Velinimete de vefa kalmamış arkadaş!..
Oldu mu ama şimdi...
Biz bir Fehmi Koru’dan, bir Ergun Babahan’dan, bir Derya Sazak’tan, bir Oral Çalışlar’dan, bir Emre Aköz’den beklerken tuttu Yiğit Bulut yazdı “Ya-ya-ya, şa-şa-şa İbrahim Şahin çok yaşa!” yazısını...
“Şahin en iyi isimdi yeniden atandı. TRT adına, Türk medyası adına sevindim ve bu sevincimi de sizlerle paylaşmak istedim. Hayırlı olsun!” demek Yiğit Bulut’tan önce, Şahin’in her türlü eleştiriye göğüs gererek “ihya”ya devam ettiği bu isimlere yakışmaz mıydı?
Söz konusu velinimetiyse eğer, insan o Bakanlar Kurulu’nın kapısında bile yatar ama nerede o vefa!..
İster misiniz İbrahim Şahin bu vefasızlığı bir kenara yazsın ve ilk fırsatta “Şahin yeniden TRT Genel Müdürü oldu. Olması da gerekiyordu. Türkiye’de “milyar dolarların” el değiştirdiği bir piyasada, “yerleşiklere” savaş açmış, çok da önemli bir yere gelmişti. TRT’de başlattığı Türkiye’nin “emperyal vizyonuna uygun” yayın politikası da yarım kalmamalıydı...” satırlarıyla nasıl da kadir-kıymet bilen biri olduğunu kanıtlayan Yiğit Bulut’u oturtsun o “çok kazandıran” program koltuklarına...
Silivri’ye nazır bir kafede yazsana...
Tayyip Erdoğan’ın “güç şımarıklığı”na kapıldığı imasıyla “Emrin olur Sayın Başbakan!” yazdı ya, kulaktan kulağa “Hasan Cemal’in kahramanlığı(!)” fısıldandı dün gün boyunca... Bu zana kapılanlar, şu cümleyi gözden kaçırmış olmalılar: “Venedik’te, Harry’s Bar’da yazıyorum bu yazıyı...”
Madem doğrucusun bu kadar aynı satırları Silivri’ye nazır bir kafede de yazsana... Cemal bu şovu Erdoğan’ın uçağında devri alem yaptığı günlerde sergileseydi belki bir anlamı olurdu da şimdi, hele bir de “tehlikeli bölge”den kilometrelerce uzakta kahramanlık taslamanın yok hiçbir kıymeti harbiyesi...
“Yıpratma payı” sanmış olmalı
MHP ve CHP’nin “gazetecilerin yıpranma payı” konusundaki ısrarlı tutumuna karşılık Bülent Arınç, “Hele bir teknik incelemesini yapalım da, gerek görürsek biz kendimiz konuyu gündeme getiririz” dedi ya...
Keşke müdahale etseydi danışmanlarından biri duruma:
“Efendim yanlış anladınız galiba;
“Yıpranma payı” diyor arkadaşlar. Biliyorsunuz bize düşen daha çok “gazeteciyi yıpratma payı” son yıllarda!”
Orta Doğu’nun Hacivatları
Suriye’de yeterince “insan hakları olmadığına” kızdı...
İyi mi?..
***
Muhalifler hapse atılıyor...
Medyaya sansür uygulanıyor...
Gazeteciler tutuklanıyor...
Telefonlar dinleniyor, insanları evlerinden topluyorlar...
Baskı, tehdit, korku var...
Hangi ülke derseniz?..
Ee Suriye...
***
Önce Mısır...
Ayakta duramadığı için devrik lideri sedyeye yatırdılar... Ama kaçmasın diye de hayvanat bahçesinden ödünç kafesin içine koydular...
Türkiye’nin katkısı ile...
***
Sonra Libya...
Bavulla para gönderdi Türkiye...
Sonucunu gördünüz; 80 yaşlarında bir ceset, ölmeden önce dövülürken, kanayan ağzı ile “Evlatlarım yapmayın” diye yalvardı... Ama demokrasi isteyenler onu linç ettiler... Sonra çenesi düşmüş cesetle fotoğraf çektirmek için kuyruğa girdiler altın dişli demokrasi isteyenler...
Siz de para vermiş oldunuz buna...
Üzülmeyin yani...
***
Sıra Suriye’de...
Bir anda kızdı...
Suriye’de “insan hakları” olmadığına...
***
Suriye’de “insan hakları” isteyen diğerleri; kadının araba kullanmasının yasak olduğu Suudi Arabistan... İnfazların kılıçla yapıldığı Yemen... Al Thani hanedanının şeriatla yönettiği Katar... Mutlak monarşi Bahreyn... El Sabah emirlerinin 3.5 milyon insana vatandaşlık hakkı vermediği Kuveyt...
Krallar, emirler, sultanlar...
Ortadoğu’nun Hacivatları...
Bunlar da toplandılar önceki gün, Suriye’ye “insan hakları ve demokrasi” istediler...
***
Ee Türkiye de komşuda demokrasi istiyor haliyle...
Daha yeni yeni “Suriye ile vize kalktı, koşun” denildiğinde demokrasi vardı çünkü...
