuş..
**
"Ele verir talkını, kendi yutar salkımı" durumu.
Bayrağı korumakla görevlendirilmiş kurum, koru talimatı verene öyle bir hediye hazırlıyor ki, Bakan bizzat bayrak oluyor.
Sayın Bakan'ın yerinde olsam o hediyeyi reddederdim.
Estağfurullah derdim.
Ne haddime derdim.
Bayrağın üstünde bir şey olabilir mi derdim.
Ben size koruyun diyorum, siz ayla yıldıza adımı kazıyorsunuz diye çıkışırdım..
**
Bunların hiçbiri olmamış. Gördüğünüz gibi Bakan Süleyman Soylu mutlu-mesut kabul ediyor.
Ben de, mevzubahis bayrağımız olunca, o bayrak uğruna ömür harcayan Mustafa Kemal sevdamı bile rafa kaldıran olgunluğuma yanıyorum..