1 Mart tezkeresinin gizli oturumuna katılan İnal Batu konuştu: Birçok ku
Süresi dolduğu halde açıklanmayan, üstü örtülen 1 Mart tezkeresinin gizli oturumuna o dönem CHP Hatay Milletvekili sıfatıyla katılan emekli Büyükelçi İnal Batu da sır perdesini aralayacak önemli açıklamalar yaptı. Batu, “Gizli oturumda Deniz Baykal gelecek şehit cenazelerinin hesabını kimsenin veremeyeceği uyarısını yaptı” dedi ve ekledi;
“Birçok kurum ve kişiyi küçülten şeyler var bu 1 Mart tutanaklarında.”
Emekli Büyükelçi İnal Batu gizli kalan 1 Mart tezkeresi ile ilgili YENİÇAĞ’ın sorularını yanıtladı;
-1 Mart tezkeresinin gizli görüşüldüğü oturumda siz Meclisteydiniz. Orada neler oldu?
“Orada olanlar... Bir kere AKP içindeki o bölünmeyi yeniden Türk kamuoyuna duyurmak istemiyorlar. Doksan küsur AKP milletvekili ihanet etti partiye. Oy vermediler, yoksa çıkacaktı. Bunun yeniden ortaya çıkmasını istemiyorlar. Kim, o zaman hangi AKP’li, ne dedi. Çünkü bunların önemli bir bölümü şimdi de AKP içinde aktif siyaset yapıyorlar. O zaman Tayyip Erdoğan’a, yönetime karşı çıkan, o zaman Abdullah Gül’dü Başbakan. Başbakan da çok kaypak oynadı o oyunu. Genelkurmay da gayet kaypak davrandı. Topu başkalarına attı. Birçok kurum ve kişiyi küçülten şeyler var bu 1 Mart tutanaklarında. Onun için onu örtbas ediyorlar.”
-Bahsettiğiniz o “küçültücü şeyler” açıkça genel kurulda konuşulmuş muydu?
“Tabii. Çok AKP’li karşı çıktı. Açıkça karşı çıkanlar da oldu. Oy vermeyerek karşı çıkanlar da oldu. Bölündü yani. Bunun yeniden yaşanması, kimler o zaman Abdullah Gül’e karşı çıktı? Abdullah Gül nasıl kaçamak davrandı?.. Genelkurmay nasıl topu Meclise attı?.. Bunların yeniden ortaya çıkması. Bir de tabii CHP prim yapar bunlar açıklanırsa. Çünkü CHP, o zaman Irak’ta olacakları bir nevi doğru teşhis etti. Irak’ın nasıl felakete sürüklendiğini. Türkiye’nin de bu felakete sürüklenişte rol almaması gerektiğini açıklayarak doğru şeyler söylemiş oldu CHP o zaman. AKP itibar kaybeder; bazı AKP’liler, bilhassa Cumhurbaşkanı dâhil. CHP itibar kazanır. Onun için de açıklamıyorlar.”
-O dönem CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal, nelerden bahsetmişti?
“Hatırlayabildiğim kadarıyla, Türkiye’nin böyle bir savaşta komşu Müslüman ülkeye karşı, bir emperyalist güç tarafından girişilen bir savaşa katılmaması gerektiği, katılması halinde çok vahim şeyler olacağı, şehit cenazeleri geleceği, bunun hesabını kimsenin veremeyeceği.. Orada kimsenin Türkiye’nin bu savaşa katılmasını istemediği, Kürtlerin mesela Barzani’nin falan. Oyuna gelmeyin dedi. Ve doğruydu söyledikleri. Türk askeri girecek, Kürt bölgesinden geçecek falan bunu kim ister. Orada herkesin düşmanı olan bir güç. Herkesin düşman gördüğü bir güç haline gelecektik biz. Kimseye yaranamazsın. Ne Kürtlere, ne de Irak yönetimine.”
Terörist başı Öcalan’ın teslim ediliş ve İtalya’ya sığındığı dönemde Roma Büyükelçisi olan Batu’ya “İmralı tutanakları”nı da sorduk;
“Skandal. Bu kadar vahim bir belge yayınlanacak ve Türkiye’nin Başbakanı bir açıklama yapmayacak. Tam tersine, buna yer veren basını son derece saldırgan bir üslup ile suçlayacak. Türkiye’de demokrasi olmadığının en yeni kanıtı bu. Çünkü demokratik bir ülkede böyle bir belge ortalığı ayağa kaldırır. Meclis toplanır, en azından gizli bir oturum yapılır, muhalefete izahat verilir. Ama bizimki ona buna sert çıkarak durumu götürmeye çalışıyor.”
İnal Batu’nun, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin Ankara ziyaretinde Abdullah Gül’ü destekler tutumuna getirdiği yorum da çok ilginç;
“Daha sağduyulu, daha dengeli buluyor herhalde. Daha demokrat buluyor Abdullah Gül’ü. Zaten Abdullah Gül de yıllardır böyle bir imaj için uğraşıyor. Hem Türkiye içinde hem Türkiye dışında. Amerika da çok önemli tabii Abdullah Gül için. Bunda başarılı oldu şimdi. Normal, tarafsız, fanatik AKP’li olmayan, CHP’li de olmayan bir Türk. Seçmeni herhalde Abdullah Gül’ü daha dengeli, sağduyulu maceralardan uzak daha demokrat buluyor mutlaka. Amerika da aynı şeyi düşünüyor mutlaka.”
Bonusu bol genel af
“İmralı süreci” tartışmalarının en önemli odak noktalarından biri “genel af”. AKP iktidarının “genel af” tartışmaları altında neleri tezgahladığını somut belgelerle ve uzman görüşleriyle okurlarımıza ulaştırmaya gayret ediyoruz. Terörist başı Abdullah Öcalan ile birlikte, PKK ve KCK’lı teröristlere gelecek “genel af”ın bonusu olacak. Güvenlik yetkililerin olduğu koridorlarda hep şu sorunun yanıtını arıyorum;
“Ne oldu da bitti dediğimiz DHKP-C gibi terör örgütleri birden bire palazlandı ve ses getirici eylemler yapmaya başladılar?”
Güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgilere göre, bu sorunun cevabının küçük bir bölümüne ulaştım. “Genel af” başlığı altında yalnızca bebek katili Öcalan ve terör örgütü ile pazarlık edilmiyor. Hapiste olan DHKP-C, TİKKO ve Hizbullah gibi terör örgütünün yöneticileri ile de pazarlıklara oturulmuş. AKP iktidarı, terör örgütleri arasında ayrımcılık yapmama gibi çok hassas(!) bir tavır sergiliyor.
Hayırlara vesile olur inşallah!..