Şimdi açıkladılar:
“Sakın gitmeyin...”
***
ABD ile İsrail’in Ortadoğu’ya yeni bir şekil (BOP) vermekte olduklarını... Parmaklarının ucundaki iplerle Hacivatları oynattıklarını bilmeyen var mı?..
Müslümanların iplerini ellerine almış oynatıyorlar...
Ve işte siz izliyorsunuz Hacivat’ı...
Bekir Coşkun / Cumhuriyet
Pırri Reis
MHP’li İsmet Büyükataman’ın Piri Reis gemisinin akıbetine dair soru önergesini köşesine taşıyan Melih Aşık mevzunun adını koymuş:
“Pırri Reis”
Vurgu biraz daha güçlendirilebilir aslında:
Pırrrrrri Reis!..
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran’a karşı ABD ile ittifak kurdukları Erken Uyarı Radar Sistemi konusunda “Biz kabul etmesek Bulgaristan’da konuşlanacaktı” demiş. Ne dersiniz, Davutoğlu bu ara İdris Naim Şahin’le mi takılıyor acaba!
AKP, Hafız Esad’ı andırıyor
AKP iktidarının Suriye’ye karşı uygulamaya başladığı son politika; eski Suriye Lideri Hafız Esad’ın birzamanlar Türkiye’ye karşı uyguladığı siyasete benzedi.
ABD medyasına da haber olarak düştüğü üzere; iktidarımız; Suriye’de olay çıkartıp kaçanları koruyor. Bunlardan El Esad isimli albayı; Hatay bölgesinde bizim asker, polis, MİT isyan lideri haline getirmekle meşgul.
Ayrıca Dışişleri Bakanımız da Suriye’den kaçmış vatansızları örgütleyip onlardan bir geçici Suriye hükümeti yaratmaya uğraşıyor.
Bugün Türk medyasındaki haberler ve yorumlar tamamen işte bu Suriye karşıtı planı gizlemeye yönelik. Basınımızda; Suriye yönetimi hakkında yalana dayalı olumsuz haberler imal edilerek iç kamuoyu kandırılıyor.
Rıza Zelyut / Güneş
Biri Cemil Çiçek’e bu gerçeği hatırlatmalı
Meclis-i Mebusan mazide kaldı
Sanki; Türkiye Büyük Millet Meclisi, Osmanlı’nın yabancılara karşı teslimiyetçi, kendi halkına karşı zalim diktatörlüğüne ve pısırık Meclis-i Mebusan’ına karşı kurulmamış...
Sanki; Atatürk diktatörmüş de o padişahlar demokratmış...
Sanki; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması nedeniyle pişmanmışız... Cumhuriyet’in 88’inci yılında... İlk kez...
Bu ülkenin Meclisi, bir padişahın ölüm yıldönümü için “sempozyum”, “tören” ve “konser” düzenliyor...
Davetiyeye de; Meclis’in şanlı logosu yetmezmiş gibi...
Padişah tuğrası konduruluyor...
Ve tüm bunlar...
İlan etmediğimiz “matem” nedeniyle iptal ettiğimiz Cumhuriyet Bayramı kutlamalarından sadece 20 gün sonra yapılıyor...
Sayın Meclis Başkanı...
Umarım;
Başkanı bulunduğunuz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurucularına ve onların en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği ölümsüz isimlere de; en az Sultan Abdülmecid’e sahip çıktığınız kadar sahip çıkar ve onları yüceltirsiniz...
Çünkü siz, Meclis-i Mebusan’ın değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Başkanı’sınız...
Mustafa Mutlu / Vatan
Bir tutarsızlık var gibi...
Bugün Türkiye ne yapıyor?
- Suriye muhaliflerine kucak
açıyor.
- Esad karşıtları, İstanbul’da toplantı üstüne toplantı yapıyor.
- Uluslararası medya, Esad karşıtlarıyla Türkiye’de görüşüyor.
Yani durum şu: Şam eskiden PKK’ya örtük destek verirdi, şimdi Türkiye Suriye’nin muhaliflerine açıktan destek veriyor.
Türkiye eskiden Öcalan’a Suriye’nin sağladığı örtük desteği haklı olarak mesele ediyordu, şimdi de Suriye yönetimi, muhaliflerine Türkiye’nin verdiği açık desteği mesele ediyor. Ve biz de bu duruma fena halde bozuluyoruz.
Bir tutarsızlık yok mu bu işte?
Ahmet Hakan / Hürriyet
Çığırtkanlar yok hükmünde
Suriye’de Türk bayrağı yakılmış...
Bölgedeki her müdahalelerinde milyonlarca komşumuzun ölümüyle sonuçlanan tezgahlar kuranlar, şimdi bu işi Türkiye’ye taşere etmeye niyetli görünüyorlar.
Ülkemizde bu tezgaha düşmeye dünden hevesli bir taife var.
Türkiye’nin Suriye’ye olası bir müdahalesinin bölgeye doğuracağı sonuçları ve Türkiye’ye vereceği zararı hesaplamaktan acizler...
Tek tesellim bunların sayılarının az, saygınlıklarının ise hiç olmayışı.
Fatih Altaylı / Habertürk