128 milyar dolar skandal oldu

Önceki gün sosyal medyada bir şiir dolaşıyordu;

Bolu, Mengen, Gerede,

Hamsi oynar derede,

Bir de böyle soralım,

128 milyar dolar nerede?

Her ülkede muhalefet ekonomide açık kapı bulunca bunu skandal seviyesine çıkarmak ister. Türkiye'de siyasi iktidar nedenleri ne olursa olsun, ister dini referans olsun, ister enflasyonla mücadele hedefi olsun, devamlı faiz-enflasyon tartışması yaratarak yanlış yere faizin üstüne gitti. 20 ayda 4 Merkez Bankası başkanı değiştirdi.

Çin'de Merkez Bankası bağımsız değil. Çünkü kontrollü ve merkezi bir sosyo-ekonomik sistem var. Ya da bir ülkede kambiyo rejimi sınırlı serbest ise, sabit kur politikası varsa, yabancı sermaye kontrol ediliyorsa, o ülkede Merkez Bankası bağımsız olmayabilir.

Ama Türkiye gibi tam serbest bir kambiyo rejiminin olduğu, dalgalı kur politikasının uygulandığı, ekonominin yüzde yüz dışa açık olduğu ve üretimin yüzde 40 oranında ithal girdiye bağımlı olduğu bir ekonomide, Merkez Bankası'na bu kadar müdahale ederseniz, faizi de yalnızca nominal faiz olarak görürseniz, üstelik kriz eşiğinde bir sonuç alırsanız yerli ve yabancı sermaye, kurum ve kuruluşlar endişe duyar. Bu gibi sisteme ters olan ve rasyonel olmayan uygulamaların neden yapıldığını sorgular.

Merkez Bankası'nın iki yıl öncesinde net rezervi 40 milyar dolar dolayındaydı. Şimdi eksi 40 milyar dolardır. 130 milyar dolar olan rezervi şimdi 93 milyar dolara geriledi. Bu kadar döviz çıkışına rağmen eğer ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası kurda istikrar sağlayamamışsa, yabancı sermaye çıkmışsa, cari açık büyümüşse, enflasyon daha da artmışsa ve kur şokları yaşandığı için halk geçim sıkıntısı çekiyorsa, o zaman halkın ''Eyvah bu kadar döviz boş yere mi gitti?"' deme hakkı elbette olacaktır.

Dahası herkes bu kadar yanlış neden yapıldı, acaba altında çıkar ilişkileri mi var? diye soracaktır. Muhalefet de bu fırsatı bir ekonomik skandala çevirmek isteyecektir.

MB'nin rezervi eridi, eksiye döndü ve fakat istikrar daha da bozuldu. Bu durumda siyasi iktidarın ve Merkez Bankası'nın mazeret uydurma imkanı da kalmadı. Savunma yapsa da ters teper. Çünkü herkes lafa bakmaz, yaşananlara bakar.

Mamafih, Merkez Bankası Başkanı'nın 128 milyar dolar nerede, sorusuna cevap veren açıklaması da inandırıcı olmadı. Başkan özetle;

''Ortada kaybolmuş bir varlıktan söz etmek mümkün değildir. 30 milyar dolar cari açık, 31 milyar dolar yabancı sermaye çıkışı, 50 milyar dolar reel sektörün yabancı pozisyon azalması ve hane halkının 54 milyar dolar döviz hesaplarının yükselmesi döviz rezervleri üzerinde yoğun baskı yaratmıştır. 2017 yılından itibaren ihtiyaç görülen durumlarda kamu bankaları aracılığı ile döviz işlemleri yapılmaya başlanmıştır.'' şeklinde açıklama yaptı.

Aslında ise bu 128 milyar doların bir kısmını cari açık yoluyla, yabancı sermayenin çıkışı nedeni ile kaynak olarak kaybettik.

Dahası cari açığın yalnızca bir kısmı bu 128 milyar dolarla finanse edilmiştir. Çünkü cari açık, ithalatçının önce dışarıdan veya içeriden döviz borçlanarak ithalat yapması ile oluşuyor. İthalat yapanlar içeride bankalardan döviz borçlanıyor.

Bankalar hane halkının artan döviz hesaplarını herhalde kasalarında nakit tutmadı. İthalat yapanlara borç verdi. İthalat yapanlar bir kısım ödemeyi de yurt dışındaki dövizleri veya ellerindeki dövizlerle yaptı. Bunun içindir ki döviz pozisyon açıkları arttı.

Öte yanda elbette her Merkez Bankası döviz alır ve satar. Ama 2017'de bir kararla kamu bankaları neden devreye sokuldu? Sorulan soruların başında kamu bankaları kime ne kadar ucuz döviz sattı sorusu var. Zira MB kendisi yapmazsa da, bankaların içeriden bilgi verme riski fazladır.

MB Başkanı 128 milyar dolar nerede? sorusunun kamuoyunda tartışılmasının Merkez Bankası'na zarar verdiğini de söylüyor. Peki Merkez Bankası yanlış politikalar uygulayarak, siyasi iktidarın popülizm çizgisinden giderek, kurları frenleyemiyor ve halka zarar veriyorsa, ekonomik istikrarı bozuyorsa, halk da neden bana zarar veriyorsun diye sormayacak mı?

Siyasi iktidarlar, partizanlara çıkar sağlamak veya popülizm yapmak için merkez bankalarını kullanmak isteyebilir. Bu durumda bir Merkez Bankası Başkanının itiraz etmesi ve olmuyorsa istifa etmesi gerekir. Bugüne kadar istifa eden MB Başkanı oldu mu?

Yazarın Diğer Yazıları