Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Tolga ŞAHİN
Dr. Tolga ŞAHİN

Türkiye’de hepimiz kimsesiziz!

Afet gibi tüm insanlığı birbirine kenetlemesi gereken bir günde “Zaman siyaset yapma zamanı değil” diyorlar.

Böyle demesine diyorlar ancak AKP’li ve CHP’li belediye ayrımı yapıyorlar böylesi bir günde!

Bunu diyenlerden AKP Sözcüsü Çelik, “Cumhur İttifakı olarak, AKP ve MHP sahadayız” demeyi de ihmal etmiyor.

“Zaman siyaset yapma zamanı değil” diyenlerden AKP’li Canikli, yakınları enkaz altında olan ve hıçkıra hıçkara ağlayarak sesini duyurmaya çalışan vatandaşın yüzüne bile bakmıyor, telefonuyla oynuyor onun yerine!

Vatandaşına “takla atta sevindiğini göreyim” diyen zihniyetin ürünü işte!

AKP yalakası profesörün biri, depremin siyaseti gündem dışı bırakmasına sevinen paylaşımlar yaptı.

Ülkenin ekonomi bakanı “Binalarda sorun yok. Depremde değil kaçarken ölenler var” dedi.

“Gün birlik ve beraberlik günü” diyenlerden Kızılay Başkanı televizyona çıkıyor bölgeden gelen haberlerin aksine “Ulaşılamayan bir nokta yok” diyor utanmadan ve sıkılmadan!

Programdakiler bu sözlere itiraz edince hemen tornistan yapmayı da ihmal etmiyor.

Vatandaşının en zor zamanında yanında olması gereken devletin temsilcisi Adıyaman Valisi Çuhadar, vatandaşın “Adıyaman sahipsiz” diye isyan edişine “SIRITARAK” karşılık veriyor.

Halkın sesi olmaktan çoktan vazgeçmiş Habertürk ise, bir depremzedenin “Erdoğan AFAD yetişti diyor. Nerede yetişti?” sözlerini kısıyor canlı yayın esnasında!

Vatandaşın sesini kısan Habertürk, kendisine Afet Yönetim Uzmanı diyen bir Doçent’in “İlk 72 saat vatandaş kimseden yardım beklememeli, devlete yük olmamalı” deyişinde ise sesi sonuna kadar açıyor ne hikmetse!

Tüm vatandaşların vergileriyle maaşların ödendiği TRT, AFAD ekiplerinin enkazın yanına gelip çalışmaya başlamasını bekliyor canlı yayına geçmek için.

“Dezenformasyonla mücadele birimi kurduk. Kirli bilgiyle mücadele edeceğiz” diyenler nerede?

Dezenformansyonun alası değil mi bu?

Olur mu hiç? Sadece muhalif medyada çıkan haberleri yalanlamak için kullanıyorlar bu aygıtı!

Malatya’da çöken bir rezidansın 3 yıllık olduğu öne sürüldü. Teyit siteleri binanın 2001’de inşa edildiğini açıkladı. İyi de kardeşim 99 depreminden sonra yapılan bu binanın da deprem yönetmeliğine göre yapılması gerekmiyor mu?

Allah’ım neyi neyle örteceklerini şaşırdılar!

Atatürk ne demişti?

“Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir”

Bugün gördük ki Atatürk’ten giderek uzaklaştırılmaya çalışılan Türkiye Cumhuriyeti’nde “devlet kimsesizlerin kimsesi” değilmiş!

Türkiye tarihinin en büyük afetlerinden biriyle sarsıldı 10 ilimiz.

Yollar çöktü, havalimanları kullanılamaz hale geldi, acil yardım konusunda nasıl da hazırlıksız olduğumuz bir kez daha gözler önüne serildi!

Bu afetle beraber öğrendik ki Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı başta olmak üzere deprem bilimciler, yıllardır yetkililere seslerini duyurmaya çalışmış. Ancak nafile sonuç ortada!

Deprem vergileri nerede diye soranların kulaklarında, Mehmet Şimşek’in 13 yıl önceki “Duble yollara gidiyor” sözleri yankılandı.

Enkaz altında binlerce kurtarılmayı bekleyen vatandaş varken camilerden selalar okunmaya başlandı. Kendinizi o vatandaşlardan birinin yerine koysanıza Allah aşkına!

Yaşama tutunmaya çalışıyorsunuz ama camilerden selalar okunuyor. Ümitsizliğin tam kucağına düşmez misiniz?

