100. yıl muhteşem olacak mı?..

Türkiye Cumhuriyeti'nin bugünlere ulaşmasındaki iki önemli dönemecin 100. yıldönümleri AKP iktidarına denk geldi...

Sanki hiçbir şey olmamış gibi, sanki sıradanmış gibi ve sanki çok yakın zamanda bir daha gelecekmiş gibi duyarsız, duygusuz, ruhsuz, vizyonsuz, ilgisiz ve bir o kadar da sıradan geçiştirildi iki önemli 100. yıldönümü...

Oysa o yıldönümlerine çok kolay gelmemişti Türkiye Cumhuriyeti...

İşte bu yüzden, yüzbinlerce şehidi, yıkılan yuvaları, dağılan ocakları, genç yaşta soyları tükenen canları ve bu ülkenin temellerinin atılması uğruna geleceklerini cephelerde tüketen milyonlarca vatan evladını unutmak ihanettir bu ülkeye...

Çünkü ayaklarında çarık, tüfeklerinde mermi olmadan süngülerle düşman cephelerini yararak, açlık- sefalet- yokluk içinde, kar kış demeden cepheden cepheye koşan yüzbinlerce vatanseverin mücadelesinin üzerinde ayakta duruyor Türkiye Cumhuriyeti...

İşte atalarımızı ülkenin kurtuluşu sürecine götüren en önemli dönemeçlerden biri 1915'teki Çanakkale Zaferi'ydi...

Düşmana boğazda set çeken ve tarihte görülmemiş bir mücadeleyle emperyalizmin işgalini darmadağın eden binlerce askerin direnişi bir destana dönüşürken, "Çanakkale Geçilmez" çığlığı da boğazın serin suları üzerinde dalgalanarak bir bayrak gibi göğe yükselmişti...

Çanakkale Zaferi'nin 100. yıl dönümü AKP iktidarına denk geldi ve beklendiği gibi, geçiştirildi, gözardı edildi...

Oysa dünyanın bir başka ülkesinde böylesine bir destanın 100. yılı yaşanmış olsaydı; eminim o ülke yeri göğü inletir ve tarihte görülmemiş gösteriler, toplantılar, anmalar düzenlenir, kitaplar- dergiler yayınlanır, filmler- diziler- belgeseller çekilir, tiyatrolar sergilenir ve dünyanın bütün liderleri de devasa bir organizasyonda biraraya getirilirdi...

Yani, Çanakkale gibi bir destan bir başka ülkede yaşanmış olsaydı, onun 100. yıldönümü tüm dünyaya davulla zurnayla duyurular, şehitlerin kemikleri de sızlatılmazdı...

Evet; Çanakkale'nin 2015'teki 100.yıldönümünde, bu ülkede dillere destan olacak hiçbir şey yapılmadı, elle tutulur, gözle görülür ve tarihe not düşecek şekilde bir kutlama da olmadı...

farac-resim-003.jpg

Karartılan 19 Mayıs...

Tarihe bir destan olarak geçen Çanakkale Zaferi'nin ardından, geçen yılki Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 100. yıl dönümü de AKP iktidarının duyarsızlığı- ilgisizliği içerisinde, sıradan törenler ve kalıplaşmış açıklamalarla geçiştirildi...

Oysa 19 Mayıs 1919, Atatürk'ün Anadolu topraklarında milli direnişi örgütlemek için ilk adımı attığı günün muhteşem adıydı...

Gönül isterdi ki, devleti yönetenler bu önemli günü, başta büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün anısına ve Kurtuluş Savaşı'nın yüzbinlerce şehidinin canları pahasına verdiği mücadelenin şanına yakışır biçimde kutlasalardı...

Oysa 1919'un 100.yılı da, Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümü gibi sıradan ve sönük anmalarla, ruhsuz çelenklerle, kuru laflarla, çok basit ve çok cılız törenlerle geçiştirildi...

