21. Yüzyıl ve değişen turizm eğitimi
Turizm endüstrisi ülke ekonomisi için vazgeçilmez faaliyet alanlarından birisini teşkil etmektedir. Bu endüstrinin makro ekonomiye katkıları başlıca; ekonomik büyümeyi desteklemesi, dış ticaret açıklarının kapatılmasında son derece önemli ekonomik enstrüman olması ve toplam istihdam içerisinde vazgeçilmez bir katkı sağlamasıdır.
Turizm endüstrisinde eğitim, ülke turizminin belkemiği ve olmazsa olmazıdır. Bu bağlamda, turizm endüstrisinin ihtiyacı olan nitelikli ve bilinçli işgücünün temininden öte, hizmet kalitesinin yükseltilmesi ve turizmde sürdürülebilirliğin sağlanması ile işletmenin başarısı yanında ülke turizminin gelecekteki durumu ve yaşanan teknolojik gelişmelere göre eğitimin de şekillenmesi gerekli olacaktır.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sonucunda her sektörde olduğu gibi turizm endüstrisinde de köklü değişiklikler meydana gelmiş, başta dağıtım kanalları olmak üzere yeni yönetim stratejileri, piyasa düzeni ve farklı iş modelleri oluşmuştur. 21. yüzyıl turizm anlayışı büyük ölçüde çalışanların mesleki bilgileri yanında teknolojik imkânları kullanma düzeylerine bağlıdır.
Türkiye'de turizm eğitimi, turizm meslek liseleri ve yükseköğretim düzeyinde üniversitelere bağlı ön lisans, lisans ve lisansüstü eğitim veren kurumlar tarafından sağlanmaktadır. Mevcut eğitim kurumlarının birçoğunda modern turizm sisteminin istenilen düzeyde uygulanamadığı görülmektedir.
Ülkemizde turizm eğitiminin gelişmesi ve yaşanan sorunların aşılmasıyla ilgili olarak gerek eğitim kurumları gerekse sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan ve yapılacak etkinlik, konferans ve sempozyumlar önem arz etmektedir. Bu bağlamda, 9 Eylül Üniversitesi, Reha Midilli Foça Turizm Fakültesi'nin organizasyonunda ve Anatolia Turizm Akademisi'nin destekleriyle 13. Akademik Turizm Eğitimi Arama Konferansı, 2-5 Mayıs 2019 tarihleri arasında İzmir-Seferihisar, Sığacık'ta bulunan Club Resort Atlantis'in ev sahipliğinde yapıldı.
Benim de hazır bulunduğum konferansta, ülkemizin çeşitli üniversitelerinden değerli akademisyenlerin katılımlarıyla "21. yüzyılda turizm endüstrisinde akademik içerikli turizm eğitimi nasıl olmalıdır?" konusu farklı gruplar tarafından Eğitim-Öğretim, Kurumsal Dönüşüm, Sektör-Eğitim Kurumları İşbirliği ve Eğitim Yöntemi ve Teknolojileri olmak üzere dört ana başlık altında incelendi.
Grup sözcülerinin sunumlarının ardından tüm katılımcılar tarafından "ortak akıl" ile sonuç bildirgesi açıklandı.
Eğitim/öğretim konusunda önemli olan ilk sonuç; Endüstri 4.0 adı verilen yeni bir dönemde robotların devreye girmesi, üç boyutlu yapay zekanın gelişimi ve siber-fiziksel sistemlerin tüm yaşamımıza etki etmesiyle birlikte turizme yansımaları eğitim/öğretim programlarında da kaçınılmaz değişimlere neden olacaktır. Ayrıca, eğitim kurumlarında verilen teorik derslerin daha kompakt bir hal alacağı, derslerin girişimcilik ve yenilikçilik bakış açısıyla şekilleneceği öngörülmüştür.
Kurumsal dönüşüm başlığı altında ulaşılan en önemli sonuç, gelecekte eğitimin zaman ve mekâna bağlı olmaksızın yapılacağı, sınıf ortamındaki eğitimin ortadan kalkacağı ileri sürüldü. Diğer çıktılar arasında, turizm eğitiminin öncelikle insani boyuttaki yeteneklerin geliştirilmesine (etik, empati, duygu kontrolü, beşeri ilişkiler vb.) önem veren bir çerçevede yürütüleceği, yöntemsel dönüşüm boyutu ise dijital eğitim ve online eğitim yöntemleri kullanılarak gerçekleştirileceği ve yapısal boyutta uzmanlaşma, uluslararası entegrasyonlar, zaman ve mekânlardan uzak dijital yapıların ve network çalışmalarının yoğunlaştığı bir dönüşümün gerçekleşeceği öngörüleri yapıldı.
Sektör-Eğitim Kurumları İşbirliği başlığı altında insan kaynaklarının turizmin başarısının en önemli unsuru olduğu, eğitim kurumları sektör işbirliğinde endüstrinin katkısı, eğitim kurumları ile sektör işbirliğinde turizm eğitimcilerinin katkısı, sektörün ve kurumların teknolojik bilgilerden ve teorik gelişmelerden haberdar olması, eğitim kurumları turizm sektörü işbirliğinin sürekliliğinin ve kurumsallaşmasının sağlanması öngörüldü.
Gelecekte eğitim yöntemi ve teknolojileri başlığı altında, ortaya konulan en önemli sonuç eğitimin gelecekte bütünüyle teknoloji temelli olacağı oldu. Yakın dönemde yaşam biçimi, eğitim sistemi ve iş yaşamı yoğun bir biçimde teknolojik dönüşüme uygun yöntem ve araçlar gelişecek ve her düzeyde turizm eğitiminde bunlardan yararlanılması kaçınılmaz olacaktır. Böylece zaman ve mekân sınırları aşılacağından bu eğitimlere erişimin de kolaylaşacağı öngörüldü.
Netice itibariyle; Turizm endüstrisi 21.yüzyılda kaçınılmaz köklü değişimlerle karşı karşıyadır. Turizm eğitimi veren kurumlarda yürürlükte olan müfredat ve 2000 yılından önce basılmış turizm konulu kitaplar teknolojide yaşanan gelişmelere paralel olarak acilen gözden geçirilerek revize edilmelidir. 2023 hedeflerine ulaşabilmek için "Türkiye turizmde nasıl marka olabilir?'' konusu turizm eğitiminde en önemli ana başlık olarak yer almalı ve sektördeki tüm paydaşların markalaşmaya odaklanması gerektiği kanaatindeyim.
Not: Değerli yazarımız Yavuz Selim Demirağ'a yönelik saldırıyı lanetliyor, Yeniçağ ailesine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.