Türkiye’ye saldırmaya devam ediyorlar
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 1 Temmuz’da AB Dönem Başkanlığı görevini almaya sayılı günler kala, Anavatan Türkiye’nin önümüzdeki 6 ay AB ile ilişkilerini askıya alacağını açıklaması ve son olarak da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Güney Kıbrıs’ın başkanlığındaki AB toplantılarına katılım olmaması” yönündeki genelge yayınlamasına tepkiler yağmaktadır.
Anavatan Türkiye’ye karşı şer ittifakı işbaşındadır. Gerek AB ve gerekse de ABD’den Anavatan Türkiye’nin haklı tepkilerine, karşı-propaganda mekanizması devreye
girmiştir.
Rum tarafında yayınlanan Cyprus Mail gazetesi, “Türkiye, Genelge Nedeniyle Azarlandı” başlıklı haber yayınladı. Haberde, Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin sözcüsü Peter Stano’nun, Kıbrıs Rum Kesimi’nin uluslararası toplum tarafından tanınan, AB üyesi bir ülke olduğunun ve başkanlığa herkes tarafından saygı gösterilmesi gereğinin altını çizdiği belirtildi. Stano’nun ayrıca, AB Konseyi’nin, geçen Aralık ayında, bazı üye devletlerin Türkiye’nin “tehditleri” nden kaygılandıkları sonucuna ulaştıklarını söylediğine dikkat çekildi.
Diğer taraftan ABD Temsilciler Meclisi’nin Dışişleri Komisyonu Başkanı Cumhuriyetçi Ileana Ros-Lehtinen’den Anavatan Türkiye’ye ağır eleştiriler yağdı. “Uzun Kıbrıs işgali, ilhak demektir” iddiasında bulunan Ros-Lehtinen, Türk hükümetinin, Kıbrıslı Türklerin Rumlarla “özgürce müzakere etmelerini engellediğini, kendi kriterlerini empoze ederek anlaşmayı adeta imkânsızlaştırdığını” öne sürdü. Ros-Lehtinen, Washington Times gazetesinde “Türkiye’nin, Kıbrıs’ı Rahat Bırakması Zamanı Geldi” başlığıyla makale yazdı.
Türkiye’nin, “Kıbrıs’ı işgal ettiği 1974 yılından bu yana, adanın güvenliğinin koruyucusu ve garantörü olarak hareket ettiğini öne sürdüğünü” yazan Ros-Lehtinen, “Ancak Kıbrıs ile ilgili hareketleri yakın incelendiğinde çok farklı motivasyonlar gözlendi” dedi. Makalede yüz binlerce Rum’un 40 yıla yakın bir süre evlerine dönemediği, “ağır silahlı 40 binden fazla Türk askerinin ülkenin kuzeyini işgal ettiği”, “her iki Kıbrıslı Türk’e bir asker düştüğü” , Rum mülkleri ve Rum kültürel varlığının “perişan” durumda olduğu saçmalığını öne sürdü. Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Üyesi, Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’a göç edenlerin Kıbrıslı Türklerin sayısını çok aştığını da savunduğu makalesinde Kıbrıslı Türklerin bundan “rahatsız” olduklarını belirtti. Cumhuriyetçi üye “Geçen yılki Kıbrıs ziyareti sırasında Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Size insan göndermemizi istemiyorsanız, daha çok çocuk doğurmalısınız’ diyerek Kıbrıslı Türklerle alay etti” iddiasına da yer verdi.
Yine geçtiğimiz günlerde Amerikan Kongresi üyelerinden Eliot Engel ve Gus Bilirakis “H.Res 676” sayılı karar tasarısını onaylanmak üzere Temsilciler Meclisi’ne sundular. Söz konusu karar tasarısında “Türkiye tarafından Kıbrıs’ın işgal altındaki topraklarının yasa dışı olarak kolonileştirildiğinden” bahsedilmekte, Rum Yönetimi’nin, Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisinde bulunan enerji yataklarından faydalanılmasını amaçlayan faaliyetlerine de destek verilmektedir. Karar tasarısıyla birlikte, Türk yetkililer tarafından yapıldığı iddia edilen sözde “tehditkar açıklamalara” da karşı çıkılmakta ve Anavatan Türkiye’ye, “Kıbrıs’ın Kuzey bölümünü yasa dışı işgal etmeyi ve kolonileştirmeyi” sonlandırması yönünde çağrıda bulunulmaktadır..
Bu düşmanca saldırılar Kıbrıs’ta özlenen anlaşma ortamının sağlanmasına engeldir. Müzakerelerin niye bir anlaşma ile sonuçlanamadığı ortadadır.Haçlı zihniyeti değişmedikçe,Türk düşmanlığı sona ermedikçe, Anavatan Türkiye’nin ve biz Kıbrıs Türklerinin haklılığı kabullenilmedikçe adada çözüm mözüm olmayacaktır.