Yesinler demokrasinizi
Ankara’da olanlarla sokaktaki olanlar arasında dağlar kadar fark var. Türk halkı o kadar kopmuş ki siyasetten. Sanki Ankara’da birileri bir oyunlar oynuyor ama sokaktaki halkın gündemi o değil. Ben bu benzeri durumu ABD’de yaşamıştım. İyi ve kötü yönleri var. ABD’de siyaset konusunda Washington’da beltway (Çevre yolu) içi ve dışı diye tanımlanır. Genelde ABD’nin bir yere savaş açması veya diplomatik bağlantı yapması veya siyasi kararlar alması hep beltway içidir. Ancak halk bu konulara cebine dokunulduğu zaman müdahale der. Yani özetle sevgili okurum, Amerikan halkının, ne Kaddafi, ne Esat ve ne de başka bir şey umurunda değildir.
Ama benzin fiyatlarındaki artış, gıda maddelerindeki artış, okullardaki öğrencilere verilen gıda maddelerinin kalori miktarı ve eğitim kalitesi onları ilgilendirir ve tepki gösterirler. Bir de vergi artışları. Amerikalının bu konularına dokunursanız birdenbire karşınızda patlayan bir dev bulursunuz.
Gerçeği söylemek gerekirse bu durum tüm uygar ülkelerde halk tepkisidir. Yani size demek istiyorum ki, kendinizin uygar olarak tanımlanmasını istiyorsanız tepkili olmak zorundasınız. En azından yediğiniz kazıklara karşı. Tepkisiz halk köle halktır, tebaadır. Tebaa olunca da efendileriniz verdiği kararlar sizi ilgilendirmez. Siz sadece verilen emirleri uygulamak zorundasınız.
Uygar ülkelerde halkı uyandırmak ve uyarmak görevi üstlenen basın da kıvıl kıvıl hareketlidir ve kimseye müdahanesi olmaz. Ama bizim gazeteci kisvesi altındaki dünün imam takımını izleyince zaten bîat eden toplumun bîat eden borazanları oldukları çok açık. Tek fark ellerindeki aygıtlar. İnanın Amerikalı ve Avrupalı gazetecilerin ellerinde bizimkiler kadar gelişmiş cihaz yok. Aradaki fark, onlar gazeteci, bizimkiler “gazteci”. Tabii onlar da emir komuta sistemi içine girmiş gibi görünüyor. Aralarında çıkan bir iki çatlak ses ise iyi polis kötü polis oyununun figüranları.
Beni en çok çıldırtan ise ekonomi konusunda televizyonlarda yapılan konuşmalar. Holdinglerin ve iktidarın bir şekilde kolladığı kişiler sürekli Erdoğan gibi ekonomik kriz yok diye yaygara yapıyorlar. Var sevgili okurum, ekonomik krize sizler gırtlağınıza kadar girmiş durumdasınız ama, sıkı mı kriz var diyesiniz, ne haddinize!.. Bir kere hani ortaya çıkıp da dolar 1.70’in üzerine çıktığında Erdoğan konuştu, dolar düştü diyenler son günlerde doların gene tırmanmaya başlaması konusunda ne diyorlar acaba. Erdoğan’ın konuşması bir şeye yaramamış gibi. Yahu sizler dış piyasaları böyle mi takip ediyorsunuz. Benzin önümüzdeki günlerde artmaya başlayacak. Doğal gaz da. İki yıl önceki fiyatlar yüzde yüze katlamış. Teğet geçen kriz buysa ben ne diyeyim sizlere?
Kadınlara saldırılar başladı. Haklılar. Bu dönem artık erkeklerin dönemi. Kuma getirme, bıçaklama, dövme, yavaş yavaş başlayıp sonra kitle sopalarına dönüşecek eylemler. Ey AKP iktidarına oy veren kadınlar şimdi mutlu ve memnun musunuz?
Adamlar orduyu tasfiye etmiş, bizimkiler YAŞ masasında nasıl oturulmuş utanmadan onu tartışıyor. Yakışır. Nasıl oturacaklar, birileri onları başka şeye oturtmuş dalga geçiyor. Aylar yıllardır yazdım, ordu Atatürk’ün ordusundan molla ordusuna da dönüştürülüyor diye. Bu olanlar sadece tiyatronun kapanış perdesi.
Türkiye’de oynanan demokrasicilik oyunu hiç mi hiç ikna edici değil. Bakın gâvurlar sizi kendi saflarından çıkardı, şimdi de oralarda ekmek parasını kazanan kardeşlerimizi paketlemeye başladı. Bunun anlamı oralardan buralara göç ve her yıl iktidarların açıklarını tıkayan işçilerin gönderdiği paraların da kuruması demek. Üretiminiz yok, eti ithal ediyorsunuz; buğdayı dışardan, akaryakıtı dışardan alıyorsunuz; telefonu, uçağı, her şeyi ithal ediyorsunuz. Ve hatta futbolcuları bile ithal ediyorsunuz. İyi de bu ithaller için elinizde para olması gerekir. Para da bir şeyler yapıp kazanmakla olur. Libya’daki müteahhidin zarar etti milyarlarca dolar. Rusya deseniz öyle.
Yurt dışındaki televizyon ilanlarında iki şey var. Bir bakkallık, sucuk, peynir reklâmı. İkinci iç piyasada ev satamayan müteahiddin yurt dışında çalışan işçileri kazıklama kampanyası.
Ama boş verin. Ekonomik kriz yok. Olsa ne yazar değil mi? Siz var diyebilecek kadar demokrat veya özgür müsünüz ki?