1 Temmuz’da referandum
“Korkaklar tarih yazamaz.
Tarih korkakları yazmaz.”
Rum tarafında yayınlanan Kathimerini gazetesi, “Uluslararası Konferans ’Buzdolabına’/Genel Sekreter Fizibilite Raporuna Yöneliyor/Başkanlık Sırasında Da Müzakere” başlıkları altında verdiği haberinde, BM’nin uzun süredir devam eden müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasını arzulamadığı, bu sebepten ötürü de müzakerelerin Güney Kıbrıs’ta başkanlık seçimlerinin gerçekleştirileceği Şubat 2013 tarihine kadar devam etmesini öngördüğü; ayrıca uluslararası konferansın “buzdolabına konulacağını” iddia etti.
Gazete, elde ettiği bilgilere dayandırarak verdiği haberinde, Genel Sekreter Ban’ın ve uluslararası toplumun, Kıbrıs sorunundan “usanmasına” karşın son ana kadar çabaları sürdürmeyi arzuladıklarını belirterek, Ban’ın gelecek haftanın sonuna kadar Güvenlik Konseyi’ne sunması beklenen raporunun bir durum değerlendirmesi raporu niteliği taşıyacağını savundu.
Habere göre Ban raporunda, Greentree zirvelerinde ele alınan unsurlara, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristo-fiyasko ve KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’ndan neler talep ettiğine ve bu ana kadar nelerin yerine getirildiğine değinecek.
Gazete, uluslararası konferans gerçekleştirilmesi düşüncesinden, bunun müzakerelerden beklentilerin düşük olması sebebiyle Nisan ya da Mayıs aylarında yapılması fikrinden de vazgeçildiğini iddia ederken, Ban’ın raporunda müzakere sürecinin ne zamana kadar süreceğini netleştirmesine de ihtimal verilmediğini öne sürdü. BM’nin düşüncesinin, müzakerelerin Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığı süresince de Şubat 2013 tarihindeki başkanlık seçimlerine kadar sürmesi ve dönem başkanlığı sürecince Hristofyas’ın yoğun olması durumunda, yükün büyük bölümünü danışmanlar Yorgos Yakovu ve Kudret Özersay’ın üstlenmesi yönünde olduğu iddia edilen haberde, “önemli konuların” ise başkanlık seçimlerinden sonraya bırakılmasının öngörüldüğünü savundu.
Haberden de anlaşılacağı üzere emperyalist güçler, müzakere maskaralığını sürdürme eğilimindedirler. Böylelikle elli yıldır yaptıkları gibi Anavatan Türkiye’nin önüne temcit pilavı gibi Kıbrıs sorununu koyup, bu sorunu tehdit ve şantaj unsuru olarak kullanarak istediklerini koparmaya, dayatmaya çalışacaktır. Türkiye bu ahlaksız muameleye daha fazla izin vermemelidir. Müzakereler en kötü ihtimalle 1 Temmuz’da sonlandırılmalıdır. Sonsuza kadar Rumun keyfini bekleyecek durumumuz yoktur.
Geçtiğimiz hafta İstanbul’da Mimarlar ve Mühendisler Grubu’nca Cevahir Otel’de düzenlenen çalışma toplantısına katılan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu “Anlaşma umutlarımızı 1 Temmuz’a kadar devam ettiriyoruz” diyerek müzakerelerin bu tarihten sonra devam etmesinin hiçbir yararı olmayacağının sinyallerini vermiştir.
1 Temmuz’dan sonra müzakerelere kesinlikle devam edilmemelidir. KKTC’de düzenlenecek bir referandumla, Kıbrıs Türkü bundan böyle müzakerelerin KKTC ve Rum Yönetimi arasında yapılması kararını almalıdır. KKTC tanınmadan, Rum Yönetimi ile eşit siyasi statüde olduğumuz kabullenmeden, müzakerelere kesinlikle devam edilmemelidir. Büyük Türk Milleti’nin ayrılmaz bir parçası olan biz Kıbrıs Türkleri’nin artık bu onurlu kararı almamızın zamanı gelmiştir.
Rum tarafının AB Dönem Başkanlığına başlayacağı gün, KKTC’de referanduma gidilmelidir. Bu tarihi kararı alma cesareti kesinlikle gösterilmelidir. Unutmayınız “Korkaklar tarih yazamaz. Tarih korkakları yazmaz.”