Türkiye'de, kara bulutlar aralanıyor
Bugün yazıma güncel bir konuyla başlayacağım. CIA Başkanının ardından ABD Ortak Kurmay Heyeti Başkanı da Türkiye’ye geliyor. Bir ay içinde iki asker kökenli Amerikalı yetkilinin ülkeye gelmesi pek hayra alamet değil. Onlar geldikçe, bir yerlerde bir şeyler patlıyor. Suriye nedeniyle fırça veya yeni bir melanet için geliyorlar.
Benim şahsi kanım, ABD ve batının gerçek hedefi olan İran’a karşı savaş hazırlıkları için bazı ve acil yeni ipuçları getiriliyor. Özellikle İran konumuz değil gibi, İsrail ve Amerikan açıklamaları da benim kanımı donduruyor. Zira bugün Suriye ve öteki Müslüman ülkelerde oynanan bahar oyunlarının demokrasi ile ilişkisinin olmadığı konusunda artık gizlenecek yan kalmadı.
Amaç Müslümanlar arası mezhepleri kapıştırıp İslam dinini zayıflatmak ve aradan sıyrılan, bu yüzyılda oldukça zayıflamaya başlamış olan Hıristiyanlığın daimi ve mutlak hâkimiyetini en az bir yüz yıl daha sağlamak. İşin acı tarafı ise bu amaç ve mukaddes hedefe ulaşmada Hıristiyanlara, kendilerini Müslüman ve dindar diye satan kişi veya gurupların yardım edip kendi din kardeşlerini satmaları. Ne yazık ki bizde de öyle oldu. Örnek, dönüp bir bakın bakalım ne göreceksiniz.
Bu silah ara sıra ters de tepebilir. İrticanın kimi nerden nasıl vuracağını kestirmek mümkün değil. Cahil adamın nasıl tepki vereceği bilinmez, aynı vahşi hayvanla şaka olmayacağı gibi. Nitekim Libya’da bu vahşet kendilerini iktidara taşıyan, Amerika’yı da vurmaktan kaçınmadı. Amerikan Büyükelçisi ve iki elçilik çalışanını öldürdüler. Irak’ta, Afganistan’da da öyle olmamış mıydı? El Kaide, onların ürünü, Müslüman Kardeşler, İngiliz tezgâhı değil mi?
İşte bu yüzden önümüzdeki günlerde bekleyin yeni yeni ne tezgâhlar dönüp daha ne kadar gencecik fidan kaybedeceğiz. Hani şu Suriye’nin düşürdüğü uçak meselesi ne oldu? Peki, Afyonkarahisar patlamasına ne dersiniz?
Türkiye üzerindeki sisli havayı biraz dağıtıp, görüşümüzü engelleyen bulutları araladığınızda felaketler ortaya net olarak çıkıyor. Örneğin uzun süredir yazıp anlatmaya çalıştığımız ekonomik felaketi artık hükümet yetkilileri de yavaş yavaş kötü durum hakkında ipucu veriyor. Mehmet Şimşek bütçenin denkleşmediğini, bu yüzden bir dizi yeni vergi ve zammın yolda olduğunu söyledi. E, ne yapsınlar, nasıl olsa bir şekilde para isteyecekler. Suriyeli çapulculara, Libyalı baldırı çıplaklara para lazım değil mi?
Ekonomide yalpalama, aslında sizler tarafından görülmese de, yurt dışından çok açık ve net. Mesela Financial Times ile Guardian gazeteleri Türk ekonomisinin iniş ve çöküş işaretlerini açıkça yazdılar. Ekonomide sıkıntı aslında ortada, başkalarının söylemesine gerek yok. Pazarda, kasapta veya evinize alacağınız beyaz eşyada, gıda malzemesinde net. Et ne kadar pahalı, pazar ne kadar pahalı, arabanız varsa benzin ne kadar pahalı.
Ama siz inançlı ve sultanımıza biat etmiş bir toplum olduğunuz için bu konularda gıkınız çıkmaz ve ’Türkiye seninle gurur duyuyor’ diye bağırırsınız. Aslında irtica, her türlü saldırıya rağmen Cumhuriyeti ayakta tutmayı başaran Türk ordusunu da dağıttığı için bunlara da şaşmamak lazım. Arınç ne dedi, Afyon patlamasının bir sabotaj olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu’nun kaynağını açıklamasını istedi.
Aslında onun gibi bir politikacı bu kadar yıllık gazeteciliğimde görmedim. O değil miydi aşçı ve garsonların kendisine suikast yapacaklarından şikâyet ederek Türkiye’nin en gizli odalarına kozmik odalarına hâkim ve savcı sokturup gizli belgeleri okutturan? Türk Silahlı Kuvvetlerinin artık sayesinde gizli bir yanı veya sırrı kalmamıştır. Türkiye onunla gurur duyuyor!
Türkiye’de onlar dışında herkesin şikâyet hakkı vardı ama onların olamaz. Ülkenin tüm değerlerinin, Cumhuriyeti cumhuriyet yapan kuralların temeline ben dinamit koymadım. Ha bu arada, kalkıp da 12 Eylül darbesi ile dalga geçilmiyor mu? Ne diyeyim, şu anda durum 12 Eylül darbecilerinin yarattığından daha kötü değil mi?