Zirve spora kaldı

TÜM dünyanın hayranlıkla izleyip hakkında kitaplar yazdığı büyük kumandan; "Vatanını en çok seven en iyi hizmet edendir" demekle acaba neyi amaçlamıştı? Mesela gün gelip; Ağustos Böcekleri gibi "vatanseverliğin sadece edebiyatını" yapıp hiçbir şey yapmadan devirlerini tamamlayacak idarecilerin çıkabileceğini düşündüğü için mi sarf etmişti bu sözü. Böyle düşünüp buna mani olmak için söylediği anlamlı ve maksatlı bir sözü olabilir miydi bu Atamızın. Hiç şüphem yok. Kurtuluş harbi. Harpten çıkıp ayağa kalkmaya gayret eden fakir bir millet ve süreci izlediğimizde bu amaca yönelik daha akılcı ve anlamlı bir hedef gösterilemezdi millete. Zira kısa ömrünün her saniyesi planla geçen bir deha idi Atatürk. Nitekim o parola ile erken toparlandı genç Türkiye Cumhuriyeti. Türkçe okuma yazma oranları hızla yükseldi. Kılık kıyafet ve zihniyet inkılaplarıyla çabucak toparlandı fakir millet. "Kalp damar hastalıklarından uzak" sağlıklı nesiller yetiştirerek yükselen bir ekonomiyle kalkınılabileceği kavratıldı insanlara. Onun için sporda da 3530 sayılı yasayla spor teşkilatı şekillendirildi. Bir seferberlik başlatıldı el birliğiyle devlette, mekteplerde, belediyeler ve kulüplerde. Dedik ya "obez" bir nesilden çok uzak, sağlıklı, sportmen bir nesil ile yakalanabilirdi ekonomideki yükselme. Felsefe ve gevezelik yerine iş işaret etmişti bu ifadeleri ile yüce Atatürk. Becerdik mi? Becermiştik o vakitler.

***

Ne zamana kadar? 2003''ten itibaren; devir, iktidar ve zihniyet değişip yeni gelenlerle "MIŞ" gibi yapmak moda oluncaya kadar. Adeta o tarihten sonra toplumsal menfaatlerden çok "kişisel kazanımlar" öne geçti. Meslekleri olmadıkları halde "meslek erbabıymış" gibi göz boyayan insanlar ve bürokratlar tercih edilirken, belediyeler, federasyonlar, kulüpler ve kurumlar "beceremem, neme lazım, başkası yapsın" diyerek risk almaktan uzak durdukları halde, münferit başarı kutlamaları ve sanal milliyetçilik söylemlerinden de hiç vazgeçmediler. Mesela kendisine müracaat ettiğim eski TFF Başkanı Yıldırım Demirören''e makamında; Gel şu futbolda "Öz kaynak" hamlesini başlat dediğimde, ''O işe Fatih Hoca bakıyor.'' Nihat Özdemir''e gel 10 milyon Türk gencine "yetenek taraması yapalım" yeni yetenek ve yıldızlar bulalım dediğimde, "olmaz demeyip, idare edip pas geçmesi" ve buna rağmen iktidarın 20 yıldır bu ve benzerleri ile yürümesi, bozulmanın örnekleriydi.

***

Umutlandığımız belediyelerde ise; mesela Eskişehir''de Sayın Başkanın götürdüğümüz projeden çok etkilenmesine rağmen bürokrat ve alt kadrolarının "acaba becerebilir miyiz" endişeleri de Türk Sporu ve Türk Futbolu adına umudumuzu azaltsa da bitirmemiştir. Atatürk''ün o parolası bazı mahfillerde törpülense de bizim zihinlerimizde muhafaza edilmektedir. Bu parolayı şiar edinmiş "o eski vatansever kadrolar da 20 yıldır gözden çıkarılmış" kırılmış, dökülmüş, yok sayılmıştı. Şimdi ise ifade ve iddia etmek isterim ki; önümüzdeki başkanlık seçimleri nedeni ile "karıncadan bile medet umanlar" bu 20 yıl önce kırıp döktükleri ve o nedenle oy alamadıkları bu bizim "vatansever kadro ve camialar" üzerinde bir çalışma yapma, çaba ve mecburiyetinde olacaktır. Bunu benim iddiam, öngörüm, ya da duyumum olarak kabul edebilirsiniz. Ancak hesabım o ki etkiledikleri ile su içinde yüzde 20, 25''lerden az olmayacak bir oranı konsolide eden o malum vatansever camia ve elbette şikayetçi olan spor kamuoyu ve bürokrasisi bu hamleyi yer mi? Şüpheliyim!..

Yazarın Diğer Yazıları