15 Temmuz'un finansörü kim?
Küresel güçler söylemek istediklerini istihbarat servisleri ve yerli işbirlikçileri üzerinden söylerler.
Küresel odaklara bağlı istihbarat unsurları toplumsal/siyasal iklimi, şartları ve alt yapıyı oluştururlar. Sokağa salınan ya da hendeklere doldurulan kitleler ve militanlar son sözü söyler. Türkiye gibi ülkelerde bu strateji iki kez doğrudur.
Türkiye'de herhangi bir güç, yabancıların amaçlarına hizmet edecek yabancılaşmış yerliler oluşturmadan ne teröre ne de darbe teşebbüsüne kalkışabilir.
Küresel odaklar yabancılaşmış yerli imalatına istihbarat servislerinin kullanımına uygun unsurlarının tespitiyle başlar.
İstihbarat unsurları ekonomik, siyasi ve sosyal istikrarı hedef alarak kitleleri infiale sürükleyecek alt yapıyı oluşturmaya her şart altında devam ederler.
Yapılan propaganda biçimleri, edilen tahrikler ve kışkırtılan kimlikler izlendiğinde terörün ya da darbelerin faillerine ulaşmak mümkün olur.
Türkiye'deki terörün ya da 15 Temmuz darbe girişiminin görünür faillerini organize eden, yönlendiren, finanse eden ve harekete geçiren ancak görünmeyen faillerdir.
Görünmeyen failler hep gölgededirler.
CIA ve MOSSAD'ın kullandıkları
Reza Zerrab adlı bir şahsın yalnız başına Türkiye'de bir rüşvet ağı kuracağı ve siyasette nüfuz satın alacağı düşünülebilir mi?
Dahası bu adam, Türkiye'de onca suçlamaya muhatap olurken birden bire serbest kalıyor ve hiç olmayacak bir zamanda ABD'ye gidiyor orada önce tutuklanıyor ve sonra orada da serbest kalıyor! Şimdi O, ABD'de özgürce yaşıyor.
Diğer tasarrufları bir yana Zerrab'ın ortaya koyduğu performans normal mi?
CIA'dan, MOSSAD'dan habersiz bütün bu gelişmeler olabilir mi?
Bize göre olamaz!
İstanbul'da BAE için casusluk faaliyeti yürüten iki istihbarat görevlisi yakalanıyor. Zanlılar, sorgularında Birleşik Arap Emirlikleri adına casusluk yaptıklarını itiraf ediyorlar.
Türkiye'nin nüfusunun onda birine bile sahip olmayan ve emirliklerin birliğinden ibaret bir ülke Türkiye'de casusluk faaliyeti yürütebilir mi?
Formel mantık kurallarına göre yürütemez.
O halde BAE kimlikli casusların yaptığı neyle açıklanabilir?
BAE, casusluk faaliyetlerini Suud, İsrail, Mısır, ABD adına vekâleten yürütüyor olmasın?
BAE, ülkesini her anlamda İsrail/ABD'ye açıyor ve Türkiye'ye kapatıyor.
Bu tetikçi ülke, Türkiye'yle çıkar çatışması olan her yerde siber istihbarat ağları ve sosyal medya örgütlenmeleri kurarak Türkiye'ye saldırtıyor.
Türk dizilerini yasaklıyor, Türk tarihi ve Türk düşmanlığını içeren "Ateşin Krallıkları" türden diziler yaptırıyor.
Dubai merkezli MBC adlı televizyon kanalı Türkiye'ye yönelik olarak sayısız psikolojik ve medyatik operasyonun altına imza atmaya devam ediyor. Bu televizyon kanalının perde arkasında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman olduğu biliniyor.
Faaliyetlerini CIA/MOSSAD'ın işbirliği ve yönlendirmesiyle gerçekleştiren aktörler, doğal olarak ABD'nin koruması altına alınıyor. Tıpkı Türkiye'nin "Barış Pınarı" harekâtıyla yerle yeksan olma tehlikesiyle karşı karşıya gelen PYD/PKK unsurlarının ABD'nin cansiperane müdahalesiyle koruma altına alınması gibi…
15 Temmuz darbe girişiminin, yabancılaştırılmış yerliler, satın alınmış işbirlikçiler ve köleleştirilmiş müritler yönünden irdelenmesi doğrudur. Ancak bu hain girişimin askeri ayağı ve siyasi ayağının tartışıldığı kadar Türkiye'de finansal ayağı tartışılmamıştır.
Soru şudur: 15 Temmuz darbe girişiminin finansörü kimdir?
15 Temmuzun finansörü geçmişi karanlık olan CIA/MOSSAD'ın emrinde faaliyet gösteren Muhammed Dahlan'dır. Bu konuda İngiliz The Guardian gazetesinin eski editörü David Hearst, Dahlan'ı, 15 Temmuz darbe girişiminde aracılık yapmakla suçlamıştı. Bu Dahlan, aynı zamanda bundan bir süre önce de FETÖ'nün elebaşıyla röportaj yapan Mısır kanalının da sahibidir.
Sonunda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Muhammed Dahlan ile ilgili bir çalışma yapıyoruz, kırmızı listeye giriyor" dedi.
Birilerinin uyanması çok geç oluyor!