Ne yazık ki Cumhuriyet kurumlarının tarumar edildiği, Tevhid-i Tedrisat'ın yerlebir edilerek eğitimin darbelendiği, gericilik ve cumhuriyet düşmanlığının zirve yaptığı bir dönemde iktidarı elinde bulunduran AKP, Çanakkale'yi anlayamadığı gibi, 100 yıl önce Samsun'a atılan ilk adımın bir ulusu nereden nereye taşıdığını da pek anlamak istemedi...

Velhasıl, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ruhunu, bir mücadelenin cesaret ve irade bayrağını taşıyan Bandırma Vapuru'nun 100 yıl önceki yolculuğu, ruhsuz ve göstermelik törenlerle, adeta karartılarak ve mazide kalmış sıradan bir eylem gibi geçiştirildi...

Peki; 2015'ten 2019'a kadar, toplumun beklentilerine- coşkusuna- heyecanına yanıt vermeyen iki tane 100. yıl dönümünün hüzün verici gelip gidişini niçin mi anımsattık?..

2023'te neler olacak?..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, neredeyse tüm konuşmalarında dikkat çektiği "2023", yani cumhuriyetin kuruluşunun 100'üncü yıldönümü kutlamaları için bir genelge yayımlamış...

Milletin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde Kurtuluş Savaşı mücadelesinde her türlü yokluk ve imkansızlığa rağmen bir bağımsızlık destanı yazdığını vurgulamış Erdoğan...

Genelgede, "Kurtuluş mücadelemizin köklü hatırasını yaşatmak üzere Cumhuriyetimizin 100. yılı ülkemizin dört bir yanında ve yurt dışı temsilciliklerimizde büyük bir coşkuyla kutlanacaktır" ifadesine yer verilmiş...

Genelgeye göre, 100. yılda

kamu kurum ve kuruluşlarının katılımıyla gerçekleştirilecek her kutlama faaliyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinesinde oluşturulacak bir kurul tarafından yürütülecekmiş...

Genelge ile 2023 yılı boyunca düzenlenecek etkinliklerin "Cumhuriyet'in 100. yılına yakışır şekilde gerçekleştirilebilmesi" için her türlü desteğin kamu kurum ve kuruluşlarınca geciktirilmeden sağlanması da istenmiş...

Türkiye'nin, 1915 ve 1919'un 100. yıl dönümlerinde AKP iktidarında olması siyasi bir şansızlık olsa da, bu kadar önemli iki dönemecin ruhsuz- duyarsız- basit törenlerle geçiştirilmesi de kahredici bir hayal kırıklığı olarak tarihe yazıldı...

İşte bu yüzden Erdoğan'ın genelgesindeki "büyük coşkuyla kutlanacaktır" ifadesi hiç de gerçekçi görünmüyor...

Çünkü milli günlere yönelik geçmişteki uygulamalar gelecektekilerin de ne kadar sıradan olacağını göstermeye yetiyor!..

Sormak lazım; Osmanlı dizileri için milyonlarca lira harcayan TRT cumhuriyetin 100'üncü yıldönümü için hangi filmleri, dizileri çekecek, hangi belgesellere imza atacak?..

Kültür Bakanlığı hangi tiyatroları sahneleyecek, hangi marşları-şarkıları besteletecek ve hangi muhteşem kitapları yayımlayacak...

Sözün özü; AKP iktidarı "büyük kutlama" talimatı verilen 100. yıl için cumhuriyetin şanına uygun hangi devasa etkinlikleri yapacak acaba?..

Evet; muhalefet, Erdoğan ve AKP'nin 2023'ü iktidarda görmeyeceğini iddia etse de, biz yine de soralım;

Var mı 1923'ün 100. yılı için milleti şaşırtacak olağanüstü bir plan- proje, var mı tüm dünyaya nam salacak muhteşem bir düşünce?..

Yazarın Diğer Yazıları