14 Mart düğün davetiyesi
Kamuoyu beşinci sınıf taciz skandalıyla meşgul edilirken atı alan Üsküdar’ı geçiyor. İnsanların zekâ seviyesiyle alay edercesine yapılan kara propaganda dalgası ne yazık ki arkasında tahribat bırakıyor. Adının İklim mi, Ayfer mi, soyadının Bayraktar ya da Kaleli olduğu bile belli olmayan kadının birine seçim öncesi verilen rol öylesine sakil duruyor ki aklı başında her insan böyle ilkokul müsameresi bile olmaz der. Ufukları ile beraber zekâ seviyeleri böylesi karanlık işlere çalışan siyaset bezirgânları zafer kazanmış edalarıyla çürük dişlerinin tümünü sergilemekten geri durmuyorlar.
CHP’nin acemi yöneticilerinin düşmek üzere olduğu örümcek ağı Türkiye’nin birçok yerinde hemen hemen örülmektedir. Değerli ağabeyim Emin Çölaşan ile röportaj bahanesiyle ilk defa tanıştıktan hemen sonra Bekir Coşkun’a, “Beni Emin ağabey gönderdi” diyerek referans kaynağı yapan İklim ya da Ayfer benzeri tiplerle aslında hemen her gün karşılaşıyoruz. Kimilerine şaka gibi gelebilir. Ankara ve İstanbul’da meslek hayatımın çeşitli evrelerinde bu ve buna benzer yüzlerce olayı yaşadım. Memleketimizin çeşitli illerinde katıldığım konferans ve diğer etkinliklerde gazeteciliğe veya siyasete hevesli genç kızlardan, heyecanlı delikanlılardan, fettan kadınlardan tutun da akıl sağlığını kısmen yitirmiş, okuyucu rolündeki tiplerden neler çektiğimizi bir yazsam emin olun komedi dizileri oluşur. Ama tezgâhı kuranlar halen manşetlerden olayı indirmeyerek sahiplerine hizmet etmeyi sürdürüyor. Hadisenin patlamasının hemen ardından maksadın CHP’yi karıştırıp sayın Deniz Baykal’ın Antalya’dan milletvekili adayı listesine konmaması olduğunu yazmıştım. Anlı şanlı yazar ve yorumcular bu gerçeği ilk defa kendileri keşfetmiş gibi nasıl da çalım satıyorlar gülüyorum.
Türk ordusunu yöneten generallerin yüzde 10’u hapishanedeyken televoleyi konuşan necip milletimiz bakalım 14 Mart düğün gününün farkına varabilecek mi? Guantamano adasına dönüştürülen Silivri Kampüsü’nde inşaatlar durmuyor. Yeni yeni bloklarda yalnızlaştırma ve tecrit operasyonu kimsenin umurunda değil. İmralı’da bölücü başına milyon dolarlık konfor az gelmiş yeni ev projesi hazırlanırken, ömürleri terörle mücadeleyle geçmiş askerler Hasdal’da neredeyse üst üste yatıyor. 100 metreyi bile bulmayan koğuşlarda 36 kişi ranzalar arasında yürüyecek yer bulamıyor. Yıllar boyu dağlarda, çadırlarda yattıkları için onlar şikâyetçi değil. Ama sarı öküzü kurban olarak verdikten sonra arkasının hızla geldiğini görenler toplamda 130 kişilik kapasitesi olan Hasdal Askeri cezaevinin yetmediğini önümüzdeki günlerde başlayacak yeni dalgalar için hazırlık yapmak zorunda kalıyorlar. Yeni inşaat yerine mevcut barakaları tadil ederek cezaevi sınırlarına dâhil edip tel örgüleri genişletiyorlar. Yani Hasdal’da hummalı bir çalışma var. “Bin Subay Tutuklanacak” başlıklı yazımın mürekkebi kurumadı. Olup bitenleri “Hukukî süreç” yahut “Hukukun sonuçlarını sabırla bekleyenler” askerin başına daha başka çorapların örüleceğini ön görüp cezaevini genişletiyorlar, duydunuz mu? Ben gördüm bile. Koskoca donanmayı sevk ve idare edecek subay ve amiral kalmadı neredeyse ama Gölcük’te yerleştirilen dandik belgeler yüzünden yeni Bahriyeli avı genişleyerek devam edecek.
Kış koşulları ile inlerine çekilen terör örgütü daha şimdiden yakında eylemlere başlayacağı tehdidini savuruyor. JİTEM dalgası adı altında önümüzdeki günlerde terörle mücadele eden askeri birliklerin komutanlarına Hasdal’da yer açılıyor. Böylelikle bahar ile beraber seçim sonunda terör örgütünün kalkışma projesine de zemin hazırlanacak. .
Bu karamsar tablodan sıyrılıp sizlere heyecan dolu mutlu bir düğün davetiyesi verelim. 14 Mart Pazartesi günü Silivri’de başlayacak düğünün haberini Kurmay Albay Mustafa Önsel üçüncü kez pusuya düşürüldüğünde duyurmuştu.Türkmen’in töresinde davulun sesini, silahın gümbürtüsünü duyan herkes davetlidir. Öyle lacileri çekip, makosenleri ayağıma geçirmeye niyetim yok. Kapıdan baktıran mart’ın havası malumunuz. Botlarımı bağlayıp, parkamı sırtıma geçirip Pazartesi sabahı Silivri’de olacağım. Aralarında emekli kuvvet komutanları, bölücülerin korkulu rüyası Engin Alan Paşa ve Türk ordusunun en seçkin subaylarının bulunduğu Balyoz duruşması başlıyor.
Tarihi bir günün yaşanacağı bu toyda bulunmamak, tarihe tanıklık etmemek benim anlayışıma göre firar sayılır. Başlayan direnişin mevzilerinde bulunmamak büyük kayıptır.
14 Mart’taki düğüne gidiyorum, gelenlere selâm olsun, gelmeyenlerin de canları sağ olsun.