“Yeni Anayasa” hazırlanırken!

Ülkemizde, gerçekten de birbirinden “sıcak” sorunlarla uğraşılıyor. Hiçbir zaman unutmamamız gereken baş belamız “terör”ün yanı sıra, Anayasa hazırlığı gündemi dolduruyor.
Geçenlerde, değerli bir ağabeyimizin edindiğimiz notları, hukukçuların dışında, geniş halk tabakalarını ilgilendiriyor.
Özetleyerek ve kısaltarak 3 yazı arka arkaya yayınlama gereği de bize düşüyor.
İlgi çekici konular, aktüaliteyi aydınlatıyor.


Parlamenter sistem
“Parlamenter sistemde egemenlik, Devletin üç ayrı birimi tarafından ulusa vekâleten kullanılır. Egemenliğin gerçek sahibi ise ulustur.
Bu üç gücün bir kişi veya birimde toplanması durumunda, bu gücü frenleyecek başka bir güç kalmamaktadır. Gücün kullanımının farklı birim veya kişiler arasında dağıtılması, bu birimlerin birbirini denetlemesi, gerektiğinde de birbirlerini frenleme görevi yapmalarını sağlar.”


Başkanlık sistemi
“Başkanlık sistemi, genellikle yasama ve yürütme arasında kontrol ve denge bulunduğu, uygulamada ise başkanın üstün olduğu bir temsil sistemidir.
ABD’de başkanlık sistemi, kuruluşundan bugüne dek uygulanmaktadır.
Bazı ülkeler de başkanlık sistemini denemişler, (Latin Amerika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki bazı ülkeler başta olmak üzere) başkanlık sistemi bu ülkelerde süreklilik gösterememiş. ABD dışındaki ülkelerde başkanlık sistemi bir süre sonra ya darbelerle sona erdirilmiş ya da otoriter rejim haline dönüşerek kendi kendini yok etmiştir.
Başkanlık sistemi de, parlamenter sistem gibi ‘temsil esasına’ dayanan bir sistemdir. Bu sistemde de kuvvetler ayrılığı bulunmaktadır. Başkanlık sistemindeki kuvvetler ayrılığı parlamenter sistemlere (rejimlere) göre farklıdır.
Amerika’da kuvvetlerin ayrılığından çok, kuvvetlerin bağımsızlığı daha çok öne çıkmaktadır. Diğer bir ifade ile kuvvetlerin eşitliği esasına dayanmaktadır. ABD’de uygulanan başkanlık sisteminde; eşit iki kuvvet mevcut olup, bunlar ‘yasama’ ve ‘yürütme’dir. Bu iki kuvvetin eşitliği hukuki bir eşitliktir. Uygulamada ise yürütmenin yasamaya üstünlüğü görülmektedir.
Yasama organı (meclisler), halk tarafından seçilmektedir. Aynı şekilde yürütmenin başı ‘Başkan’ da halk tarafından seçilmektedir.”


Yürütme organının oluşumu
Parlamenter sistemde, yürütme erki meclis içinden çıkar. Başkanlık sistemlerinde ise, yürütme erki meclisin dışındaki kişilerden meydana gelmektedir.
Meclisler kanun yapar ama kanunların uygulamasına katılmazlar. Hükümet (yürütme) kanunların uygulamasını yapar.
Yürütmeye başkan, yasamaya kongre hakimdir. Başkan, yürütme yetkisini, atadığı sekreterler (bakanlar) aracılığı ile kullanır. Sekreterler, başkana karşı sorumludurlar. Kongreye karşı siyasi sorumlulukları yoktur. Kongre başkanın, başkan da kongrenin görevine son veremez. Başkanın kanunları veto etme yetkisi vardır.
Başkanın veto ettiği kanunun yürürlüğe girmesi için; Temsilciler Meclisinde ve senatoda tekrar görüşülüp, her iki mecliste de üçte iki çoğunlukla kabul edilmesi gerekmektedir.
İkinci Meclis olan senato başkanın yaptığı bazı atamaları ve uluslararası anlaşmaları onaylamayabilir.
Başkanın ekonomik icraatları kongrenin onayına bağlıdır.
Bu iki kuvvet arasındaki uyumsuzluk durumunda; uzlaştırıcı rol oynayan (Anayasa Mahkemesi gibi) bir kurum bulunmamaktadır.
Siyasi parti üyeleri kendilerini grup kararı ile bağlı görmezler. ABD dışındaki birçok ülkede, başkanın otoriter tutumundan yakınanlar; darbelerle başkanları değiştirdiler. Yeni başkanların zamanla daha da otoriterleştikleri görüldü.
(Devam edecek)

Yazarın Diğer Yazıları