1 milyon liralık altın nasıl yok oldu
Memlekette ne olup ne bittiğini araştırırken önceliği hep belediyelere veriyorum.
Çünkü Türkiye''de bir kara delik varsa bu kesinlikle belediyelerde yaşanan usulsüzlük ve yolsuzluklar nedeniyle ortaya çıkmıştır.
Kara delik dediğim bugünkü darboğaz ve krizde olmamıza sebep olan yok olmuş, uçup gitmiş paralar.
Çünkü o paralar bizim vergilerimizle toplanıyor. 1 lira olsa ne fark eder, 1 milyon lira olsa ne fark eder?
Sorun büyük...
Türkiye''de bu ekonomik krizde ufak bir grup çok zenginleşti. Kitlelerin ise alım gücü zayıfladıkça zayıfladı, patates, soğan domatesi alırken hesap yapar hale geldik.
Hani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söylüyor ya; "Bayramda yollar doluydu, TIR''lar gidip geliyordu, herkes yeni araba alıyor, yetişmiyor" diye.
O iş öyle değil. Türkiye''de nüfusun yüzde 3-5''i sıfır araba alabiliyorken alanlar da bu işin ticaretini yapanlar. Alıp yatırım amaçlı araçların üstüne kâr koyup bilindik sitelerde ilana çıkartıp satıyorlar.
Sorsan araba firmalarının elinde araba yok. Ama hepsi bu piyasa simsarlarının elinde.
Bunun için başıma gelen bir olayı da kaleme almıştım. "Motor almak isterken başıma neler geldi" başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.
Gelelim genel tabloyu anlattıktan sonra bu fakirleşmeye örnek olacak olaya...
1 milyon liralık altının kaybolduğu olaylar silsilesi Adana''nın Karaisalı Belediyesinde gerçekleşiyor. MHP''li oyların büyük oranda toplandığı ilçede Kızıldağ Karakucak Güreşleri gerçekleştiriliyor.
Bu güreşleri 3 kez üst üste kazanan İbrahim Bölükbaşı''ya taahhüt edilen 910 gr ve 24 ayar altın hiçbir zaman teslim edilmiyor.
Hatta 2018 yılında dönemin MHP''li Adana Büyükşehir Belediyesi yönetimince alınan 910 gram altın tutanaklara göre Karaisalı Belediyesi''nde görünüyor.
Güreş Federasyonu''na da intikal eden ve federasyonun sporcu lehine görüş bildirdiği konu mahkemelik...
2018 yılında Adana Büyükşehir Belediyesi''nce alınan ve Karaisalı Belediyesi''ne tutanakla teslim edilen altının sporcuya verilmemesine gerekçe olarak 2020 yılında pandemi nedeniyle güreşlerin yapılmaması gösteriliyor.
2018 ve 2019''da Karaisalı Kızıldağ Karakucak Güreşleri''nde şampiyon olan İbrahim Bölükbaşı, 2020''de pandemi nedeniyle verilen aranın ardından 2021''de yeniden şampiyon oldu. Salgın nedeniyle verilen ara gerekçe gösterilerek Karasalı Belediyesi tarafından 910 gram altın sporcuya yine teslim edilmedi.
Sıkıntı şu; Altın ortada yok. Daha doğrusu altına ne olduğu bilinmiyor.
Sporcuya altının verilmemesinin yanında bir diğer önemli problem de 2018 yılında Adana Büyükşehir Belediyesi''nce alınan altının, tutanaklara göre Karaisalı Belediyesi''nde olması.
Dönemin Adana Büyükşehir Belediyesi yönetimince alınan ancak sporcuya teslim edilmeyen 910 gram altının, neden tutanakla Karaisalı Belediyesi''ne teslim edildiği belirsizliğini koruyor.
Hangi altın bizimdi, altının parası kime verildi, sonucunda ne oldu derken ihaleyi yapıp 1 milyon liralık altının akıbeti meçhul.
Söz konusu ihale numarası: 2018/338424
31 Temmuz 2018''de sözleşme imzalanmış.
225 milyon liralık yaklaşık bir maliyet belirlenmiş.
Dönemin Adana Büyükşehir Belediyesi yönetimince ihale ile satın alınarak MHP''li Karaisalı Belediyesi''ne teslim edilen altın kemeri tüm çabalarına rağmen teslim edilmeyen İbrahim Bölükbaşı haliyle konuyu yargıya taşıdı.
Görülen üç duruşmada karar çıkmazken, 1 Eylül''de yeniden görülecek duruşmada Ankara''dan atanan bilirkişi raporu mahkemeye sunulacak.
Kemer mağduru olan pehlivan Bölükbaşı, altın kemerin belediyedeki akıbetinin ne olduğunun bilinmediğinin altını çizerken, Gazete Duvar''dan Armağan Kabaklı''ya bir açıklama yaptı.
Açıklamada Bölükbaşı, Belediye Başkanı Saadettin Aslan''ın taleplerine somut bir cevap vermediğini vurgulayarak, şu anki süreci, "Kemer ve altınlar ortada olmadığı için, beni yıktırmak için İran''dan sporcu getirdiler. Adana Büyükşehir Belediyesi kemeri teslim etmiş. Karaisalı Belediyesi''nin kemeri ne yaptığı belli değil. Biz avukatımla davamızı açtık. Üç mahkeme görüldü ama sonuç çıkmadı. Adana''da bilirkişi olmadığı için Ankara''da bilirkişiye gitti. 1 Eylül''de yeniden davamız var. Dava sonucunda hak ettiğim kemeri almayı bekliyorum" diye anlattı.
İşin diğer tarafındaki Karaisalı Belediye Başkanı Saadettin Aslan''ı da aradım. "Şu anda konu yargıda, mahkeme sonuçlanınca çıkan sonuca göre gerekeni yapacağız" ifadelerini kullandı.
Özellikle altınlar ile ilgili de "Altınlar belediyemizin güvencesi altında" dedi fakat nasıl bir güvence altında onun detayını bilmiyorum.
Benim bahsetmek istediğim kara deliği yaratan konulardan biri de böyle ortaya çıktı.
Aslında mesele 1 milyon liralık altının kimin eline geçtiğinin bilinmemesi de değil.
Konu bu durumu diğer tüm belediyelerde olduğu gibi kanıksamamız.
Halkın 1 lirasını bile kılı kırk yararak harcaması gereken adamlar, büyük bir boş vermişlikle sanki 1 milyon lira 1 liraymış gibi işlere imza atıyorlar.
Aslında bu kanıksama kültürel bir yozlaşmanın sonucu. "Karnın doyuyorsa şikayet etmeye hakkın yoktur" diyenleri kastediyorum.
Tiyatroya gitmeyi, konserde eğlenmeyi, eş dostla biraz yol alıp bir yerlerde gezip tozmayı değil istemek, hayal bile etmiyoruz.
Daha da kötüsü...
İnsanımız yurt dışına çıkmayı, iyi bir eğitim almayı, öğrenmeyi, sorgulamayı, kendi tarihini merak etmeyi düşünemez, hayal bile edemez oldu.
Bu da bir başka yazının konusu olsun. Tablo kötü, vaziyetimiz ondan da kötü.