Washington’daki Filistin-İsrail toplantılarında Recep Bey yok?
Burası daha önce de yazdığım gibi politikacıların izin verdiklerinin yayınlandığı değil, aksine onların yayınlanmasını istemedikleri yayınlanan bir kıta. Hatırlarsanız bundan önceki yazımda, Evetçilerin ABD kıtasını yeniden keşfettiklerini yazmıştım. Yani AKP burada bir şeyleri yokluyordu. Aradan geçen birkaç gün içinde öğrendiğim bazı detaylar ve biraz beyin jimnastiği oldukça ilgi çeken ayrıntıları ortaya çıkardı.
Hatırlarsanız Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Büyükelçi Namık Tan ile kel alaka bir neden için Washington’a geldi. Duyduğumuz kadarıyla bu ziyareti, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yapmak istemiş. Ama Amerikan tarafı lisan-ı münasiple bakanın ziyaretini tasvip etmeyeceklerini iletmişler, yani kabul etmemişler. Tabii bu konuyu sormaya kalksanız gene resmi açıklama böyle olmayacak. Aynı Beyaz Saray’ın ültimatom açıklaması gibi.
Aklıma gelen şey ise hani şu sıfır sorun diye sattıkları, dahi dışişleri bakanının gerçekte içi dışı boş ve Türkiye’nin şu ana kadar bir milim kazanç sağlayamadığı dış politikayla ilgili. Irak, dış politikamızı beğenmiyormuş, Araplar da ortada, buyurun siz değerlendirin. Biliyorsunuz, Hillary Clinton 2 Eylül tarihinde Washington’da Filistinlilerle İsraillilerin bir araya geleceğini açıkladı. Bu toplantılara Mısır ve Ürdün de davet edildi, ama arabulucu olacağız diye çırpınan biz yokuz. Bana, efendim Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı belki de bu iş için geliyor diyebilirsiniz ama kazın ayağı öyle değil. Onun toplantıları dün başladı yarın bitecek. (23-25 Ağustos.)
Peki, bizim AKP’li kurmay takımı 9 kişinin ölümüyle sonuçlanan Mavi Marmara’yla İslâm dünyasında büyük itibar sağlamıştı. Filistinliler için yeri göğü yıkmamış mıydınız? Hani Filistin’de kahramandınız? Hani Filistinli din kardeşleriniz, büyük Recep posterleri asmış, çocuklarına Recep adı vermişlerdi. Peki, sormazlar mı adama, neden Türkiye o masada yok diye? Taksim meydanında İskenderun’daki şehit Mehmetçikler yerine Filistinliler için tekbir getirenler, din kardeşleriniz anında sattı sizi. Araplar sizi adam yerine koymadı, Ürdün Kralı ile Mısırlı Mübarek daha itibarlı.
Bence Erdoğan’ın bozulan sinirlerinde bu olayın da katkısı var. Gelelim Tayyip Bey’in meydanlarda esip köpürdüğü PKK ve referandum konusunda yaptığı açıklamalara. Bir kere bu konudaki açıklama doğrudan Kandil ve İmralı’dan yapıldı. Hiçbir muhalefet partisi ve lideri bu konuda açıklama yapmadı. Ben bu haberleri PKK’nın internet sitelerinde ve haber ajansında gördüm. Şimdi diyebilirsiniz terör örgütünün bu açıklamalarına nasıl inanırsın diye.
Doğru ve haklısınız, ama Erdoğan ile terör örgütünün anlaşmış olması PKK terör örgütüne ne kazandırır, işe oradan bakmak lazım. Yanlış açıklama ileride koalisyon yapacakları bir parti ile aralarının açılmasına yol açmaz mı? Belki referandum sonrası ile seçimler öncesi Meclis’ten meşhur demokratik Kürt açılımı konusunda ve özerklik yolunda bazı tavizler verecekler. Bu durum tamamen referandum öncesi, ithamları doğrulayacak kanıtlar referandum sonrası ortaya çıkacak.
Recep Bey’in herhalde bunlara verecek cevabı vardır; İmralı’ya başka bir gemiyle giden MİT Müsteşarı, katil Öcalan ile ne görüştü? Barzani biraderden ne istediğinizi açıklamak istemiyorsunuz. Kandil neden aniden eylemsizlik ilan etti? Bunların mantıklı yanıtı olmalı. Öyle meydanlarda bağırıp hakaret etmekle de üste çıkamazsınız.
Bu arada dostça bir hatırlatma, doğrudan, direkt olarak yalanlama yapmayın. Bakarsınız bir yerlerden resimler, ses kayıtları çıkabilir. Biliyorsunuz tarikat bölündü sizi de gözetleyip dinliyorlarmış. Polis müdürü Avcı yazdı. Bu konuşmalar ve resimler ortaya çıkarsa oylarını kapmaya çalıştığınız o şehit ailelerine ne yanıt vereceksiniz?
Gelelim Hanefi Avcı’nın kitabına, Türkiye’de savcıların soruşturma açma gibi asli birer görevleri var. Avcı resmen suç duyurusunda bulunuyor kitapta söylenenler hakkında. Bu iş bence
Ergenekon masalından daha tehlikeli.