'Zorlu Adam'
İki dönem belediye başkanlığı yapıp da servetine servet katmadığı gibi aile servetini harcayan bir tek adam gördüm.. Ankara Hukuk Fakültesini bitirip de memleketine dönerek köylüsünün komşusunun avukatlığını yapan da yok denecek kadar azdır. Onu Mamak’taki MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda tanıdım. Yozgat’ın Yerköy ilçesinden gelir, cezaevlerinde ne kadar ülkücü varsa ücretsiz vekaletini alır, kaçakların evleri aileleri ile tek tek ilgilenmeye çalışırdı. Parasız pulsuz, uykusuz günlerce adliye koridorlarında dosya peşinde koştururdu. 12 Mart muhtırasından sonra Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı’na vekalet ettiği halde hiç başkanlık havasına girmedi. İstese Ankara’da bir avukatlık bürosu açar ciddi para kazanır hem de siyasetin merkezi başkentte parti genel merkezinde önemli bir yönetici olurdu. Bu yöndeki telkinleri elinin tersiyle itti. Memleketi, toprağı onun için her şeyden önemliydi. Anadolu’da, taşrada bir avukat için MÇP ve MHP’de ilçe başkanlığı yapmak büyük angaryadır. Ciddi yüktür. Bahri Ağabey omuzladı bu yükü. Hiç de altında kalmadı. O, Türkeş’in 1964 yılında dört kişiye seminer verdiği kişilerden biriydi. Türkeş ve dava arkadaşlarına avukatlık yapmanın yanında Türkeş’in partisinin bayrağını her yerde taşımak da ona düşmüştü. Sadece Yerköy’de değil,Yozgat’ın tüm köylerini dolaşmıştı. Evinde misafirin olmadığı gün yoktu. Gece yarısı poliste, jandarmada işi olan sanki nöbetçiymiş gibi onu arar, bulur, sabahlara kadar dertlerine çare olmalarını beklerlerdi. Soyadı gibi “zorlu adam” dı Bahri Ağabey. Dedim ya sadece Yozgat değil çevre illerde teşkilatın sıkıntılı işleri de ona havale edilirdi. Küskünleri, kırgınları barıştırmak, teşkilatın, ülkücünün hukukunu korumak gibi tarihi misyonu vardı. Sevinçli günlerde, düğün, dernekte, kederli cenazelerde dostlarını hiç yalnız bırakmadı.
“Fazla tevazu gösterme öyle sanırlar” sözü biraz da onun için söylenmiştir. Özel hayatında olduğu gibi siyasette de gereğinden çok tevazu gösterdi. İstese, hırsa kapılsa Yozgat’tan birinci sırayı alabilirdi. O mütevazılık gösterdi Yerköy Belediye Başkanlığını tercih etti. İki dönem Belediye Başkanlığı yapıp da tek bir komşusunun gönlünü kırmadı. Yerköy denince bir Bahri Ağabey bir de Mehmet Gül akla gelir. Mehmet Ağabeyimi yitireli beş yılı geçti. Bahri Beyi ise dün yolcu ettik. Milliyetçi-ülkücü hareketin iki dev ismi şimdi gerçek dünyada buluştu. Ömürlerini verdikleri davalarının hüzünlü günleri için yine dertleniyorlardır.
Bahri Ağabeyin Türk Milliyetçiliğini, ülkücülüğünü tartmaya kimsenin gücü yetmez. Bizim camiada nesli az kalan böylesi büyüklerimiz siyasi zorunluluk yüzünden ailelerini ihmal etmiştir. O hiç etmedi. Dengeyi çok güzel kurdu. Çocuklarının hepsini okuttu. Torunlarından sevgi ve şefkatini esirgemedi.Yozgat’tan, Yerköy’den Ankara’ya geliş sebebi de çocuklarıydı. Bir arada tutmayı başardı. İsmini Alparslan Türkeş’in koyduğu Kürşad Zorlu gazetemizin yazarları arasında. Akademik kariyerine devam ediyor. Ve önümüzdeki yılların önder isimleri arasında olacak.
Ankara’da Karşıyaka mezarlığında bir çok kişinin cenaze namazını eda ettim. Kimsenin gönlünü kırmayan Bahri Zorlu’nun cenazesinde Milliyetçi-ülkücü hareketin kanaat önderlerinin hemen hemen hepsi vardı. Yerköy ve Yozgat akıp gelmişti. Aradan 22 yıl geçmesine rağmen daha dün gibi acısını hissettiğim babasızlık, bu defa Kürşad’ı vurmuş.. Sımsıkı sarıldık.. “Başımız sağ olsun” cümlesi kursağıma yapıştı. “Allah cennetine kavuştursun” diyebildim.
“Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz” diye buyurmuş yaradan.. İmamın “Haklarınızı helal ediyor musunuz?” sorusuna cemaatin içtenlikle cevap verişine tanık oldum. Bazen sitem ederiz. Her ölümü zamansız buluruz. “Biz haklarımızı helal ettik de, o bize etti mi?” diye endişeleniriz. Son yolculuğunda toprağı üzerine acele ile atıp, kaçmak istercesine uzaklaşırız ya.. Bahri Ağabey’de bunların hiç birini yaşamadım. “Bir neslin güzide temsilcisi” nin bizlere haklarını helal ettiğine inanıyorum. Allah’ın sevgili kulunu Cuma namazından sonra uğurladık.. Mekanı cennet olsun. Zorlu Ailesi, Yerköylüler, Yozgatlılar ve tüm Türk Milliyetçilerinin başı sağ olsun...
Zorlu adamdı vesselam.