Yunanistan'da yaşananlar, Türkiye'de de olabilir
Yanı başımızda yaşanan olaylar, aslında Türkiye ve onu yönetenler için açık bir uyarı. Sanki Allah bize başımıza gelebilecekler konusunda canlı bir örnek gösteriyor. Yunanistan’da günlerdir yaşanan kargaşalardan, şiddet olaylarından söz ediyorum. Bizde bazıları olayı bir çocuğun polis tarafından öldürülmesine tepki olduğuna inanıyor.
Aslında birçok yabancı gözlemci ekonomik açıdan gırtlağına kadar dolu olan Yunan halkının bir olayla patladığını ileri sürüyor. Yani çocuğun öldürülmesi olayları tetikledi deniyor. Doğrudur, herhalde öteki milletlerin üzerine bizim gibi ölü toprağı serpilmiş değil ki.
Neden bize uyarı, anlatayım. Biliyorsunuz, Yunanistan aynı bizdeki gibi milli olan her şeyini sattı ve dünyada yaşanan ekonomik krizden çok sert bir şekilde etkilendi. Ülke içinde orta sınıf büyük bir darbe yedi. Aynı bizde olduğu gibi. Bizde de Karamanlis’in yakın arkadaşı Erdoğan “hamdolsun” ekonomisi ile krizden çıkmayı planlıyor.
Bu ekonomik krizde son üç yılda yaşadığımız süreçte, bir gün iyi bir gün kötü gidişler gördük. Bu kriz aynı mehter yürüyüşü gibi ilerliyor, bir geri iki ileri. Yani bir gün dolar düşecek iki gün yükselecek. Aynı şekilde bir gün borsa yükselecek iki gün düşecek. Ama bizimkiler olayı hamdolsun ekonomisiyle idare edeceğine inanıyor. İşte Allah bizi bu tür cehaletlerden korusun diyorum.
Bu arada ABD’nin yeni başkanı Obama doğru kararlar peşinde. Adam, kendinden önceki Başkan Bush gibi sermayeyi kurtarma yerine, tüketicileri ve orta sınıfı yeniden hayata geçirmeye hazırlanıyor. Obama’nın ekonomi ekibi, tamamen tüketim sanayiine dayalı olan ABD ekonomisinde halkın alış gücünü artırarak piyasaların canlanacağı teorisine inanıyor.
İşte bu nedenle orta sınıf olarak bilinen takıma federal hükümet kapanan iş imkânlarını yeniden açacak. Yani karayolları yaptıracak, köprüler inşa ettirecek, okullar ve öteki devlet dairelerinde işler yaratarak kişilerin yeniden alım gücünü canlandıracak. Mala ihtiyaç duyuldukça bu kez imalat artacak. İmalatı, yani üretimi artırabilmek için işçiye ihtiyaç duyulacak.
Obama’nın ekonomik ekibi bu sistemin etkinliğini Haziran 2009 tarihinden itibaren artırabileceğini ve ilk sonuçların az da olsa 2009 Aralık ayında, yani Noel alışverişlerinde görüleceğini belirtiyor. Gelelim bize, şu anda ekonomi uzmanlarımız, yani Erdoğan’ın aklı evvel uzmanları herhalde öyle söyledikleri için “Hamdolsun kriz bizi etkilemeyecekmiş” . Göreceğiz.
Bu arada Türk basınında dikkatimi çeken bir nokta var yazmadan edemeyeceğim. Bugüne kadar, hiçbir ülkenin resmi veya özel televizyonu veya yayın kurumu başka bir ülkenin resmi yayın kurumlarının kendi frekansları üzerinden yayın yapmasına izin vermez. Ama ne hikmetse, İngiliz BBC bizim NTV üzerinden, ABD’nin resmi VOA de İhlâs üzerinden yayın yapıyor. Nasıl bir mantık anlayabiliyor musunuz?
Bugünlerde memlekette başka bir gündem oluşturulmaya çalışılıyor. Federal Kürt bölgesi konusu. Böyle bir mantığın ancak ortalık toz dumanken insanlara kabul ettirilmesi kolay olur. İşte bu nedenle Yunanistan’da sahneye konan kargaşalar ve olayların benzeri birkaç aya kadar Türkiye’de ortaya çıkarsa sakın şaşırmayın.
Baksanıza, bizim adı aydın, kendileri karanlık bazı kişiler oturmuş Ermenilerden özür dileyen bir imza kampanyası başlatmış. Ne tesadüfse bu kez Ermenistan tarafından da bin üç yüz kişi Gül’e soykırımı kabullenmesi çağrısında bulunan mektup yollamış. Ne kadar tesadüf değil mi? Ben tesadüflere inanmayı ortaokul sonrası bıraktım. Ama siz hâlâ bunlara tesadüf diyebiliyorsanız bu gelişmeler sonunda yiyeceğimiz kazık veya kazıklara da tesadüf diyerek teselli olabilir, kendinizi kandırabilirsiniz.