Türkiye’de şike her yerde
Geçenlerde kayınbiraderle konuşuyoruz. Bana “Boşuna çaba harcıyor, çırpınıyorsunuz, kime yazıyor onlara ne anlatıyorsunuz anlamı yok, anlamıyor musunuz” diyordu.
Ben de bu sözleri Haber Türk televizyonunda Pakize Suda’nın kent kent dolaşıp, ilkokul bilgileri ile cevaplandırılacak basit soruları, seçmen vatandaşlara sorarken düşünüyorum. Türkiye’nin en uzun nehri diyor, cevap; Nil.
Arap Baharı diyor, cevap; herhalde Arap çiçeği, sıcaktan oluşan esinti.
Bir yılda kaç hafta var diyor, cevap; bir ayda dört hafta olduğuna göre 12 ayda 48
Mevsimler nasıl oluşuyor diyor, cevap; biri doğanın kanunu, öteki ben burada yaşamıyorum Almanya’dayım.
Türkiye hangi yarımkürede diyor, cevap; doğu veya batı
Şimdi bu yanıtlar sonrası neden AKP seçildi, anlamak zor değil.
Bir zamanlar, Amerikalıların ne kadar cahil oldukları konusunda kendi aramızda dalga geçerdik. Şimdi görüyorum ki biz Amerikalılardan da çok çok cahiliz, çok daha gerilere düşmüşüz.
Öte yandan bir şike hikayesi tutturduk gidiyor. Meclis işi gücü bıraktı şike yasası çıkarıyor, Çankaya derhal veto edince yeniden hızla çıkarılıyor yeni yasa. Aslında Türkiye’nin hangi kurumunda yok ki şike. Şike bir ahlak anlayışının tamamen yok sayılması değil mi? Şike haksız kazanç. Şike ahlaksızlık. Peki bakın bakalım memleketin hangi kurumunda yok şike? Neden onlar için yasa çıkarılmıyor veya olan yasalar kullanılmıyor. Çünkü adalet sistemimiz de şike içinde. Orada şikeyi siyaset yapıyor.
Ama bu arada ülke almış başını gidiyor. Türkiye’de yayımlanan istatistiklere de inanmıyorum. Zira orada da şike var. Ama bakın uluslararası rakamlara. Rüşvette başarı ile bir numaraya oynuyoruz. Basın özgürlüğünde en başı yakaladık Çin’i bile geçtik, kolay kolay da vermeyeceğiz inşallah! Kadın haklarını ezmede yukarı çıkmak için şimdilik geri kalmış ülkelerle yarıştayız. Önemli değil, biz Başbakan’ın söylediklerine inanırız. O yok diyorsa yoktur.
Gelelim Amerikan siyasetine. Eski Cumhuriyet Partili Meclis Başkanı Newt Gingrich, Cumhuriyetçi Parti’de aday adayları arasında şu anda başta gidiyor. Adam bizimkileri çıldırtacak açıklamalar yaptı, Gazze ve Filistinliler konusunda, “Oraları hiç bağımsız devlet olmadı” diyerek. Belli ki İsrail’le flört ediyor. Bu adam bir tarih hocası ve daha önce de yazdığım gibi bir Atatürk hayranı. Eğer başkan olursa AKP için pek de hayırlı olmayacak demektir.
Konu siyaset olunca bu hafta ABD başkentinde bir CHP heyeti var. Heyetteki milletvekillerinden Faruk Loğoğlu, Washington’da bir süre Türkiye’yi Büyükelçi olarak başarı ile temsil etmiş bir kişi: Gazetecilere temasları konusunda bilgi verirken, AKP’yi veya Türkiye’yi şikayet veya eleştiri için ABD başkentinde olmadıklarını, yalnızca kendilerini anlatacaklarını söyledi.
Özellikle AKP’nin Suriye ve İran konusundaki politikalarını onaylamadıklarını anlatan Loğoğlu, Rusya ile yaşananlara da dikkat çekti. Füze savunma sistemi ile radar sistemi arasındaki farklar konusunda da görüş belirtti. CHP heyeti ABD Kongresi’nde ve Obama yönetimi yetkilileri ile görüşmeler ve bir dizi düşünce üreten kurumda da konuşmalar yapacaklar .
Heyet ayrıca ekonomik kriz konusunda ve Türkiye’nin gerçek ekonomik durumu beklentileri içinde, partilerinin görüşlerini paylaşacak. AKP’nin önlem almaması durumunda beklenen sıkıntılar için planlarını anlatacak. Bu konudaki gelişmeleri önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım. Bu arada herhalde Başbakan’ın ameliyatının ne kadar ciddi olduğunun farkına varmışsınızdır. Ne yapalım sağlık herkese lazım, çok emin değilim ama inşallah bu ameliyat, sorunu kökünden çözmüştür.