Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Türkiye’nin Irak’la Yaptığı Güvenlik ve İşbirliği Anlaşmalar

İnsanlar gibi ülkelerin de elleri vardır. Bu ellerle ülkeler ya birbirlerinin ellerini ya da boğazlarını sıkarlar. Birbirlerinin yakasında ya da boğazında olan ellerin hiçbiri özgür değildir. Bu nedenle elbirliği, işbirliği ve güç birliği her zaman iyidir.
Uygarlıklar genelde iki kısma ayrılırlar: Birincisi dışa doğru yayılan, genişleyen bilimsel düşüncelerle, stratejik planlarla, kültürel yayılmalarla yükselen uygarlıklar. İkincisi de içeriye doğru yayılan, çöken, ekonomik, sosyal ve ahlaki krizlerle dolu olan, ilerlemeyi ve kalkınmayı engelleyen uygarlıklar. Birincilerde ümit, iyimserlik ve gelecek duygusu hâkimken, ikincilerde tarihin, geleneklerin, etnik, mezhep ve bölgesel aykırılıkların yarattığı çöküntü hâkimdir.
Sonuçta dünyaya nasıl bakarsanız, öyle görürsünüz! Türkiye ve Irak iki dost, akraba ve kardeş ülkenin ilişkilerini bu bağlamda düşünmek ve değerlendirmek gerekir. İki ülke de birbirlerinin tarihi, ekonomik, sosyal ve kültürel tamamlayıcısıdır. Birbirlerini rahatsız eden faktörlere karşı işbirliği ve elbirliği yapmalarından daha doğal bir durum düşünülemez.
Bu gerçeklere rağmen uzun zamandır Türkiye Cumhuriyeti, komşusu olan Irak’ta üslenmiş teröristlerin saldırısına muhatap olmaktadır. Irak’a ait Kandil bölgesi fiilen Türkiye’ye terör ihraç eden bir coğrafya kimliğine bürünmüştür.
Irak’ın kuzeyinden sızarak, sınırdan geçip insanlarımızı öldüren teröristleri Irak tarafı engelleyememektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları, yurttaşlarının can ve mal güvenliği Kandil’de üslenmiş bu teröristler tarafından tehdit edilmektedir. Daha da ötesi Kandil’deki silahlı terörist unsurlar, Türkiye Cumhuriyetinin varlığına ve bütünlüğüne meydan okumaktadır. Irak’ın kuzeyinin ve özellikle de Kandil bölgesinin terörist gruplar için fiilen güvenlikli bölge haline gelmiş olması kabul edilemez.
Egemen hiçbir ülke, toprakları üzerinde terör örgütlerinin dilediği gibi tasarrufta bulunmasına izin veremez. Komşularını tehdit eden terörist grupların topraklarında barınmasına izin veren ülke “iyi komşuluk” ve “dostluk” ilkesine uymuş olmaz.
Ülkemizi düşünmek bize acı veriyor, terörü işitmek de bizi geri çekiyorsa, gelecek elimizden kayıp gidiyor demektir. Bu yüzden kötülükle zıtlaşmak, iyilikle de uzlaşmak gibi bir tutum benimsemek doğru olur.
Ancak böyle yaparak zulmün olduğu yere adalet, yalanın olduğu yere hakikat, haydutluğun olduğu yere yasa götürmek mümkün olur.
Irak’la imzalanan anlaşmanın, hizmet etmesini arzu ettiğimiz anlam bu olmalıdır.
Irak Cumhuriyetinin, ABD işgali ve ardından başlayan iç savaş sırasında, ülkesinden Türkiye’ye yönelik terörist saldırıları engelleme konusunda başarısız olduğu mazeretine sığınması anlaşılabilirdi. Ancak Irak Cumhuriyeti, son zamanlarda büyük ölçüde istikrara ulaşmıştır. Bu sebeple Irak Cumhuriyeti’nin ve Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin, bölgelerinden Türkiye’ye yönelik terörist saldırılar konusunda sığınacağı bahane de artık kalmamıştır.
Irak’la Türkiye teröre karşı güvenlik ve işbirliği anlaşmaları, buna benzer anlaşmalar daha önce de yapmıştı. Ancak bu anlaşmalar Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelik terörist saldırıları engellemeye yetmedi. Muhtemelen bu anlaşmalar da yetmeyecek. Ancak bu anlaşmaların olumlu yönde atılmış bir adım olacağını da ifade etmek gerekir.
Terör uluslararası bir sorundur. Terör söz konusu olduğunda sınır, inanç, bayrak, ilke ve hukuk anlamını kaybetmektedir. Bu bağlamda bir insanlık suçu ve aynı zamanda uluslararası bir bela olan teröristlerin kendilerini güvende hissedecekleri Kandil gibi bir coğrafya kalmaması gerekir.
Günümüz dünyasında her ne kadar ülkeler daha çok “anlaşamamakta anlaşmakta” iseler de iki konuda anlaşmak zorunda kalacaktır. Bunlardan birisi terör, diğeri de istikrar. Aslında her ikisi de birbirine bağlı olgulardır.
Bu nedenle giderek uluslararası toplum, teröristler için güvenlik sağlayanları teröristlerle aynı kategori içinde değerlendirecektir. İnsanların olduğu her yere güvenliği ve insan hayatına saygıyı götürmek her siyasi otoritenin görevi olacaktır.
Nerede olursa olsun insanları katletme makinesine dönüşmüş olan teröristlerin barınma, iaşe, eğitim, ikamet ve finans kaynakları yok edilecektir ve yok edilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları