Yalandan Fransa'ya efelenenlerin gerçek yüzü
Haklarını teslim etmek gerek. Bu iktidar “cambaza bak” oyununu gerçekten muhteşem oynuyor. Ermeni yalanlarına tam destek çıkan Fransa’ya öyle atıp tutuyorlar, esip gürlüyorlar ki kafalarının ardındaki gerçek niyetleri bilmesek biz de kanacağız.
Ermenistan’la yapılan gizli protokollerin iki numaralı ismi Ahmet Davutoğlu, (Abdullah Gül’ün ardından) Türk milleti ile alay eden bir uygulamaya daha imza attı. Ermeni soykırımı yalanını inkarı suç sayan yasa teklifi Fransız Parlamentosunda kabul edildiği gün aynı yasayı 2005 yılında kabul eden İsviçre’nin Dışişleri Bakanını Türkiye’ye çağırdı.
“Sıfır”cı hoca İsviçre Dışişleri Bakanı Didier Burkhalter’i, Paris Büyükelçimizin geri çekildiği gün nereye davet etti biliyor musunuz?
23-30 Aralık tarihli 4’ncü Büyükelçiler Konferansına.
Unuttunuz mu ?
Aynı yasayı çıkaran ve o zamanlarda büyük kriz yaşadığımız İsviçre’nin “Türkler soykırım yapmamıştır” diyen Türkleri hâlâ yargıladığını...
Merak ettik, daveti yapan Dışişleri Bakanlığının sözcüsü Selçuk Ünal’a sorduk “İsviçre Dışişleri Bakanı Türkiye’ye geldi mi?” diye. Aldığımız cevap:
“Kesin geleceği konusunda henüz bir şey yok. Mesela, Sırbistan Dışişleri Bakanı kesin gelecek. Yüzde yüz teyit etti. İsviçre Dışişleri Bakanı da davetli de. Yüzde yüz değil. Büyük olasılık gelecek.” Sözcü Ünal, İsviçre Dışişleri Bakanının onur konuğu olarak değil de konuşmacı olarak geleceğini bildirdi ve ekledi, “İsviçreli zaten bir çalışma ziyareti yapacak idi. Bu çalışma ziyaretini Büyükelçiler Konferansı’na denk getirdik.”
Ne de güzel “denk gelmiş” değil mi?!
İsviçre Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sitesinde ise Bakanın 26-27 Aralık tarihlerinde Türkiye’de bulunacağı duyuruldu.
Korutürk hassasiyeti
Eski Büyükelçi ve CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk ise skandalı TBMM gündemine taşıdı. Korutürk, Dışişleri Bakanının yanıtlamasını istediği soru önergesinde çok önemli bir hatırlatma yaptı:
“Hatırlanacağı üzere, geçen yıl Erzurum’da yapılan Büyükelçiler Konferansına Hükümet, konuk konuşmacı olarak Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’yu davet etmişti. Papandreu, Sayın Başbakan, Dışişleri Bakanı ve 150’yi aşkın Türk Büyükelçisinin hazır bulunduğu bir ortamda, ülkesinden getirdiği canlı yayın ekiplerinin önünde, iç politika mülahazalarıyla kendi kamuoyuna seslendiği aşikâr olan bir biçimde, Yunanca olarak ülkemizin Kıbrıs konusundaki politikalarını 1960 Londra ve Zürih Antlaşmalarından doğan hak ve yükümlülüklerimiz çerçevesinde adada bulunan silahlı kuvvetlerimizin varlığını ‘işgal’ şeklinde niteleyerek ağır bir dille eleştirmiş; ‘Anadolu Helenliği’nin uğradığı felaketin başlangıç noktası’olarak da Erzurum’u işaret etmişti. Papandreu’nun bu beyanlarının toplantıda hazır bulunan yetkililer tarafından gerekli şekilde cevaplandırılmamış olduğu uzun süre basında eleştiri konusu edilmişti.”
