Türkiye Tek Yürek Mitingi
Türk milliyetçilerinin gerçek anlamda hem muktedir hemde iktidar olabilmesi için Diyarbakır’da yüzbinlik mitingden geçeceğine olan inancım devam ediyor. Teröre lanet mitinglerinde meydanlarda bulunmayan MHP üst yönetiminin tabanın beklentilerine cevap veremediğine dair düşüncemi bir kenara bırakıp İzmir’de heyecan aradım.
Sağanak yağmura rağmen Gündoğdu Meydanı’nı dolduran onbinlerin gözlerindeki heyecanı televizyon ekranlarından görüp, onların yürek atışını hissettim.
Vatandaşın arasında bulunmaktan olduğu gibi televizyon ekranlarından da uzak durmayı prensip haline getiren Devlet Bahçeli’den heyecanlı bir konuşma bekleniyordu. Sadece Ege’de değil Anadolu’nun diğer kentlerinden de İzmir’e akın eden ülkücülerin heyecan arzusu,birbirlerini motive edişleriyle gövde gösterisine dönüşmeyi hedeflemişti.
Miting öncesinde sahneye çıkan sanatçı Ahmet Şafak’ın şarkılarıyla heyecanlanan kalabalık, organizasyon hatalarına rağmen yöneticilerinin yapacağı konuşmalardan önemli işaretler bekliyordu. Ancak MHP mitinginde Devlet Bahçeli’den başka kimsenin konuşma hakkı olmadığı için, kalabalıkların tansiyonunu tutmayı becerebilen İl Başkanı Musavvat Dervişoğlu hava durumu ve organizasyonuna dair birkaç dakikada hitap yerine mazeret beyanında bulunabildi.
Ellerinde ay-yıldızlı ve üç hilalli bayraklarla yağmura rağmen meydanı dolduran heyecanlı kalabalık iyi bir hitap olmadığını bildikleri halde Bahçeli’den çok önemli mesajlar bekliyordu.
Doğrusu, Devlet Bahçeli’nin okuduğu konuşma metninin içeriği son derece iyi hazırlanmış olmasına rağmen dinleyicileri harekete geçirebilecek heyecan dalgasını oluşturamadı.
Türk Milletinin milli refleksinin adresi olan Türk Milliyetçilerinin beklentisine Bahçeli ve yönetiminin cevap veremediği bu mitingde de kendisini gösterdi.
Elbette merhum Türkeş’ten sonra onun yerini tutamayacağını herkes biliyordu. Önce ülkücülerin daha sonra da milletin verdiği kredinin iyi kullanılmayışı ve yönetimi elinde tutma ısrarı zaten tartışılan Bahçeli’nin güvenirliğini daha da sorguladığı için tabanın beklentisi İzmir’de gerçekleşemedi.
Sadece gazeteci olarak değil mensubiyetiyle gurur duyduğum Türk Milliyetçiliği hareketinin otuz yıldır mitinglerine katılırım. Meydanı dolduran insanların Genel Başkanın hitabına kadar nasıl hazırlandığına hep tanık oldum. İzmir’deki alanı dolduran onbinlerin malum partinin Türk Milletine, Türk Ordusuna meydan okuyuşuna karşı bir duruş sergileme niyetindelerdi. Nitekim sağanak yağmur altında iliklerine kadar ıslanan inançlı yürekler bayraklarını dalgalandırmaya devam ettiler.
Hatiplerin kalabalığı harekete geçirmek amacıyla dialog kurmalarını biliriz. Bahçeli’nin sorularına cılız cevapla karşılık veren muhteşem kalabalık sadece “Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez” sözlerine yürekten destek verdi. Çünkü beklediklerini bulamadılar!.
“Bayrağına, vatanına, kardeşliğinize sahip çıkmaya hazır mısınız?” sorusunu, Bahçeli değil de sıradan bir hatip yöneltmiş olsa Gündoğdu Meydanında patlayan sesi sadece Ege değil, Adalar hatta Yunanistan duymaz mıydı?
Temmuz seçimi öncesinde iddia ettiğim gibi MHP’nin üst yönetiminin değişimin getireceği heyecan en az yüzde 25 oy sağlardı. Millete mal olmuş bir kadro hareketi olan bu partinin seçkin kadrolarınca yönetilmesi durumunda bugün AKP olmazdı. Milletin üzerine serilen ölü toprağı kalkmazmıydı?
Sonuç olarak İzmir’deki meydanı dolduran onbinlerin haysiyetli, sağduyulu duruşunun ciddi bir uyarı olduğuna inanıyorum.