2019 uzak değil
Rutubetten nem kapıyorlar. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Genel Başkanı Erdoğan'dan sonraki en önemli isim... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na dokunmadan yapamıyor, her güne Kılıçdaroğlu ile başlıyor...
Geçenlerde uzun adalet yürüyüşünü eleştirirken lafı Çanakkale'de düzenlenen "Adalet Kurultayı"na getirdi... CHP Liderinin "Benden korkuyorlar" tespitini doğrulayan bir tavırda konuştu...
AKP'deki herkes gibi Bozdağ da 2019'u kaybetmekten korkuyor...
Ya Erdoğan seçilemezse...
Bu ihtimal uykularını kaçırıyor. O nedenle Kılıçdaroğlu'na dokunup duruyorlar...
* * *
"Kılıçdaroğlu'nu da tutuklayabilirler" lafını üretip yaymalarındaki temel neden, oyların AKP'den kaçmasını önlemek. CHP'yi ve liderini bu amaçla karalayıp duruyorlar... Oysa ürettikleri bu ve benzeri politikalar AKP'nin içyüzünü gören yurttaşları Kılıçdaroğlu'na doğru daha hızlı biçimde itiyor...
Bu hızlı kayma nasıl durdurulur...
İki yoldan yürüyorlar; birincisi MHP'yi vazgeçilmez piyon haline getiriyorlar. Bahçeli de zaten uzun bir süreden beri buna teşne. Az da olsa onun üzerinden şaşkın haldeki MHP oylarını alma hesabındalar... İkincisi CHP'nin sesini kesmek, bazı üyelerini kumpas yoluyla hareketsiz kılmak...
Terör çetesi olduğu ortaya çıkan eski ortağın kumpas uzmanlığı bunlara bulaşmış durumda, Kılıçdaroğlu'nu dahi sudan sebep gösterip derdest edebilirler...
* * *
İktidarın başımızdan gitmesine az bir zaman kaldı, 2019 o kadar uzak değil... AKP'nin demokratik parlamenter sistemde yeri kalmadı, o nedenle siyasal yörüngeden çıkması yakın...
Topluca katılsınlar
--------------------------
Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler diye bir çift lafımız var ya, MHP'de durum öyle...
Bazıları bunu atasözü sanıyor, değil... Bu söz, değeri yüksek bir şeyin olmadığı yerde, değeri olmayan şeyin itibar görmesi, muteber olması anlamında bir sözdür.
***
Mevlût Karakaya yaprak dökümünden sonra öne çıkan bir isim... Devlet Bahçeli'nin hareket kabiliyeti azaldığı için MHP'yi sağda solda artık o temsil ediyor...
Bayram ziyareti sırasında partisinin AKP Hükûmetini üç konuda desteklemeyi sürdüreceklerini açıkladı. Biri terör, diğeri dış politika, üçüncüsü ise anayasa değişikliği...
Üç konuda da söylenecek çok şey var ama yerimiz mahdut...
Sadece kısa yolun topluca AKP'ye katılmak olduğunu hatırlatmakla yetineceğim; piyon diye itham edilmekten de kurtulmuş olurlar...
Atlığ Hoca da uyardı
-----------------------------
Şehit cenazesinde bundan böyle bando, Itrî'nin Tekbir'ini çalacakmış...
Değerli araştırmacı yazar Aydil Erol derhal tepkisini koydu, e-posta gönderdi. Dediği şu:
-Kim almış; nasıl almış bu harikalar harikası kararı? Efendim bundan böyle şehit cenazelerinde Şopen'in Cenaze Marşı değil de Itrî'nin TEKBİR'i seslendirilecekmiş. Tut kelin perçeminden... Bir kere Tekbir, yürüyüş için yapılmış değil, serbest beste... Memlekette bu işleri bilen kalmadı mı? Ne günlere kaldık, aklıma sen mukayyet ol ya Rabbim...
Aydil Erol'un "Memlekette bu işleri bilen kalmadı" cümlesi üzerine konunun uzmanı değerli sanatçı Dr. Nevzat Atlığ'ı aradım... Atlığ ömrü uzun olsun bugün 92 yaşında; müzikle babası sayesinde küçük yaşlarda tanışmış...
Uzun bir sanat hayatı var; iyi bir kemancı ve eşsiz bir koro şefidir....
TRT'de radyo müdürlüğü de yapmış, televizyonda hafta sonları klasik konserleri yönetmiştir...
Telefon ettim, kulağımda dipdiri sesi, nezaketine yetişmek mümkün değil, sordum, açıkladı:
-Tekbir marş değildir, onunla yürünmez, temposu yürümeye uygun değildir. Nitekim bilmem gördünüz mü, bando bile tempo tutamadı ve adımlar karmakarışık atıldı. Tekbir bir ilahidir, serbest bir bestedir ve oturarak söylenir...
Geçenlerde yazmıştım, hiçbir şeyi doğru dürüst yani yüzümüze gözümüze bulaştırmadan yapamıyoruz...
İşte biri daha!
Atlığ Hoca'ya uzun ömürler diliyor, ellerinden öpüyorum...
ANLAMLI SÖZLER
---------------------------------------------
Bütün siyasetçiler aynıdır; tek farkları boylarıdır. (Theodore ROOSEVELT)