Yakında Avrupa’da büyükelçimiz kalmayacak
Erdoğan konuştukça içim acıyor. Başbakan İsveç parlamentosunun soykırımı tasarısının kabulünün ardından gene büyükelçiyi Ankara’ya çağırdı, yapacağı ziyareti iptal etti. Şimdi sırada İngiltere ve ardından İspanya var. Oralardan da büyükelçiler çağırılıp ziyaretler iptal edilecektir. İyi de ABD tarafından kotarılan ve İspanya ile yürütülen bu medeniyetler yalanı nasıl sona erecek? Peki, bu soykırım krizlerinin başlangıcını oluşturan ABD gezisini başbakan neden iptal etmez acaba? Hiç o taraftan tık yok.
Aslında birçok konuda AKP iktidarından tık yok. Şu aralar Türkiye, gerçek gündemini gizleyecek konularla meşgul. Anayasa değişikliği, adaletin elinde kırpılmış olarak kalan bağımsızlık konusu, darbe iddiaları ve o ünlü açılım konusu. Hep merak ediyorum, ne oldu Arınç suikastına? Ne oldu, Kozmik Odada vatan ihanetleri? Hepsi aynı, Ankara’da yakalanan bir kamyon dolusu silah hesabı gündemi değiştirmek için kullanılmıyor mu? Bu günlerde siyaset yalan üreten bir balon makinesi gibi çalışıyor.
ABD, Ermeni soykırımı konusunda şu günlerde başka bir senaryo üzerine çalışıyor. Buna göre ABD Dışişleri Bakanı Clinton, Ermenistan devlet Başkanı Sarkisyan’ı Washington’a davet etti. Biliyorsunuz, 12 Nisan tarihinde Amerika başkentinde nükleer enerji ve nükleer silahlar konusunda bir zirve yapılacak. Başbakan Erdoğan bu zirveye davetli. Amerika işte bu toplantıyı bahane ederek Erdoğan ile Sarkisyan’ı bir araya getirmeyi planlıyor.
Bu olayları fırsat bilen ve Başbakanın bu tarihlerde Washington’da olacağını hesaplayan Türk-Amerikan Konseyi ATC, geleneksel yıllık toplantılarını da bu tarihe almış. İki gün sürecek bu toplantılarda Başbakanın, gelmesi halinde bir konuşma yapması da bekleniyor. Belki ATC yöneticileri Sarkisyan’ı da bu toplantıda konuşmaya çağırırlar. Yakışır, silah tacirlerinin toplantısında iyi olur.
ABD Başkanı Obama bu görüşmelerin gidişatına göre 24 Nisan tarihinde yayınlayacağı bildiriye soykırımı lafını koyacak veya koymayacak. Büyük bir olasılıkla Türkiye, Meclis’te protokolü onaylayıp yaz başından önce sınırları açacak. Ermenistan ile diplomatik ilişki kurulacak.
Öte yandan ABD, İran konusunda el altından temaslarına devam ediyor ve bu temaslarda ne yazık ki Türkiye yok. Bizim hani sıfır problem dış politikamız var ya o da şu anda iflas etmişe benziyor. Suriye de ABD’ye görüşmelere hazır olduğunu bildirdi. İsrail de aynı açıklamayı yaptı ama hiç Türkiye’ye bizi bir araya getir teklifi olmadı.
AB ve ABD tarafından hazırlanan Kıbrıs tuzağı da hızlı şekilde ilerliyor. Rum tarafına adadan asker çekebileceğimizi bazı AKP’li yetkililer bildirmiş bile. Maksat Talat’ın elini kuvvetlendirmek. Nasıl olsa Talat’ın normal şartlar altında seçimi kaybedeceğini biliyor Erdoğan ve şürekâsı.
Bu arada geçen gün NTV’de Murat Birsel’in programında AB işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış’ı dinliyorum. Basın mensupları susuyor ve Bağış almış sazı eline gidiyor. Çıkmaza girmiş olan AB ilişkilerinde ne kadar başarılı bir hükümetin iş başında olduğunu anlatıyor da anlatıyor. Kimse kalkıp kendisine adam gibi bir soru sormuyor. Bu da son günlerde NTV’nin nasıl yandaş basın konvoyuna katıldığını bir kez daha kanıtlıyor. Yazık artık Türk basını tamamen ne kadar bağımsız olduğunu gösteriyor. Tayyip Bey’in istediği demokrasi bir garip vallahi.
Evet, Türkiye dış politikada, tarihinde olmadığı kadar başarısız bir düzeyde. Aslında ne de başarılı oldukları ortada. Askeri ile hâkimi ile doktoru, bakkalı, işçisi memuru, emeklisi ve eczacısı ile kavgalı olan bir iktidar...