Vatandaşa önce sela sonra Fatiha
Dün gece 15 Temmuz sebebiyle tüm camilerden sela sesleri yükseldi. Akıllar 2016’daki o gecedeydi. En azından biz öyle zannediyorduk.
Meğerse okunan selalar zaten ekonomik darboğazda olan Türk milleti içinmiş. Anlamamız, resmi gazetenin ilanından sonra oldu.
Akaryakıtta ÖTV tutarına gelen zamdan sonra, akaryakıtın litre fiyatı ortalama 34 liraya yükseldi. Bu akıl alır bir yükseliş değil.
Seçimlerden önce ‘Türkiye Yüzyılı’ propagandası yapılırken, seçim bittiği gün 19.36 lira olan motorin bugün 33 liraya; 21.29 lira olan benzin ise 35 liraya yaklaştı.
Bu şu anlama geliyor: son 1 buçuk ayda sadece ‘akaryakıta’ gelen zam oranı yüzde 70’i buldu. Hani şu TÜİK yüzde 38 açıkladığı enflasyonu bir daha mı gözden geçirse?
Son 3 ay içerisinde dünya genelinde brent petrol fiyatlarında ciddi değişiklikler olmadı. Ortalama 75 dolar seviyesinde seyrediyor. Peki ne oldu da Türkiye’de bu kadar zam yaşandı?
Aslında cevap ortada. Yönetilemeyen ekonomi, ‘nas ekonomisinden yas ekonomisine’ geçiş hepimizin Fatiha’sını okuttu. Sanırım dün gece okunan selalar da onun içindi. Bakalım helvamızı ne zaman yiyecekler!
Bunun burada sınırlı kalmayacağı ise ortada. Bu zamlardan en çok etkilenecek sektör ise tarım olacak gibi duruyor. Zaten deprem ile birlikte ciddi bir üretim kaybı yaşayan Türk tarımı, son günlerde aşırı sıcaklarla da boğuşuyordu.
Mücadele etmeye takati kalmayan çiftçinin beli dün gece büküldü. Bu şartlar altında çiftçinin üretim yapması hayal oldu.
Birbiriyle ilintili sektörler zaten bir kıvılcıma bakarken, bu zamlarla birlikte ürünün bahçeden mutfağa gelişi, kaçakların sınırlardan Türkiye’ye gelişinden daha zor olacağa benziyor.
Beklenen doğalgaz, elektrik gibi zamlardan bahsetmiyorum bile. İçimiz zaten yeterince karardı.
Her şey o kadar da kötü değil tabi. Hani seçimden önce Erdoğan düşerse Kudüs düşer deniliyordu. En azından ‘Kudüs düşmedi’…