Umut baharı ve umutsuzluk kışı
İngiliz yazar Charles John H. Dickens''ın 1859''da yazdığı İki Şehrin Hikâyesi, Fransız devrimi ve öncesinde iki şehirde (Paris ve Londra) geçen bir romandır. "Her iki ülkede de halkın açlığı pahasına karnı doyan soyluların her şeyin ilelebet böyle güllük gülistanlık devam edeceğine dair bir inancı vardır."
Aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi,
Hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı,
Hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu!
Evet, halk olarak, üretici ve tüketici olarak bizim çoğumuz umutsuzluk kışını yaşıyoruz...
Açıklanan Mayıs ayı verilerine göre, Türkiye''de çalışmayan atıl iş gücü oranı yüzde 27,2''dir. 15 artı yaş nüfus 63 milyon 772 bindir. Demek ki bu nüfusun 17,4 milyonu çalışma imkanı ve fırsatı bulsa çalışacak. Bunlar arasında çalışmak istemeyen kaç mirasyedi olabilir ki? Bu hesapla Türkiye''de 17.4 milyon insan ve bunların çocukları ile birlikte 35 milyon nüfus umutsuzluk kışını yaşıyor.
2007''de fert başına gelir 9656 dolar idi. 2020 yılında 8559 dolara geriledi. Partizanlar zenginleşti, halk yoksullaştı. 2020 yılında TÜİK ''''Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin; Medyan gelirin yüzde 70''i dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göreceli yoksulluk oranı yüzde 29''dur.'''' diyor. Yani 24,4 milyon kişi yoksuldur. Bu yoksullar umutsuzluk kışını yaşıyor.
AKP''nin yanlış kur politikasından dolayı ortaya çıkan kur şokları, döviz borcu olan özel sektörü zora soktu. Yandaş olmayan çoğu özel sektör umutsuzluk kışını yaşıyor.
Görevi gerçekleri yazmak olan gazeteciler, siyasi tutuklular, baskı altında olan hâkim ve savcılar ve nihayet parti devleti baskısı ve vesayeti altında olan herkes umutsuzluk kışını yaşıyor.
Freedom House/Dünya Özgürlükler Evi, Türkiye 2017 yılı ve sonrasında insan hakları ve demokratik özgürlükler endeksinde ''''özgür olmayan ülkeler statüsüne'''' geçtiğini duyurdu. Bu demektir ki Türkiye''de demokrasi talebi olan hepimiz, umutsuzluk kışı yaşıyoruz.
Ama mutlu bir azınlık eski soylular gibi umut baharını yaşıyor.
AKP il, ilçe, gençlik kollarında görevli olup, çakarlı araba kullananlar, devlette iş bitirenler, birilerine yakın olanlar, eş-dost ve akrabalar, Meclis''i boşa çıkarmak ve işlevsiz yapmak için oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları ve eski siyasileri tutmak için oluşturulan Yüksek İstişare Kurulları, umut baharını yaşıyor.
Siyasi iktidar ve destekçisi partide, siyaset yapanlardan bazıları, kamuda üst düzey görevde olup da, dört-beş işi olanlar da umut baharını yaşıyor.
Bu alanda medyada çok sayıda örnek yer aldı. En son 12 Temmuz''da bir milletvekili, Tarım Bakanı''nın 4 yardımcısının At Yarışları Yüksek Komiserler Kurulu gibi uzmanlık alanları dışında bir kuruluşta görevli olduklarını ve maaş aldıklarını açıkladı.
Devlet yerine, kamu-özel iş birliği yoluyla altyapı yapanlar... Bunların zarar derdi yok. Talep garantili ve devlet kefilli iş yapıyorlar, geçenden bir, geçmeyenlerden iki alıyorlar. Umut baharında yaşıyorlar. Bayramda Ecevit ve Demirel''in yaptırdığı köprülerden bayram geçişi parasız, bunların yaptığı köprü ve yollar yine paralı.
Umutsuzluk kışı da, umut baharı da sona geldi. Zira biliyoruz ki doğal olarak mevsimler hep değişir... Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.