“Usulüne” uyduramadı gitti şu TRT’yi
Ne yalan söyleyeyim İbrahim Şahin başardı; TRT’yi (en azından bazı kanallarını) izlenebilir hatta izlenir noktaya taşıdı. Reyting çukurundan kurtardı; hayli yukarılara bile çıkardı.
Gözlerinizi ovuşturmayın Sayın Şahin, rüya görmüyorsunuz, ambargo uyguladığınız bu gazetede, adımı duymaya tahammül edemediğiniz ben yazıyorum bunları! Herhalde boşu boşuna “yiğidi öldür hakkını ver” dememiş atalarımız; göz var nizam var, bir Leyla ile Mecnun’un, bir Seksenler’in, bir Avrupa Avrupa’nın “fenomen” haline geldiğini, özellikle de sinema kuşağı için seçilen filmlerin kalitesini nasıl yok sayarız?
Sayamayız.
Ama...
Nasıl ki gerçeği perdelememeyi, çarpıtmamayı gerektiren gazetecilik anlayışımız, o atıl, sıkıcı, renksiz, tatsız tuzsuz ekrana getirdiğiniz canlılığı “gör-göster” diyorsa, aynı gazetecilik anlayışımız, “kamera arkası”yla ilgili “usulsüzlük” iddialarını da “gör” ve “göster” diyor.
CHP Kırklareli Milletvekili Av. Turgut Dibek’in gündeme getirdiği “usulsüzlükleri ortaya çıkaran TRT Başmüfettişi görevden alındı” iddiası mesela; yukarıdaki “başarı” tablosunun neresine koyacağız bu iddiayı?
TRT’yi “tercih edilir” hale getirmiş olmak, TRT’yi yönetenlere “haksız-hukuksuz idare” özgürlüğü sağlar mı?
Halkın gözünü boyayarak geldiği/koruduğu iktidarı “zulüm aracı” olarak kullanan siyasetçi kafası yoksa AKP bürokrasisine de mi bulaştı?
***
İddiaya göre TRT Başmüfettişi Şeniz Erol Çöl, teftişi sırasında bazı usulsüzlükler tespit etti ve soruşturulmasını istedi. Ancak Çöl’ün raporundan rahatsız olan ve bu konuda kendisiyle tartışan Teftiş Kurulu Başkanı Fethi Fırıncı ile başmüfettişlerden İsmail Kılıç, Çöl’ü şikayet etti. Şikayet gerekçesi “hakaret” ti. TRT’nin ilk kadın müfettişi olan ve 24 yıldır hakkında bir tek şikayet bulunmayan Çöl “Amire saygısızlık ve iş arkadaşına sözlü sataşma” gerekçesi ile disiplin cezasına çarptırıldı. Bununla da kalmadı, Çöl hakkında bir de hazırladığı tutanak ve rapordan dolayı soruşturma açıldı! Bu soruşturma, kıdemli başmüfettişler yerine teamüle aykırı şekilde 7 ay önce müfettiş olan Zafer Ünsal ve Fatma Dolmacı’ya verildi. Çöl, Ünsal ve Dolmacı’nın hazırladığı raporla, “Haksız ve belgesiz suç isnadında bulunduğu” gerekçesi ile başmüfettişlikten alındı ve Ankara Radyosu’nun Araştırmacı kadrosuna atandı.
***
Yenilir yutulur olmayan bu iddialar üzerine CHP Kırklareli Milletvekili Dibek, TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesi ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a soruyor şimdi:
“1- Şeniz Erol Çöl’ün hazırlamış olduğu raporda hangi usulsüzlükler tespit edilmiştir? Raporun içeriği nedir? Çöl’ün raporunda talep ettiği soruşturmalar açılmış mıdır?
2- Çöl’ün raporunda yer alan konular taşeron şirket personelinin TRT’nin asli işlerinde çalıştırılması, temizlik ihalesi ile alınan işçilerin yayın ve idari işlerde çalıştırılması ve dış yapımların fazlalığı ile bunlara yapılan ödemeler midir? Çöl’ün raporunda değinilen usulsüzlükler Sayıştay’ın 2011 raporuna yansımış mıdır?
3- Çöl’ün unvanının alınma sebebi tam olarak nedir? Hazırlanan raporda neler yazmaktadır? 24 yıldır hiç disiplin cezası almamış Çöl’ün başmüfettişlik unvanının 2 yeni müfettişin raporu ile alınması doğru mudur?
4- Çöl’ün hazırladığı rapor sonrasında bunların başına gelmesi, usulsüzlüklerin korunması ve bir mobbing uygulaması değil midir?”
Bakalım cevabı gelecek mi?
Ne dersiniz Sayın Şahin;
Arınç’tan önce, toplumun TRT ekranına karşı yeniden filizlenme evresindeki sempatisini gölgeleyen bu iddialara siz cevap vermek istersiniz belki?
Koru neden “sürecin” tercüme memurlarına taktı
Nazlı Ilıcak, Egemen Bağış’la o ülke senin bu ülke benim gezedursun, CNNTÜRK, Fehmi Koru ile dolduruyor boşluğunu. (Muadil sayılan isim bile açıklıyor hanımefendinin ekrandaki misyonunu!)
Koru birkaç gün önceki programda, Ilıcak’ın koltuğundan “Öcalan’la pazarlık” sürecini değerlendirirken laf arasında kaynayan bir şey söyledi:
“Başbakan ve yakınlarının ağzındanmış gibi, biliyormuş gibi “Dört basamaklı merdiven stratejisi” filan diye yazıyorlar. Yok böyle bir şey. Uydurma. Bildiğim için söylüyorum; Başbakan’ın da kafasında yok böyle bir şey...”
Kelimesi kelimesine olmasa da üç aşağı beş yukarı bunlardı Koru’nun ifadeleri.
“Dört basamaklı merdiven stratejisi” diye yazan kim peki?
1. Yeni Şafak (yani Koru’nun yıllarca emek verip yollarını ayırmak zorunda kaldığı gazete) Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi
2. Radikal Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can (yani Koru’nun ‘kızılelması’ olduğu söylenen Doğan Grubu gazetelerindeki “İslami kanat” temsilcisi.)
Koru’nun alenen bu iki “yandaş” ismi hedef alması da ne ola şimdi:
a) Çekememezlik, rol çalma yarışı
b) ’Acar yandaş sızdırıcı’ hevesiyle bütün tezgahı deşifre edip, bir çuval inciri berbat etmesi üzerine “durumu toparlamakla” görevlendirilmesi
c) Gül’ün dolaylı yoldan “bu işler öyle sizin dediğiniz gibi olmaz” mesajı vermek istemesi
d) Hiçbiri
e) Hepsi