2015 yılı daha riskli bir yıl olacak
Ocak ayı Sanayi Üretim Endeksi yayınlandı. 2010 yılı bazlı Sanayi Üretim Endeksi, 2014 Ocak ayında 114.9 iken 2015 Ocak ayında 112.3’e geriledi. Yani bu sene geçen seneye göre sanayi üretimi yüzde 2.26 oranında geriledi.
2014 Gayri Safi yurt içi hasılada büyüme oranı yüzde 2.8 olarak tahmin ediliyor. Sanayi üretimi aynı zamanda 2015 büyüme oranı için de bir ön göstergedir.
2010 bazlı Sanayi Üretim Endeksi beş yıl sonra 2005 Ocak ayında 112.3 oldu. Aynı dönemde imalat sanayi üretim endeksi 111.5 oldu. 2012 yılından bu yıla kadar imalat sanayi üretimi ortalama yılda yüzde 1.8 oranında arttı.
Sanayi üretiminde bu düşük artış veya düşme devam ederse, 2015 yılında büyüme oranı yüzde 2 veya altında kalabilir.
Ne var ki, Hükümet farklı konuşsa da seçim ekonomisi kaçınılmazdır. Kaldı ki Hükümet, şimdiden seçim odaklı bir destek programını içeren yasa tasarısı hazırladı. Ayrıca adayların ve partilerin seçim harcamaları da ekonomide geçici bir canlanma yaratacaktır.
Öte yandan, TÜİK’in yayınladığı mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi daha yüksek çıkıyor. Yani zorlu kış şartları olmasaydı, sanayide üretim daha fazla oldurdu. Ne var ki “ekonomide önemli olan ve etkili olan bugün reel olarak ne ürettin ve ne kadar ürettin” sorusunun cevabıdır. Büyümeyi etkileyen de reel üretimdir. Arındırılmış endeksler yalnızca trendi gösterir. Sonucu değiştirmez... 2016’da daha büyük kış olursa, üretim de daha düşük kalır.
Kurların artmış olması da 2015 sanayi üretimini olumsuz etkileyecektir. Zira kur artışı ithalatı pahalı yapar ve ithalatı azaltır. Türkiye’nin toplam ithalatı içinde en büyük payı ara malı ve ham madde ithalatı alıyor. Yani sanayi üretimi, ithal ara malı ve ham maddeye bağımlıdır. Maalesef bu bağımlılık giderek artmıştır. Yani sanayi üretimi giderek ithalata bağımlı bir yapı kazanmıştır. Aşağıdaki tablodan görüleceği üzere, 2006 yılında ara malı ve ham madde ithalatının toplam ithalat içindeki payı yüzde 70.8 iken, 2014 yılında yüzde 72.9 a yükselmiştir.
Yine 2015’te döviz girişi daha da azalacak ve döviz çıkışı artacaktır. Türkiye’nin 180 milyar doları geçen kısa vadeli dış borçlarını çevirmek zorlaşacaktır.
Toplam ithalat içinde yatırım malının yalnızca yüzde 14.9 olması Türkiye’nin yatırım yapmadığını da gösteriyor. Yatırım malı ithalatının büyük bir kısmı mevcut yatırımların yenilenmesi için yapılıyor. Demek ki Türkiye yeni yatırım malı ithal etmiyor.
Kur artışı, belki aklımızı başımıza getirir. İplik fabrikalarımızı tekrar açar ve tekrar pamuk ekmeye başlarız.