Türkiye NATO’dan çıkmalı mı?

Sevgili okurum, millî duyguları kuvvetli bir Türk olarak yabancılar tarafından bize yapılan eleştirileri kabullenmem söz konusu bile değil. Ancak son günlerde gazetelerin manşetine oturan Teksas eyaleti valisinin açıklamalarını yorumlayan sözde meslektaşlarımın engin ve dingin bilgisizliği beni çıldırttı, konuya açıklık getireyim dedim.
Teksas valisi Perry, ABD Başkanlık seçimlerinde kazanma şansı düşük olan bir Cumhuriyetçi Parti aday adayı. Birkaç aya kalmaz adaylıktan da çekilir. Perry’in başında olduğu eyalet ise bizim dinci takımının Amerika’da ilk yeşerdiği, daha sonra filizlenip kuzeye kaydığı bir çıkış noktası, Teksas. Biz Turgut Özal ile Teksas eyaletinin Houston ve Dallas gibi kentlerine gittiğimizde, Özal’ın çevresinden birileri (ki bugün de aynı işi yapıyorlar) sürekli eyaletteki dinci unsurlara para taşır, yandaşlara para verirdi. Korkut Özal mesela bayılır bu eyalete. Ama unutmayın bu eyalette Merve Kavakçı ve babası gibi adamlar yeşerdi. Orada dinci ekipler oldukça kuvvetlidir. Daha çok Erbakancı gruplar.
Şimdi siz oturup bunları bilmeden Teksas valisinin kafadan Türkiye’ye ve Türklere çullandığı martavalını atacaksınız ama ben yemem. Maalesef işin gerçek yüzü öyle değil. Vali Perry’e eyaletindeki durumu bilmiyor diyemezsiniz. Mutlaka kendi seçmenleri konusunda bir fikri vardır. Önce herkesin yanlış yorumladığı noktayı anlatacağım.
Bu laflamalardaki vahim olay, dikkatlerin odaklandığı nokta. Bu başkanlık tartışmasını izlemediğiniz için bizim yemyeşil arkadaşların gazına geliyorsunuz. Konuyu Teksas valisi açmadı. Konuyu soruyu formüle eden Fox muhabiri daha doğrusu tartışmayı yöneten Fox Tv’nin Musevi asıllı olduğu anlaşılan sunucusu Bret Baier formüle etmiş. Bakın sunucunun sorusu şu: “İslamcı eğilimli partinin iktidara gelmesiyle Türkiye’de kadın cinayetlerinin oranı yüzde 1400 arttı. Basın özgürlüğü Rusya düzeyine geriledi. Türkiye Başbakanı Hamas’ı kucakladı. Türkiye hem İsrail’i hem Kıbrıs’ı askeri olarak tehdit etti. Bu değişim göz önünde bulundurulduğunda sizce Türkiye NATO içinde yer almalı mı?” Al bir kaya, nerene dayarsan daya.
Şimdi vali soruyu, en kolay yol olan sorudan başlayarak tersinden yanıtladı. Ona herhalde kendi eyaletindeki durum da ışık tuttu. Ama işin acı ve kötü tarafı bu tezgâhı bir gazetecinin açması. Zira 2011 yılından bu yana Amerikan basınında Türkiye’deki yönetimin gerçek yüzü konusunda yazılan yazılar arttı. Bunu da küçümseyebilirsiniz ama burada basın bazı konularda yönetimler üzerinde baskı kurabilir, bizde olduğu gibi yönetimler basın üzerinde değil.
Hatırlayın İngiliz basınında son günlerde çıkan yazıları. Tabii sizler yalnızca İngiltere deyince futbol liglerini takip ettiğiniz için bu konular sizi fazla ırgalamıyor. Mesela Erdoğan’a iktidar yolunu açan Cumhuriyetçilerin dergisi National Review’daki son yazının başlığı da “Türkiye NATO’nun açık hapishanesi” şeklinde. Farkındaysanız Türkiye’nin NATO üyeliği son günlerde oldukça fazla dillendirilmeye başlandı. Hollanda, İngiltere, Fransa gibi NATO’nun temel taşı olan ülkelerde bu konuda söylenmeler başladı. Maşallah Tayyip Bey ve ekibi de bu konuda ellerinden gelen desteği vermekten kaçınmıyor. Zaten rahmetli Erbakan da İslam NATO’sunu kurma fikrini ortaya atmıştı. Herhalde ampul takımı Arap kardeşleri ile bu işi becerecek.
Şimdi diyebilirsiniz ki NATO’dan çıkarsak ne olur? Vallahi benim aklıma ilk gelen şey, Türkiye bir Libya olur, Mısır olur, Irak olur, Suriye olur, İran olur. Türkiye’de ampul takımı AB üyeliği yalanının arkasına sığınarak ülkeyi 21’inci yüzyıla taşıyan tüm temel taşlarını yıktı. Onların amacı hiçbir zaman bir Hıristiyan dünyası içinde olmak değildi. Yetinmedi, üstüne üstelik kalkıp bir de bütün muhaliflerini demokrasi getiriyorum diye tutuklattı, özgürlükleri kısıtladı. Şimdi artık Türkiye’ye bazı şeyler yaptırmak isteyen ABD dışında ne kadar ülke varsa yemiyor ve yavaş yavaş bu durumdaki tuhaflığı ortaya koyuyor.
Bakalım bizim dayanma gücümüz halktan alınanları geri almaya yetecek mi?

Yazarın Diğer Yazıları