Van’da atılan yumurtaların anlamı!
Siyasi partilerin amacı iktidara gelmek ve mümkün olduğu kadar da uzun süre iktidarda kalmaktır. Kimse bir siyasi partiyi “niçin iktidara gelmek istiyorsunuz” diye suçlayamaz. Ancak iktidara gelen siyasi parti de demokratik şartların gerekli kıldığı durumlarda iktidardan kansız/kavgasız ayrılmasını bilmelidir. Türkiye’de iktidara gelmek ve mümkün olduğu kadar da orada kalmak iradesi bütün siyasi partilerde var. Ancak iktidardan gitmek söz konusu olduğunda durum değişiyor.
AKP iktidarla Katolik nikâhı kıymış!
Bugün sekiz yıldır iktidarda bulunan AKP’yi iktidardan gitmek ihtimali adeta çıldırtıyor. AKP’liler kaderlerini iktidarla özdeşleştirmiş durumdalar. AKP’liler için iktidarı kaybetmek her şeyi kaybetmek, yok olmak anlamına gelmektedir. Bunun nedeni AKP’nin konjonktürel gelişmelere dayanması ve köksüz bir parti olmasıdır. Bilindiği gibi ANAP 12 Eylül askeri darbesinin ürettiği demokrasi krizinin, AKP ise 2002 ekonomik krizinin ürettiği partilerdir. Her iki parti de ülkeyi değil gündemi yönetmek üzere iş başına gelmişlerdir. Gündemi yönetmek üzere iktidar talep eden partilerin geleceği olmaz. AKP her anlamda endeksli ve konjonktürle ilgili bir parti olmasına karşın iktidarla adeta Katolik nikahı kıymış gibi davranıyor. İktidardan gitmek gibi bir niyetinin olmadığı anlaşılıyor. Son gelişmeler AKP’nin ‘benden sonra tufan’ tavrıyla hareket ettiğini göstermektedir. Van’da meydana gelen olayların anlamı daha derindir.
AKP’nin Van’daki marifeti!
Bilindiği gibi AKP’liler muhalefeti öteden beri “Sivas’ın ötesine geçmiyorsunuz” diye suçluyordu. Sonra birden Bahçeli Şanlıurfa’ya, Baykal ise Siirt’e gitti. Her iki partiye de bölge halkının gösterdiği teveccüh AKP’yi telaşlandırmıştır. Nitekim daha sonra Baykal, Van’da partisinin toplantısına giderken sistemli ve organize bir saldırıya uğramıştır. CHP’ye yönelik yumurtalı saldırının arkasından ise AKP çıkmıştır. Saldırıyı gerçekleştirenler içinde AKP İl Başkan Yardımcısı ile AKP Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı olduğu kamuoyuna duyurulmuştur.
İktidar için her araç meşrudur!
Eğer CHP konvoyuna organize bir biçimde bir saldırı söz konusuysa bu AKP’li yetkililerin iktidarda kalmak için her aracı meşru olarak gördükleri anlamına gelir. İktidar bu tavrıyla muhalefetin bölgede güçlenmemesi için akla gelen her şeyi yapacağı mesajını da vermiş olmaktadır. Bu durum demokrasi bir yana ülkenin birliği, bütünlüğü ve huzuru aleyhine ateşle oynamak anlamına gelir.
İktidarı kaybetme ihtimali, AKP’li yetkilileri çıldırtmış gibidir. Haksız da değiller. Son zamanlardaki bütün mal varlıkları, itibarları ve güçlerinin yegane kaynağı iktidardır. İktidar kaybı bu heyet için -bir anlamda- her şeyin birden kaybı anlamına gelmektedir. Bu nedenle onlar muhalefet gibi, devlet kurumlarını da gerilim, baskı, dinleme, izleme ile sindirme operasyonlarına tabi tumaktadır. Anayasa değişikliği tartışmaları, HSYK ve Yargıyı tartışmaya çekmek, TSK’nın kurumsal yapısına yönelik operasyonlar, Silivri yargılamaları gerçekte iktidarın geleceğini garanti altına alma gayretleridir.
AKP, yargıyı siyasete çekerek yıpratmak, muhalefeti de Van’da olduğu gibi yasa dışılığa iterek gözden düşürmek istemektedir. Son yaşanan olaylar, ülkenin -iktidara rağmen- ne kadar sağgörüye, aklı selime ve mantığa ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Muhalefet kendisine karşı kurulan tuzağı fark etmeli ve oyuna gelmemelidir.