Van’dan Kandil’e yol gider
Erdoğan Somali’ye yüz milyonlarca, Libyalı yobazlara 300 milyon ve Van’daki vatandaşlara 1.687 milyon dolar gönderdi. Yani 3 milyon Türk Lirası. Türkiye’den çadırların büyük kısmı yani 4 bin kadarı Somali’ye, birkaç bini Suriyeli direnişçilere Erdoğan’ın Arap kardeşlerine gönderildiğini de unutmayın. Van ve köylerinde ise insanlar çadır kavgasında birbirini parçalıyor.
Başbakan bölgeye bakanları ile birlikte gitti. Benim gözlerimse, heyetle birlikte uçaktan fırlayacak ve felaketzedelere şarkılar söyleyip resimler çektirecek Ajda Pekkan, Sertab Erener, Sezen Aksu, Muazzez Ersoy, Nihat Doğan’ı aradı. Uçaktan dans edip şarkı söyleyerek çıkmadıkları için de herhalde Vanlılar iki kat üzgün, Somalililer kadar bizi sevmiyorlar diye. Başbakanın ailesi de Somali’ye gitmişti ama Van’a gitmek istemedi ne hikmetse. Soğuk diye herhalde.
Van’daki çadır kavga ve kapışmalarını gördükçe, gözlerimin önüne Japonya’daki tsunami ardından Japon halkının sakinliği ve saygınlığı geldi. Adamların birbirlerine saygıları, birbirlerinin haklarına verdikleri önem ellerindeki ekmeğin yarısını paylaşmaları. Sizler de hatırladınız mı o sahneleri? Ne kadar acı değil mi iki ulusu karşılaştırmak. Ve bizi nasıl bir dilenci millet haline dönüştürdükleri ne kadar açıkça ortaya çıkıyor farkında mısınız? Ben bunları hatırlayınca içim isyan ediyor.
Bu arada AKP yeşil basını, yeni katılanlarla birlikte bir yardım kampanyası yayını yaptı Van için. Teleton denilen kampanyada toplanan para 61 milyon lirada kaldı. Samanyolu ve Kanal 7 bir gece önce kampanya düzenlemiş 65 milyon lira toplamıştı. Beyaz’ın sunduğu 12 TV kanallık yardım kampanyasına muhalif kanallar katılmadı. Yeşil TV konvoyuna bindiği saklanamaz duruma gelen NTV de vardı. Bu kanal, eleştirilerin hedefi haline gelen Özel Paşa’nın savunmasıyla iktidar kanadında yerini sağlamladı. Bir de bu toplanan paralara bazı inşaat şirketlerinin vaatleri var. Yapımcılara göre o zaman toplam 97 milyon liraya çıkıyor. Yani bu da 55 milyon dolara tekabül ediyor.
Kampanyada para toplanmasına toplandı da önemli olan bu paraların nasıl harcanacağı. Biliyorsunuz, Deniz Feneri olayında da Almanya ve çok sayıda Avrupa ülkesinde hayır için para toplanmış ve sonuçta nerelere harcanmıştı. Başbakanın annesi ölünce de bekledim; çelenk parasını Kızılay’a verin demesini. Kızılay bizim milli yardım kuruluşumuz. O ise aksine ne kadar tarikat vakfı varsa onlara bağış yapılmasını istedi. Peki duydunuz mu bu tarikat vakıfları Van depremine kaç para yollamış.
Van’a gönderilen çadırlar konusu da aklımı kurcalıyor. Neredeyse Van’ın nüfusu kadar çadır yollanıyor ama ortada bu sayı yok. İnşallah aklıma gelen de gerçek olmaz. Bu çadırlar Kandil’e gönderilmiş olmasın sakın. Başbakanın tepkisi de sanki bunu ima ediyor gibi. Eğer böyle bir şey ortaya çıkarsa o zaman bugünlerde tepki gösterilen televizyoncunun haklılığı tescil edilmiş olacak. İşte bu zavallı milletin hayır severliğinin bu kadar alçakça kullanılmış olması aramızdaki kopmayı hızlandıracaktır.
Meclisteki kapalı oturumsa bir başka 3 perdelik komedya. Kapalı oturumda hükümetin başı, Başbakan yok. Başbakan, 90 yaşındaki Suudi Veliaht prensin cenazesine gitmiş. Hakkıdır. Onlar için Vahabiler daha çok önemli. Bizimkiler 300 milyon doları bavulla taşıdılar Müslüman Kardeşler örgütüne Libya’ya. Onlar da nasıl Müslümanlarsa? Yaralı Kaddafi’ye cinsel tecavüzde bulundukları söyleniyor. Artık pes mi dersiniz yoksa başka bir şey mi bilemem videolarda bu görüntüler varmış.
Ha bir de aklımdayken unutmadan yazayım. Kandil’deki yılan Karayılan kendi televizyonlarında hükümet ve devlet erkânı ile nasıl pazarlık yaptıklarını anlatmış. Haberlere göre PKK ile yapılan toplantıların bir kısmı 3 gün sürmüş. Karayılan devletin protokollerini kendilerine 10 Mayıs’ta devletin getirdiğini söylemiş. Şimdi terör örgütü ile pazarlık eden bu adamların 24 yiğidin cenazesinde saf tutuşlarını düşündüm de bir tuhaf oldum.