99 depreminden sonra elinde ekmeklerle gözyaşlarını silen bir amcanın fotoğrafı tarihe geçmişti.

Bu depremde de hayatını kaybeden enkaz altındaki kızının elini tutan babanın fotoğrafı tarihe geçti!

20 yılda bir aynı acıları yaşamak zorunda mıyız biz?

Bunun sorumlusu kim dediğimizde neden biz bozguncu oluyoruz?

Biz zaten elimizden geldiğince bizi suçlayanların aksine birlik ve beraberlik içindeyiz ancak,

İnşaat malzemelerinden çalmasına müsaade edilen, binlerce insanın ölmesine neden olan “Ahlaksız müteahhitlerin” de unutulmamasını sağlamak bizim vazifemiz!

Meydana gelen 2.depremde 30 saniye içinde çöken koskoca binanın deprem öncesi allanıp bullanarak 3 milyon TL’ye satılmaya çalışılmasını görmezden mi gelelim!

Adana’da hasar gören binalarını sıvayla kapattırmaya çalışan müteahhitler olduğu iddiasını yavana mı atalım?

İnsanlar enkaz altında çaresizce bu soğukta kurtarılmayı beklerken ve her saniyenin bile çok önemli olduğu bir anda İsrail’den gelen yardım ekibinin havalimanında saatlerce bekletilmesi karşısında kafamızı çevirip susalım mı?

Devlet hastanesinin depremde çökmesine karşın Fuat Oktay’ın “Eski hastane çöktü, Şehir hastanesi ayakta” açıklaması karşısında nasıl bir tavır takınalım birlik beraberlik için?

Şehir hastanesi morgunun dolması sonrası yağmurun altında sokakta kalan cenaze görüntüleri karşısında susup oturalım mı hiçbir şey olmamış gibi?

Dişinden tırnağından ayırarak, gözü gibi baktığı, en ufak canı yandığında yüreği sızladığı kızının enkaz altındaki cansız elinin çaresizce tutuşunu bir düşünün!

Bir baba düşünün daha kundaktaki süt kokan bebeğinin cansız bedenini enkazdan elleriyle çıkaran!

Yahu bir kendinizi koyun o insanların yerine, siz belki enkaz altında kalmaktan kurtuldunuz ama sevdikleriniz o soğuk betonun altında ve siz çaresizce bir şey yapamadan yardım gelmesini bekliyorsunuz!

Ve kendini bilmez bir yönetici çıkıyor “Ulaşılamayan yer yok” diyor.

İnsanlar sevdiklerinin altında kaldığı enkazın başında çaresizce, bir umut bekliyor.

Depremden kurtuluyorsunuz ancak soğuk ve açlıkla baş başasınız!

Barınak yok, yiyecek yok, giyecek yok!

21. yüzyılda utanılası anlar yaşıyoruz hep beraber!

Ya bir de enkaz altında kaldığınızı düşünün!

Çaresizce, bir umut kurtarılmayı bekliyorsun.

Kendini bilmez ahlak yoksunu birileri çıkıyor. Sizi telefonla arıyor ve “sesimi duyuyor musun” diyerek dalga geçiyor sizinle!

Ve tam o sırada camilerden sela sesleri yükselmeye başlıyor!

Kurtarılmak adına yüreğinizde barındırdığınız bir gram umutta tükenmez mi?

Elinizi vicdanınıza koyun!

Bir belediye bölgeye “mobil mescit” göndermiş, kurtarma ekipmanı göndereceğine, şu naifliğe bakar mısınız?

Yağma görüntüleri de gelmeye başladı bölgeden!

Adam koca LCD televizyonu sırtlamış götürüyor, bir başkası almış yine elektronik aleti sırtına koşar adım kameradan kaçmaya çalışıyor!

Bundan tam 24 sene evvel 99 depreminde devletin bölgeye ulaşamadığını, kurtarma faaliyetlerinde eksik kaldığını öne süren AKP iktidarının yönetiminde hem de dünya devletlerinin kıskandığı bir ülke olduğu söylenen! Türkiye’de 3. gününde insanlara tam olarak yardım elini uzatabilmiş değil yetkili kurumlar!

İnsanlar açlıkla soğukla baş başa kalmış durumda.

Türkiye Cumhuriyeti’nde hepimizin kimsesiz olduğunu bize bir kez daha hatırlattığınız için teşekkürler!

Yazarın Diğer Yazıları