Yani bu konferans bizzat Dışişleri Bakanlığı eli ile Türkiye ve Türklere hakaret edilen bir platform haline geldi. İsviçre Dışişleri Bakanı davete icap ederse bize methiyeler düzmeyecek herhalde.
Osman Korutürk, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’ndan şu sorulara yanıt bekliyor:
1) Büyükelçiler konferansının başlangıç tarihinden bir gün önce, Fransa Ulusal Meclisinin benzer bir yasayı onaylamış ve Türk kamuoyunu bu konuda haklı bir tepkiye sevketmiş bulunduğu şu dönemde, İsviçre Dışişleri Bakanının Büyükelçiler Konferansına konuşmacı olarak davet edilmesiyle Türk ve yabancı kamuoylarına hangi mesajın verilmesi istenmektedir?
2) Bu konudaki yasayı kabul ettiğinde ve uyguladığında tarafımızdan ciddi tepki gösterilmiş olan ve karşı yaptırımlar uygulanacağı açıklanan İsviçre Konfederasyonunun bir bakanının, aynı süreci yaşayan Fransa’ya aynı tepki ve yaptırım söylemlerinde bulunduğumuz bir sırada ülkemize, büyükelçilerimize hitap etmek üzere davet edilmesinin, Fransa’ya yönelik yaptırım söylemimizi zayıflatacağı hesaplanmamış mıdır?
3) Yukarıda belirtildiği gibi, İsviçre Konfederasyonu ve Slovak Cumhuriyetinden sonra, Fransa Cumhuriyeti de Ermeni soykırımı iddialarına karşı inkâr yasalarını parlamentoda onay sürecine sokmuştur. Benzer yasa tasarılarının gündemde olduğu başka ülkeler de var mıdır? Varsa, önümüzdeki yıllarda yapılması öngörülecek Büyükelçiler toplantılarına, sırasıyla Fransa ve bu ülkelerin Dışişleri Bakanlarının da davet edilmeleri planlanmakta mıdır?
Bakalım, “sıfır”cı hoca ne yanıt verecek?
Ballı emeklilik
Uyanık milletvekillerimiz yine millet uyurken gece yarısı operasyonu ile vatandaşın ilaç reçetesi üzerinden ballı emekliliği yasalaştırdılar.
Tepkiler artıyor ama benim kafamdaki sorular başka;
* Şike yasasını büyük bir hassasiyetle veto eden Abdullah Gül acaba bu yasa için ne yapacak?
* Aynı hassasiyetle kamuoyunda büyük yaygara yapıp sonra geri vitese takan AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar Cumhurbaşkanına yine mektup yazacak mı?
* Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce “Milletvekilleri koltuklarını tekmeledi” diyebilecek mi?
* Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Tayyip Erdoğan’a rağmen yeni bir vicdan muhasebesi yapabilecek mi?
* Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, “Bu yasa yanlış olmuştur.Vatandaş üstünden şike yapılmıştır” diyebilecek mi?
-Bırakın AKP’yi TBMM’nin içinden bir milletvekili çıkıp “Bu yasayı Cumhurbaşkanı veto etsin” diyebilecek mi?
Aydın Menderes
Allah (C.C) merhum Aydın Menderes’e rahmet etsin, mekânını Cennet eylesin. Merhum Aydın Menderes her yönü ile tam bir beyefendiydi. Milletin gönlünde taht kurdu ama siyasette hak ettiği yeri bulamadı. Öyle nazik bir kişilik idi ki siyasette kendisine ihanet edenlere bile kapısını hep açık tuttu.
Eminim.
Cenaze namazına -Menderes mirasıyla siyaset yapan- pek çok isim gidip timsah gözyaşları dökecek.Adım gibi bildiğim bu isimlerle ilgili tarihi notları ileriki bir yazımda sizlerle paylaşacağım. Ama şimdi sırası değil. Zamanı gelecek.