Yönetim ve muhalefet sarmalı...
CHP kurultayında dağ fare doğurdu... Kılıçdaroğlu sanki 7 seçim mağlubiyeti yaşamamış gibi tek aday olarak yeniden seçildi. Bu cumhuriyetimizle yaşıt CHP'nin getirildiği düzeyin de yansıması. Parti meclisinde toplam 19 ismin listeyi delmesi başarı olarak gösteriliyor. Öte yandan MHP'de tüzük kurultayı için toplanan tarihi imzaların heyecanı yaşanıyor. Balgat sakinlerinin direnmesine rağmen MHP'nin önümüzdeki günlerde tüzüğü değiştirmekle başlayıp Genel Başkan ve MYK için yapacağı kongrenin Türk siyasi hayatına örnek teşkil etmesi millet olarak arzumuz. Bu konuda henüz 1 Kasım seçimlerinin sonuçlarına ilişkin sosyolojik sorgulamanın yapılmaması eksiklik. Hakkı Şafak Ses Hocam geçtiğimiz gün bir mektup yollamış. Paylaşılmasının faydalı olacağını düşündüüm mektup özetle şöyle:
"Sen de çok iyi biliyorsun ki sebebi ne şekilde ifade edilirse edilsin hiç bir mağlubiyet sadece rakiplerin yaptıkları üzerinden savunulamaz ve mazur gösterilemez!..
AKP karşısında 2002 yılından beri girilen her seçimde ve halk oylamasında MHP'nin aldığı kötü sonuçlar ve üst üste aynı siyasi rakibe karşı aldığı mağlubiyetler ülkücü hareketin sinir sistemini ciddi olarak germiş ve ülkücülerin birlik ve beraberliğini tehdit eden bir çizgiye evrilme eğilimine girmiştir. Buna rağmen "değişim" ve birlikte yeniden "diriliş" heyecanı 1 Kasım'dan beri artarak devam etmektedir.
Türk Milleti vatanın bütünlüğü ve geleceği konusunda endişeli ve güvensizdir. Fakat maalesef, Türk Milletinin bağımsızlık ateşinin gerçek sahibi Ülkücüler kendi iç meselelerinin anaforunda savrulmaktadırlar.
Ülkücülerin ve Türk milliyetçilerinin omuzlarında ülkemizin önündeki tehdit dolu günlerin sorumluluğu ağır bir yük olarak durmaktadır.
Ülkücüleri, Türk milletinin önündeki tehdit ve tehlikeler ve de savaş ihtimali kesinlikle korkutmamaktadır.
Ülkücüleri tedirgin eden ve endişelendiren tek şey birlik ve beraberliğini sağlayacak güven veren bir genel merkez yönetimine sahip olamamalarıdır. Karargâhlarına güvenememeleridir. Güven verecek bir karargâha ve yönetime sahip olmanın yolu ve usulü de bellidir. Yeni yönetimi oluşturacak kongrenin önünü açmak ve hareketimizi "yönetim" ve "muhalefet" karşıtlığı sarmalından kurtarmaktır.
Genel Merkezimizin ülkücü tabanın olağanüstü kongre taleplerini keskin bir üslupla ve yıkıcılık ithamları ile reddetmiş olması hem yönetimi hem de hareketimizi zor bir açmazın içine düşürmüştür.
Elinde olağanüstü kongre çağrısından başka; memnun olmadığı yönetimi değiştirmek için etkin bir çaresi olmayan, samimi MHP kongre delegesi arkadaşlarımızın, tüzükle sahip oldukları demokratik haklarını kullanmalarına gösterilen tahammülsüzlük, birleştirici değil dışlayıcı ve ayrıştırıcı bir yaklaşım olmuştur.
Hepimiz biliyor ve inanıyoruz ki yenilenmiş ya da güven tazelemiş bir yönetimle MHP var olan potansiyel gücünü çok kısa zamanda toparlayacak ve Ülkücüler tüm enerjilerini ve alın terlerini milletinin öncelikli sorunları uğrunda fedakârca harcamaya başlayacaklardır.
Bu mutlu sonun olabilmesi için sevginin ve muhabbetin anahtarı ile hukuki yetki gücü Sn. Bahçeli ve yönetiminin elindedir.
Görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Hassaten ve rica ile!...
Allah'a emanet ol."