1919'DA KÜRTÇÜLÜK VE ATATÜRK!..
Geçen yazımda, 1919’da İngilizlerin yaptığı “Kürtçülük” ve Irak sınırımızın dağlık bölgeden geçirilerek ileride “kullanılması” politikasını anlatmıştım.
İngiliz resmi belgelerine göre, Diyarbakır ve Irak’ta cirit atan Noel adlı İngiliz casus albay hakkında kendi diplomatları “O bir Kürt Albay Lawrence’ı olacaktır” diyorlardı!..
Bir başka ifadeye göre de, “Kürtlerin havarisi” ve “Kürtlerin peygamberi olmak isteyen kişi” idi!..
Türkler ise “beş para etmeyen alçaklar” idi.
İNGİLİZLERİN KÜRT PLANI!..
Son terör saldırıları ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Irak’a yapacağı resmi gezi öncesi, tarihi hatırlatmalar gerekiyor.
Atatürk 1919’da da var olan bu sorun hakkında neler düşünüyordu, neler
yapıyordu?..
Mustafa Kemal, sözde “Büyük Ermenistan’ın sınırını çizmek için Türkiye’ye gelen ABD Generali Harbord’a gerçekleri anlatıyor ve oynanan oyunları şöyle açıklıyordu:
“İngilizler, imparatorluğu bölmek ve Türklerle Kürtler arasında bir kardeş savaşına neden olmak için Kürtleri, kendi himâyeleri altında bağımsız bir Kürdistan kurma planına katılmak üzere kışkırttılar. İleri sürdükleri tez, imparatorluğun nasıl olsa dağılmaya mahkûm olduğudur. Bu amaçlarını gerçekleştirmek için büyük paralar harcadılar, her türlü casusluğa başvurdular. Bunun için Noel adlı bir İngiliz subayı Diyarbakır’da uzun süre çaba harcadı ve faaliyetlerinde her türlü sahtekârlık ve aldatmaya başvurdu.
Fakat bizim Kürt vatandaşlarımız, hazırlanan komplonun farkına vararak, onur ve vicdanlarını parayla satan diğer bir grup haini bölgeden kovdular. (...)
Saf Kürt vatandaşlarımızı, isyana (ayaklanmaya) teşvik ettiler. Bu alçakça planın üç amacı vardı: Kürtlerin çıkar duygularını canlandırma, milli kuvvetleri yok etme ve aynı ülkenin evlatları arasında bir mücadele ve kan dökmeye neden olmak. (...)
Bu entrikaların tümüyle dışında kalan yerel halk, çok geçmeden bunların gerçek niyetlerini anladı ve suçluları tutuklamak üzereyken, onlar kaçtılar.
TÜRK MİLLETİNİ SÜRÜLEŞTİRMEK İSTİYORLAR...
Atatürk şöyle devam ediyordu:
“İstanbul hükûmeti milli hareketi ve milletin kendi kendisini idarede gösterdiği kabiliyeti kötü gözle gördüğü için Milli Hükûmeti İttihatçılık ile lekelemek istemektedir. İngilizler de böyle düşünmekte ve davranmaktadırlar. Oysaki İttihatçılarla hiçbir münasebetimiz yoktur. Bolşevikliğe ise memleketimizde yer yoktur. Çünkü bizde ne sermayedar ne de milyonlarca işçi vardır. İngiltere, Hindistan ve Mısır’daki tecrübelerine dayanarak Türk Ulusu’nu bir sürü durumuna sokmak istiyor, aydınları hapse atıyor, yurdu parçalıyor, Kürtleri bizden ayırmak istiyor.”
MUSTAFA KEMAL: “AYRI BİR SINIR ÇİZİLEMEZ!..”
Gazi Paşa, Ocak 1923’te İstanbul gazetecileriyle söyleşi yaparken de, Ahmet Emin’in sorusu üzerine, “Kürtlük meselesi” üzerine görüşlerini şöyle açıklıyordu:
“Kürt meselesi; bizim, yani Türklerin menfaatına olarak da katiyen söz konusu olamaz. Çünkü malumu âliniz bizim milli sınırımız dahilinde mevcut Kürt unsurlar o surette yerleşmiştir ki, pek sınırlı yerlerde yoğunluğa sahiptir. Fakat yoğunluklarını kaybede ede ve Türk unsurlarının içine gire gire öyle bir sınır hasıl olmuştur ki, Kürtlük namına bir sınır çizmek istersek Türklüğü ve Türkiye’yi mahvetmek lazımdır. (...) Şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi, hem Kürtlerin ve hem de Türklerin salahiyet sahibi vekillerinden meydana gelmiştir ve bu iki unsur bütün menfaatlarını ve mukadderatlarını birleştirmiştir. Yani onlar bilirler ki, bu müşterek bir şeydir. Ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak doğru olamaz.”
Şimdi bu sözler için kaynak vereceğim, ama yine okunmayacak. O yüzden, itiraz eden olursa belgeleri sayfa numaralarına kadar açıklarım.
Cumhurbaşkanı Gül’ün danışmanları bu bilgileri kendisine Irak ziyareti öncesi ulaştırmalıdır.
Daha önce Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yapan Abdullah Gül’ün ihtiyacı varsa tabii.